Metalin senfonik kanadından söz açılacaksa Finlandiya'nın gururu
Nightwish'e değinmemek ayıptır. Hele de 8. stüdyo albümleri
Endless Forms Most Beautiful çıkmışken günahtır. Kurulduğu 1996'dan bu yana senfonik ve folk metal adına en kaliteli işlerden bazılarını sunan grup, bana göre bu son albümleriyle kendi zirvelerini yakalamışlar. Gerçi bu iddiada bulunabilmek için bir
Nightwish eksperi sayılmam ve 8 albümlerinden 4 adedini dinlemişliğim vardır. Ama insan dinlerken birşeyler hissediyor ve dinlemediklerine geri döndüğünde çok fazla kayıp yaşamadığını anlıyor. O kalan 4 albümü de birgün dinlersem eminim ki
Endless Forms Most Beautiful'dan iyi bulmayacağım. Çünkü öncekiler benim için başarılı birer senfonik metal albümü iken, bu albüm epik bir masal, bir macera, bir tecrübe. 78 dakikalık bir sanat eseri. Her biri kendi içinde başka parçalar saklayan 11 parçalık bir saga.
İtiraf edeyim, bu albüme kadar
Nightwish hakkında hiç bu kadar yoğun duygular hissetmemiştim. Hatta
Century Child (2002) ve
Once (2004) albümlerini arka arkaya dinlediğimi hatırlarım. Başlarda iyi gelse de bir süre sonra uyuşma veya iç kıyılması yaşanabiliyor. Bu yüzden
Nightwish benim üzerimde hep saygı duyulan, ama fazla derinine inildiği taktirde sizi tekrar yukarı çıkarmadan orada bırakıp giden karakterde bir grup imajı bırakırdı. Bazen orada bırakmak da marifettendir. Çünkü ne yapacağınızı bilemeden tekrar başa dönerek çıkış yolu aramanızı söyler size. Belki de giriş, gelişme, sonuç düzeni bulamadığımız için bu terk edilmişlik duygusuna kapılırız. Oysa
Nightwish şimdi tüm ihtişamıyla bu imajı yeniden dizayn ediyor. Sound aynı da olsa 2015
Nightwish'inde farklı birşeyler olduğu seziliyor.
Grubun şarkılarının çoğuna imza atan, keyboard ve piyano çalan, yapımcılığı üstlenen
Tuomas Holopainen'in 7 şarkıyı tek başına, kalanları da bas gitarist
Marco Hietala ile yazdığı
Endless Forms Most Beautiful,
Nightwish cephesinde bazı ilklerin yaşandığı bir albüm. Bu farklılığı o ilklere bağlamak ne derece doğrudur, onu
Nightwish uzmanları daha iyi analiz edecektir. Grup 2005 yılında olaylı biçimde ayrıldığı vokalist
Tarja Turunen'den sonra çalıştığı
Anette Olzon ile de 2012'de yollarını ayırmıştı. Merakla beklenen yeni ses,
After Forever,
ReVamp,
Star One gibi gruplarda bulunmuş Hollandalı
Floor Jansen olmuş. (Bu değişimin detayları grubun 2013 tarihli tur belgeseli
Showtime, Storytime'da görülebilir.) Ayrıca 2013'ten bu yana grupta folklorik enstrümanlar çalıp geri vokal yapan
Troy Donockley de resmi
Nightwish üyesi ilan edilmiş. Böylece grup, kendi tarihinde ilk kez altılı olarak sevenlerinin karşısına çıkıyor. Zaten tecrübeli olan
Jansen ve
Donockley takviyesi ile daha da güçlenen
Nightwish, bu taze kanların moraliyle adeta tüm birikimini ve coşkusunu bu albüme boşaltmış.
Konsept olarak
Charles Darwin'in 1859 tarihli On
"The Origin Of Species" kitabından esinlenen, albümün adını da kitapta geçen bir cümleden alıntılayan
Toumas Holopainen, şahane açılış parçası
Shudder Before The Beautiful'un başlarında da İngiliz biyolog
Richard Dawkins'ten bir alıntı yapmış. Üstelik
Profesör Dawkins,
Holopainen'in daveti üzerine kendi sesiyle bu açılışı yapma nezaketini göstermiş. Oxford'da bir stüdyoda yapılan kayıt gruba gönderilmiş. Albüm kapanışında yer alan
The Greatest Show On Earth ismi ise, yine Dawkins'in 2009 tarihli "The Greatest Show On Earth: The Evidence For Evolution" kitabından alınmış. Toplamda doğal hayatın ve evrimin güzellik boyutundaki anlamını şiirsel olduğu kadar bilimsel dengelerle yorumlamaya soyunmuş liriklerle dolu bir albüm bu. Bu kadar ağır meselelere eğildiği için iç kıyıcı boğuk bir atmosfer içinde yüzdüğü sanılmasın. Zira bu referansları müzik içinde sindirmeye eğilimli belli bir metal kitlesini avucunun içine alabileceği kadar, konsepte fazla kafa yormayıp sadece kafa sallamaya hevesli heavy metal çakallarını da tavlamaya muktedir.
