30 Haziran 2017 Cuma

Issız Ada Radyosu Arşivi (Haziran 2017)

Portugal. The Man - Woodstock
Yıl: 2017 ABD
Tür: Indie Pop, Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Easy Tiger"
Bei Bei & Shawn Lee - Year of the Funky
Yıl: 2017 Çin / İngiltere
Tür: Funk, Soul, New Age
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavasiyesi: "See You Again"
 
The Secret Sisters - You Don't Own Me Anymore
Yıl: 2017 ABD
Tür: Country, Folk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "King Cotton"
KARI - Wounds and Bruises
Yıl: 2013 Polonya
Tür: Art Pop, Indie Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "I Am Your Echo (feat. Modo Stare)"
The Akulas - Rustines
Yıl: 2017 Yunanistan
Tür: Surf Rock, Garage Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Special 230"
Husky - Punchbuzz
Yıl: 2017 Avustralya
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Punchbuzz"
Delays - Star Tiger Star Ariel
Yıl: 2010 İngiltere
Tür: Indie Pop, Indie Rock, Dream Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Rhapsody"
The Birthday Massacre - Under Your Spell
Yıl: 2017 Kanada
Tür: Gothic Rock, Synthpop
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "One"
Hell Camino - Hell Camino
Yıl: 2017 ABD
Tür: Stoner Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Dead and Gone"
Songhoy Blues - Résistance
Yıl: 2017 Mali
Tür: Funk Rock, Songhai Music, Afrobeat
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sahara"
Bananafish - VIV
Yıl: 2017 Rusya
Tür: Post-Punk, Dream Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Someone"
 
The Cold Stares - Head Bent
Yıl: 2017 ABD
Tür: Hard Rock, Heavy Blues Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Price to Pay"
Lorde - Melodrama
Yıl: 2017 Yeni Zelanda
Tür: Electropop, Art Pop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Homemade Dynamite"
Lindsay Buckingham Christine McVie - Lindsay Buckingham Christine McVie
Yıl: 2017 ABD / İngiltere
Tür: Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sleeping Around the Corner"
 
Rose Hill Drive - Mania
Yıl: 2017 ABD
Tür: Stoner Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Mania"
Omar Souleyman - To Syria, With Love
Yıl: 2017 Suriye
Tür: Dabke, Arabic Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ya Boul Habari"
Five Horse Johnson - Jake Leg Boogie
Yıl: 2017 ABD
Tür: Southern Rock, Stoner Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Hard Times"
London Grammar - Truth is a Beautiful Thing
Yıl: 2017 İngiltere
Tür: Indie Pop, Dream Pop, Art Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Who Am I"
 
Ünlü - Son Defa
Yıl: 1996 Almanya / Türkiye
Tür: Hard Rock, Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Estarabim"
Michael Jackson - Thriller
Yıl: 1982 ABD
Tür: Pop, Soul, Funk, Disco
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Billy Jean"

23 Haziran 2017 Cuma

KARI - I Am Fine


Świnoujście/Polonya doğumlu Karolina Bis ya da Kari Amirian, 13 yaşında müzik okumak üzere Varşova'ya taşınmış ve Polonya'nın en köklü müzik okulu olan Fryderyk Chopin University Of Music'ten mezun olmuş bir müzisyen. İlk stüdyo albümü olan Daddy Says I'm Special'ı 2011'de çıkararak müzik dünyasına adım atan Kari, bu albümle yine ülkesinin prestijli müzik ödüllerinden, aynı zamanda mezun olduğu okulun adını taşıyan Fryderyk ödüllerinde "Yılın Debut'u" kategorisine aday gösterilmiş. Ardından ülkesi ve bazı Avrupa ülkelerinin indie müzik festivallerinde çıkması için davetler almış. Buralarda gösterdiği performanslar neticesinde ardına iyi bir rüzgar alınca 2012'de müzik yapımcısı ve Modo Stare adlı grubun lideri Jon Headley ile çalışmak üzere İngiltere'ye gitmiş. Burada Jon Headley ile birlikte John Pullan, Callum Harvie ve Chris Headley'den oluşan bir takımla ikinci albüm Wounds and Bruises'i 2013 yılında çıkarmışlar. Albüm bir takım işi olduğundan, KARI şeklinde bir isim değişikliğiyle piyasaya sürülmüş. Olay Polonya'dan Britanya'ya taşınınca indie manada popülaritede ve hayran kitlesinde bir miktar artış da kaçınılmaz olmuş.

