30 Kasım 2021 Salı

Issız Ada Radyosu Arşivi (Kasım 2021)

Lucy Kay - Dark Angel
Yıl: 2021 İngiltere
Tür: Pop, Classical, Cover
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Black Hole Sun"

Saga - The Human Condition
Yıl: 2009 Kanada
Tür: Progressive Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Now Is Now"
Matt Nathanson - Achtung Matty
Yıl: 2021 ABD
Tür: Pop Rock, Folk Rock, Cover
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Until the End of the World"
Iron Maiden - Flight 666: The OST
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: NWOBHM
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Can I Play With Madness?"
Surf Zombies - In Color!
Yıl: 2021 ABD
Tür: Surf Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Badass"

Abscession - Rot of Ages
Yıl: 2021 İsveç
Tür: Death Metal
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Theater of Pain"
Hedonutopia - Nergist
Yıl: 2021 Türkiye
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bi Sen Değil"
Makthaverskan - För Allting
Yıl: 2021 İsveç
Tür: Post-Punk, Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "This Time"
INXS - The Best of INXS
Yıl: 2002 Avustralya
Tür: Pop Rock, New Wave
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Disappear"
The Immediate Family - The Immediate Family
Yıl: 2021 ABD
Tür: Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Things to Do in Denver When You're Dead"
Levin Goes Lightly - Rot
Yıl: 2021 Almanya
Tür: Post-Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Liebhaber"
Goat - Headsoup
Yıl: 2021 İsveç
Tür: Psychedelic Rock, Heavy Psych, Compilation
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Fill My Mouth"
Jail Job Eve - Wildfire
Yıl: 2021 Almanya
Tür: Blues Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Wildfire"

Spacelord - False Down
Yıl: 2021 ABD
Tür: Stoner Rock, Blues Rock, Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Enemy Lines"
Nell and The Flaming Lips - Where the Viaduct Looms
Yıl: 2021 ABD/Kanada
Tür: Neo-Psychedelia, Cover
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Into My Arms"
Walk the Moon - Heights
Yıl: 2021 ABD
Tür: Pop Rock, Indie Rock, Indie Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Can You Handle My Love??"
Batman Forever OST
Yıl: 1995 ABD
Tür: Alternative Rock, Electronic, Pop, Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: U2 - "Hold Me, Thrill Me, Kiss Me, Kill Me"
Until the End of the World OST
Yıl: 1991 ABD/İngiltere
Tür: Pop Rock, Alternative Rock, Art Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: U2 - "Until the End of the World"
Union of Knives - Endless From the Start
Yıl: 2021 İngiltere
Tür: Indietronica, Alternative Pop
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Like Butterflies"

Robert Plant & Alison Krauss - Raise the Roof
Yıl: 2021 ABD/İngiltere
Tür: Folk Rock, Americana
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Price of Love"

22 Kasım 2021 Pazartesi

INXS - Kick

 
Kasım ayında Achtung Baby doğdu ama 22 Kasım 1997'de de trajik bir ölüm gerçekleşti. Avustralyalı pop rock grubu INXS'ın ikonik solisti Michael Hutchence, Sydney'deki otel odasında kendini asmış şekilde bulundu. 37 yaşındaydı ve o sırada TV sunucusu Paula Yates ile ilişkisi, bu ilişkiden de Tiger Lily adında bir kızı vardı. Yani ortada intihar edecek bir durum görünmüyordu. Fakat Yates'in eşi şarkıcı Bob Geldof, dünya turunun Avustralya ayağında olan Hutchence'in Tiger Lily ve Geldof - Yates çiftinin diğer kızlarını görmek istemesinin önüne yasal engeller koymuştu. Kızını göremeyecek olmanın verdiği üzüntünün tetiklediği, alkol, uyuşturucu ve ilaç bağımlılığının tüy diktiği ruh hali neticesinde kendini yılan derisi kemeriyle asan Hutchence, genç yaşında, çözülebilecek bir mesele uğruna dünyaya hiç de iyi bir veda etmemiş oldu. Bu nahoş vesileyle INXS'in 6. stüdyo albümü olan ve benim satın aldığım ilk INXS albümü olan Kick'i saygıyla anmak gerek.

1985 tarihli 5. albüm Listen Like Thieves'de yer alan aynı adlı şarkı ve What You Need sayesinde ilk kez adını duyduğum INXS, 80'lerde radyolarda bu iki şarkıyla epey bir sükse yapmıştı. Yıllar sonra albümü dinlemiş, bu iki şarkı dışında pek de beğenmemiştim. Fakat sükselerin hası iki yıl sonra Kick ile çıkıp geldi. 60'ların Avustralyalı gruplarından The Loved Ones'ın The Loved One coverı ve Andrew Farriss'in tek başına yazdığı Mediate dışındaki tüm şarkıları Andrew Farriss ve Michael Hutchence'ın birlikte yazdığı Kick adeta bir hit deposuydu. Grubun kariyerindeki en başarılı, en çok satan albümdü. 5 adet single çıktı ve hepsi listelerin, radyoların anasını ağlattı. İlk single Need You Tonight, özellikle What You Need'in havalı rock soundundan uzak, pop dokusuyla başlarda biraz mesafe yaratsa da, dinledikçe açılan, giderek kendini sevdiren, 80'ler deyince akıllara gelen bayrak şarkılardan biri haline geldi. Acayip seksi olması yanında, Hutchence'ın vokal yelpazesinin genişliği hakkında önemli belirtiler taşıyordu. Meğer o belirtiler albümün tamamında yelpazenin her detayını ortaya koymuştu.