Anlatılmaz yaşanır bir albümü anlatmaya çalışırken fonda bu şarkıların çalıyor olması gerek. Çünkü havaya girmek önemli. Grubun progressive / symphonic / power metal dengelerinin vazgeçilmez bir parçası olan orta çağ folk ruhu, senfonik metalin hizmetine sunulmuş şekilde yine dozunda. İlk iki şarkı
Shudder Before The Beautiful ve
Weak Fantasy, coşkulu heavy progressive yapılarıyla bu folk ruhunu kaynaştırarak daha ilk dakikalardan albüm çıtasını yüksek tutuyorlar. Bu nitelikli karışıma özellikle orkestrasyonu çok kuvvetli
Yours Is An Empty Hope ve
Endless Forms Most Beautiful'u da eklemek bir zorunluluk. Karşımızda o kadar harika bir metal formu duruyor ki, farklı bir başka metal formu olarak
Iron Maiden'ın progressive lezzetine elit bir Orta Çağ ambiyansı katılmış zenginlikler duyuyoruz adeta. (Tabii burada itici değil, çekici bir elitlikten söz ediyoruz.)
Élan, albümden çıkan ilk single ve ne yazık ki kötü bir klibe sahip (ki bu ilk defa başıma gelmediği için özellikle başarılı İskandinav grupların kötü klip çekmezse ölecek hastalığı var diye düşünmeye başladım.)
Élan'ın,
Edema Ruh'un ve
Our Decades In The Sun'ın naif atmosferleri, harika fiziği ve sesiyle
Floor Jansen'in içinde sadece bir
Zeyna olmadığını, tutkulu ve kırılgan bir kadının da yaşadığını gösteriyor. Enstrümantal
The Eyes Of Sharbat Gula, adından da anlaşılacağı üzere,
Holopainen'in birkaç yıl önce National Geographic sayısında rastladığı o meşhur Afgan kızı
Sharbat Gula'nın röprodüksyonundan çok etkilenmesi üzerine yazılmış. Böylesine anlamlı bir fotoğrafın bir de şarkısı olması gerektiğini düşünen
Holopainen,
Sharbat Gula'nın gözlerindeki korku ve korkusuzluğu, vahşilik ve gizemi şarkılaştırmak istemiş. Liriklerin içinden çıkamayınca da, enstrümantal olmasına karar vermiş. Şarkıyı dinlerken o fotoğrafa bakmak çok etkileyici olsa da, şarkısı henüz yazılmamış, belki de hiç yazılamayacak, zaten kendi kendinin şarkısı olan bir fotoğrafı yorumlamak çok zor.
Nightwish için bir başka ilk ise, kapanıştaki o beş bölümlük
The Greatest Show On Earth... Beş bölüm, 24 dakika süren bu epik, Nightwish tarihindeki en uzun şarkı olma özelliği taşıyor. Şarkı demek pek doğru değil. "Doğal seleksiyon yoluyla hayat ve evrim" temalı bu yapıt, klasik müzik, film teması, progressive metal, rock opera karışımı bir kısa film tadında. Holopainen bu uzun deneyimi "bugüne dek yaptığımız en iddialı şey" diye tanımlıyor. Albümü tanımlarken de "9 destek hareketi, bir fasıla (The Eyes Of Sharbat Gula) ve asıl hamle; final şarkısı" diyor. Hani Iron Maiden için Steve Harris ne ise, Nightwish için Tuomas Lauri Johannes Holopainen de o. Caz ve klasik müzik eğitimi de almış olan bu adamın, söz, müzik, düzenleme, yapımcılık yeteneklerini kendi egosuna hapsetmeyip, çeşitli grupların, 1996'dan beri de Nightwish'in hizmetine sunması onu metal camiasının en güçlü personalarından biri yapıyor. Onun için metal müzik sadece uhrevi sözlerden ve yüksek volümlü bestelerden ibaret değil. Orkestrasyon, alt metin, yüksek tansiyon, savunmasızlık, hepsi bu tasarımın içinde kendine uygun yerler buluyor. Sonsuzluğa uzanan formlardaki güzellikler her yeni Nightwish albümünde yeni arayışlara sebep oluyor.
1. Shudder Before the Beautiful
2. Weak Fantasy
3. Élan
4. Yours Is an Empty Hope
5. Our Decades in the Sun
6. My Walden
7. Endless Forms Most Beautiful
8. Edema Ruh
9. Alpenglow
10. The Eyes of Sharbat Gula
11. The Greatest Show on Earth
i. Four Point Six
ii. Life
iii. The Toolmaker
iv. The Understanding
v. Sear-Worn Driftwood