Daddy Says I'm Special'ı henüz dinlemedim. Ama Wounds and Bruises'i çıktığı sene dinlediğimi hayal meyal hatırlıyordum. Tekrar somutlaştırmak adına bu albüme geri döndüğümde indie pop/folk, ambient, trip hop ve deneysel elektronik türlerinin buluşmasından meydana gelmiş kaliteli fakat zahmetli bir albüm olduğuna dair o zamanki düşüncelerimde bir değişiklik olmadığını fark ettim. Bu saydığım tür buluşmasına kısaca "art pop" denmesindeki mantık da işin zahmetli kısmını oluşturuyor. Güçlü, ruhani, aynı zamanda kırılgan ve melankolik bir albüm olmasından ötürü Wounds and Bruises genel olarak pozitif yorumlara nail olmuştu. Peşinden çıktığı Avrupa turnesi de grubu ve Kari'yi indie camiaya iyice kabul ettirmişti. Ama benim için albümün yoğunluğu biraz fazla art pop içerdiği için kekremsi bir tat bırakmıştı. O yüzden kendisiyle dostça vedalaşıp ayrıldık ve kendisinden bir daha haber almadım. Ta ki, tesadüfen 9 Haziran 2017 tarihli yeni albüm I Am Fine'a rastlayana kadar. Aradan geçen 4 yılın Kari üzerindeki bana göre çok olumlu etkilerini görüp mutlu oldum. Tekrar beraber olduğumuzu ve bu kez daha uzun süreceğini hissettim.


Bu olumlu etkileri açarsak, Wounds and Bruises'a nazaran benim için artık daha dinlenebilir bir indie/dream pop soundu ve daha kolay adapte olunan tarzda şarkılar mevcut. Bu iki türün birbiriyle yakınlaştığı şarkılara ayrı bir ilgim var. Ne iddiasız, yavan bir indie pop, ne de rüyaya dalıp vasatlaşmış dream pop... İkisinin buluşması bir ayağı gerçeğe, diğeri rüyaya ait olduğu vakit tadı bir başka oluyor. Tabii kötü şarkılarda istediği kadar iki farklı ayağı olsun, bir halta benzemez o ayrı. Ama I Am Fine gösteriyor ki, Kari Amirian bu kaynaşmayı çok iyi şarkılarla perçinlemiş. Açılışı yapan Runaway, hemen arkasındaki Talk To Me, Sirens, War gibi şarkılar, hemen hemen hepsi için aynı övgülerde bulunacağım renkte, karakterde ve lezzette. Onlar sayesinde yaşama sevinci ve hüznü aynı kapta karıştırıp önümüze bu lezzeti koyması, bir dinleyici olarak benim nazarımda adeta Kari'nin yeniden doğuşu gibi. Bu dinlenebilirlik ve kolay adaptasyon kesinlikle bir basitlik olarak görülmemeli. İşin içinde "pop" kelimesi varsa, önüne pekala "art" koymadan da kaliteli birşeyler yapılabileceğini göstermesi önemli.