Need You Tonight ile birlikte New SensationDevil InsideCalling All Nations gibi şarkılar 80'lerin çok ötesinde, zamansız işler. Pop rock, garage rock ve new wave bileşenlerini ustalıkla derleyip toparlayan modern bir sound. Öyle ki, 2020'lerde çıkan bir albüme konsalar, evet 80'leri anımsatırlar ama hiç mi hiç sırıtmazlar. Guns In The Sky ve Devil Inside özellikle modern bir garajdan çıkmışçasına güçlü, blues ve new wave katkılı parçalar. The Loved One tam cover gibi cover ve INXS'ın 80'ler modernliğine retro bir ruh da katmakta. Albümün yıldızlarından Never Tear Us Apart ise belki de tek başına koskoca albümün slow ihtiyacını karşılayan, tutkulu, coşkulu, kederli bir güzellik. Eğer yolum bir karaoke bara düşerse ve orada Never Tear Us Apart'a rastlarsam üzerine atlarım gibi geliyor. Kick sonrası 90'larda dört albümlük INXS dönemi başlıyor ki, bana göre bu dönemin en iyisi Welcome to Wherever You Are (1992) albümüdür. Zaten hepsini dinlemiş olmama rağmen aklımda kalan son albümleri de budur. Şarkı olarak da Suicide Blonde, Disappear, Heaven Sent, All Around, Communication gibi hala çok sevdiklerim var. Fakat Kick bütün olarak bence en iyi INXS albümüdür. Ne zaman başlasam 40 dakikanın sonuna kadar giderim. Tiny Daggers'dan daha diri bir şarkıyla kapanmasını isterdim. Yine de bana iyi gelen albümlerden biri, özellikle de Michael Hutchence gibi pop, soul, rock'n roll gırtlağına sahip özgün bir vokali tanımanın, sevmenin en önemli referansı olması sebebiyle Kick, "yıllara meydan okuyan" dediklerimizden...

1. Guns in the Sky
2. New Sensation
3. Devil Inside
4. Need You Tonight
5. Mediate
6. The Loved One
7. Wild Life
8. Never Tear Us Apart
9. Mystify
10. Kick
11. Calling All Nations
12. Tiny Daggers

19 Kasım 2021 Cuma

U2 - Achtung Baby

 
Tam 30 yıl önce bugün piyasaya sürülen Achtung Baby, İrlandalı rock grubu U2'nun ikinci defa dünyaya gelişi olarak kabul edilir. Gerçekten de albüm için yapılan bu benzetme o kadar yerindedir ki, bilmeyenlere anlatmak için sadece bu benzetmeyi kullanmak bile yeter bence. Hemen neden bu "yeniden doğuş" ifadesi kullanıldığını kendi açımdan açıklayıp aradan çıkarayım. U2 ile tanışmam 1987 tarihli şaheser The Joshua Tree gerçekleşmiştir. Benim için U2'nun ilk doğuşu bu albümdür. Dünyada U2 adının duyulmasının onun sayesinde gerçekleşmesi, sadece benim için öyle olmadığının da bir göstergesi olabilir. Ancak The Joshua Tree ile U2'nun öncesinde dört albüm sahibi bir grup olduğu benim ve benim gibi milyonlar tarafından öğrenilmiştir (diye düşünüyorum.) Bu dört albümü, hatta Sunday Bloody Sunday şarkısını bile sevmedim, sevemedim. Ama The Joshua Tree inanılmaz bir albüm. U2'nun hala en iyisi ve tüm zamanların en iyi folk rock, pop rock ve bu türlerin karması bir alt tür olarak heartland rock başyapıtı. Asıl adı Paul David Hewson olan ama tüm dünyanın Bono olarak bildiği 27 yaşındaki bu hırpani ve yakışıklı adamın içli İrlanda vokaliyle söylediği tutku dolu rock şarkılarının 80'lerde bağırlara basılmaması neredeyse imkansızdı. Yazdığı liriklerle aynı zamanda çok iyi bir şair olduğunu da kanıtlayan Bono, diğer grup üyeleri The Edge (gitar), Adam Clayton (bas) ve Larry Mullen Jr. (davul) ile birlikte yazdığı zamansız şarkılarla bir ikon olma yolunda ancak beşinci albümle ilk adımını atmıştı.