Tabii Jungle Boy, Glow ve Reason'dan oluşan ayrı bir grup var ki, onların olayı da ayrı bir hoş. Orta tempo kıvraklığıyla, vokal dizaynlarıyla inceden Afrika ezgileri, ritmleri ve coşkusu barındırmaları albüme çeşni katıyor. Popun önüne "art" koymuyor dedik ama, burada popüler bir bakış yanında bazen kırıntılarla, bazen külçelerle desteklenmiş bir farklı pop bilinci var. Kimi buna sanatsal pop der, kimi ise sadece farklı. Kari'nin geçmişine dair izleri de yeni albümde bu sayede sürebiliyoruz. Mesela Tammy'nin progressive pop demeyi sevdiğim duruşu bir örnek. Kapanıştaki yaklaşık 8 buçuk dakikalık Unanswered'ın tutku dolu epik kimliği de keza öyle. Polonya doğumlu olmasına rağmen, müzikal anlamda İngiliz sayılabilecek Kari, yine müzikal ve vokal anlamında Lykke Li, Stina Nordenstam, Björk, Junip gibi İskandinav kadınlarına daha yakın bir duruş sergiliyor. Çok ayrıksı bir vokali yok. Ama bu saydığımız isimlerin de yok. Onlar tıpkı Kari gibi seslerini yaptıkları müzik ile birlikte yoğurmakla kendi yollarını çizmiş isimler. Çok büyük ihtirasları olamayan, fırtınalarını kendi içlerinde yaşayan, iddiasızlıklarıyla iddialı, "ben böyle gayet iyiyim" diyebilen pop sanatçıları.

1. Runaway
2. Talk to Me
3. Jungle Boy
4. Sirens
5. Birds of Paradise
6. Tammy
7. War
8. Glow
9. Volcano
10. Reason
11. Unanswered

17 Haziran 2017 Cumartesi

Rinôçérôse - Futurinô


Fransız grup Rinôçérôse’un müzikal tarifi pek çok yerde “French House” olarak geçiyor. Özellikle “house” kelimesine temkinli yaklaştığımdan (aslında hiç yaklaşmadığımdan!) ötürü kendilerini İbiza toplama albümleri müdavimlerinden biri olarak önyargılayıp uzunca süre bulaşmamıştım. Lakin Futurinô isimli son albümlerine şöyle bir şans verip, sıkıcı tempodan biraz uzaklaşmak, havuz, deniz, güneş, açık büfe düşleri kurmak istediğimde karşıma çıkan müzik beni önce dumura uğrattı, sonra yaladı yuttu. Bunca yıl Rinôçérôse insanlarını yarı çıplak DJ bronzluğunda sandığımdan ötürü “şaka mı bu” diyerek önceki 6 albümlerinden 3’üne de şöyle bir baktım. Belli bir vasatlığı aşamayan, gitarların sürüklediği tekno, dub, elektronik, hatta bazen trip hop gidişatlarına rağmen, arada tek tük hoşuma giden parçalar dışında fazla numara göremedim. İyi ki önce bu albümleri dinlememişim diye düşündüm. Öbür türlü Futurinô’yu bulup dinler miydim, emin değilim. Albüm kapağında dört kişi olmasına karşın bir kaynaktan geri hizmetle birlikte toplam yedi kişi olduklarını okuduğum,1997’den beri albüm çıkaran Rinôçérôse ahalisinin bana göre çıkardığı o kadar albüm arasından en iyisi Futurinô kesinlikle.

Panic Attack, Time Machine, Tomorrow gibi şarkılar uzun süre dinlemekten sıkılmayacağım türden akıl küpü dans şarkıları. Bazı şarkıların erkek, bazılarının kadın vokalli olmasının getirdiği lezzeti böyle usta işi şarkılarla tatmak büyük zevk. Bu albümde uzun dub tripleri veya canhıraş tekno tekdüzeliği yok. Onun yerine Mind City ve Touch Me gibi synth pop-electro disco hoşlukları var. Hatta Head Like A Volcano adlı düpedüz bir indie rock, My Cadillac adında da düpedüz bir synth punk bile var. Tabi o “düpedüzlük” bu türlerin Rinôçérôse tarafından kendi mutfaklarında kendi baharatlarıyla pişirdikleri türden. İster makineden çıksın, ister canlı olsun, tüm albümlerinde olduğu gibi gitar yine her köşede ve iyi ki de var. En yakın örneklerden biri olarak mesela The Heroic Sculpture of "Rinôçérôse"u ilk duyan birisi rahatlıkla Bodyrockers dinlediğini sanabilir. Halbuki Rinôçérôse, referans olarak hiçbir yerde ismine rastlamasam da dünkü gruplardan farklı biçimde çok uzun bir süredir yaşamaktaydı. Sadece tek eksikleri kariyerlerinde Futurinô gibi bir albümün olmayışıydı belki de.

1. Panic Attack
2. Time Machine
3. Where You From?
4. Head Like a Volcano
5. Mind City
6. Touch Me
7. The Heroic Sculpture of "Rinôçérôse"
8. Tomorrow
9. My Cadillac
10. Weekend of Sin

8 Haziran 2017 Perşembe

Puta Volcano - Harmony Of Spheres


Yunanistan'ın grunge/stoner alemine kazandırdığı bir diğer sıkı grup olan Puta Volcano, 2015'teki The Sun'ın ardından Harmony Of Spheres ile kalitesini perçinliyor. Bindikleri alamet nereye gider bilinmez ama doğru yolda oldukları kesin. Zira Harmony Of Spheres ile The Sun'ın üzerine koyarak o doğru yolda ilerliyorlar. Luna Stoner, Alex Pi, Bookies ve Steven Stefanidis dörtlüsünden oluşan grup, 90'lardan aldıklarını modifiye etme konusunda yurttaşları Planet Of Zeus'un izinden gittiklerini gizlemiyorlar. Bu iki grup hem soundlarıyla, hem yazdıkları şarkılarla, hem de albüm performanslarıyla benim diyen İngiliz, Amerikan gruplarının çoğuna nal toplatacak kalitede işler çeviriyorlar. Evet ingilizce söylüyorlar ama bağlı oldukları müzik türünü baygın tembelliklere kurban etmiyor, güçlü rifflerle bezeli, ruhu olan rock şarkılarına uygun yazıp, çalıp, söyleyerek onun itibarını güçlendiriyorlar. Coşkulu, tutkulu, zeki ve çok güçlüler. Puta Volcano, bu özelliklere bir artı daha ekleyerek Luna Stoner sayesinde bu müziğin kadın vokal yönünden de gücünden bir şey yitirmeyeceğini ispatlıyor.

Luna Stoner'ın öyle rock tarihindeki efsane kadın vokal referanslarıyla tanımlanabilecek ayrıksı bir sesi yok. Ketumluğunu sert çığlıklarla süslemeyi bilen ve takım oyununa iyi adapte olmuş bir kadın. Zaten Puta Volcano'nun başrolünde o yok. Çünkü Puta Volcano'nun başrolünde dört Puta Volcano üyesi var. Albümün 8 şarkısında da hissedilen ortak enerji, kimseyi geri plana atıp öne çıkarmıyor. Besteler kendi disiplinlerine hakim, ancak kendi içlerinde başka yollara sapabilecek yetkinlik taşıyorlar. İlk dinlediğimde açılıştaki öncü kuvvet Dune'a, basit bir gitar melodisinden olağanüstü bir stoner canavarı yaratan Neon'a, dinamizmleriyle derime nüfuz eden Jovian Winds ve Afterglow'a tav oldum ki, bunlar albümün sadece yarısıydı. Progressive stoner rock diyebileceğimiz Bird ve Infinity, stadyumda atmosferinde çalıyorlarmış hissiyatı veren Zeroth Law ve bana Soundgarden'ın ağır bestelerini andıran Moebius ile tamamlanan döngü, dolu dolu yaşadığım yaklaşık 35 dakikanın tadını damağımda bırakıyor. Harmony Of Spheres sayesinde artık son yılların en heyecan verici stoner rock gruplarından biri olarak görmeye başladığım Puta Volcano, artık bir ekol oluşturmaya başlamış Atinalı grupları daha dikkatle takip etme isteğimi kamçılıyor. Tam şu anda Neon çalıyor ve ben yine kamçılanıyorum.

1. Dune
2. Bird
3. Jovian Winds
4. Zeroth Law
5. Neon
6. Moebius
7. Afterglow
8. Infinity