The Joshua Tree dünya çapında öyle bir patladı ki, daha şarkıların ateş sönmemişken (zira kolay kolay da sönmezdi) hemen bir yıl sonra coverlardan, bazı konser kayıtlarından ve yine kendi bestelerinden oluşan Rattle and Hum albümünü çıkardılar. B.B. King (When Love Comes To Town), Bob Dylan (Love Rescue Me) gibi ağır misafirlerin olduğu, Desire gibi şaheserin yer aldığı bu albüm iyi olmasına iyiydi ama uzunluğu, bazı şarkıların fazla ve gereksiz gibi hissettirmeleri nedeniyle "The Joshua Tree'den sonra gelen albüm" talihsizliğinden fazlası oldu sanki. İşte tam bu noktada, yani peş peşe gelen biri pahada, diğeri yükte ağır iki albümün ardından bir üçüncüsü için bir tükenmişlik hasıl oldu. Bu hem onlarda, hem de dinleyicilerinde oldu. Rattle and Hum'ın ardından gelecek yeni U2 albümünde artık nasıl şarkılar olacağı neredeyse kestirilebilir bir pozisyona girdi, işin heyecanı, tadı kaçtı adeta. Biraz ara verme, en önemlisi de yeni bir şeylerle dönme ihtiyacı belirdi. Düşünsene bitmek bilmeyen konserlerde her gece sürekli With or Without You, I Still Haven't Found What I'm Looking For, Desire falan çalıyorsun. Şarkıları özlemeye bile fırsatın olmuyor. Evet Rattle and Hum iyi bir ticari başarı kazanmıştı, belli bir kalite çıtası vardı ama eleştirmenler albümü çok ağır, kendini beğenmiş, Amerikan olmaya çabalayan, üstelik buna acemice çabalayan bir albüm kimliği biçmişlerdi. Bir sonraki albüm kesinlikle farklı olmalıydı. İyi de nasıl olmalıydı?

Değişimin ilk göstergeleri 1990'da yaptıkları iki kayıttı. İlki, elektronik dans ritimlerini ve hip hop unsurlarını ilk kez kullandıkları Red Hot + Blue toplama albümü için Night and Day coverıydı. Diğeri ise Bono ve The Edge'in A Clockwork Orange'ın sahne uyarlamasının orijinal müziğine yaptığı katkılardı. Deneysel ve pek ses getirmeyen işler olsa da, Achtung Baby'nin zemini yavaş yavaş oluşuyordu. Bono ve The Edge, yazdıkları materyalleri diğer grup üyeleriyle paylaştılar ve son rötuşlardan sonra albümde yer bulması kesinleşen birkaç şarkı ortaya çıktı. Ama yine tatmin olmadılar. Önceden birlikte çalıştıkları yapımcılar Daniel Lanois ve Brian Eno ile anlaştılar. Her ikisi de birer ses mühendisi ve elektronik müzik sihirbazı olan bu adamlar, özellikle de Eno, değişimin eski U2'ya dair her şeyi silmek olduğu fikrini ortaya koydular. Müziğinden taviz verirdin, vermezdin, benim fikrimi kabul edersin, etmezsin türü çeşitli tartışmalar, fikir münasebetleri, beyin fırtınaları derken, Berlin ve Dublin olmak üzere iki ayakta yedinci U2 albümü Achtung Baby son şeklini aldı. Hemen peşinden de devasa bir multimedya etkinliğine, büyük bir şova dönüştürdükleri Zoo TV Tour start aldı. Tepeden tırnağa imaj değiştirdiler. Kimileri komik ve eğreti buldu. Ama şarkılar o kadar güçlü, Zoo TV organizasyonu o kadar görkemliydi ki, eski U2 hayranları bir yere gitmediği gibi, üzerlerine yenileri eklendi.


Önceki albümlere göre karanlık, içe dönük, geçmişin mirasını umursamayan, beklentileri alt üst eden, kısacası tam da grubun ihtiyacı olan değişimin gerçekleştiği Achtung Baby büyük bir ticari başarı, ödüller, övgüler kazandı. Eleştirmenler tarafından tüm zamanların en iyi albümleri listelerine alındı. The Fly, Mysterious Ways, One, Even Better Than The Real Thing, Who's Gonna Ride Your Wild Horses teklileri listelerin altını üstüne getirdi. Bono'nun şarkı sözleri aşk, cinsellik, maneviyat, inanç ve ihanet üzerine çok dinamik, karanlık, seksi ve korkusuzdu. Yazım sürecinde üç çocuğunun annesinden boşanmasının da etkisiyle sogulayıcı, arızalı, yorucu ilişkileri konu alan sözlere ağırlık verdi. Albümün tüm şarkıları (belki olmasa da olurdu dediğim Acrobat haricinde) artık kalbimin "Achtung Baby" adlı klasöründe yerini koruyor. Ama kıvraklığı ve modern tasarımıyla harikulade Mysterious Ways, Bono'nun İsa ve Judas arasındaki kurgusal bir konuşma yazdığı, Alman yönetmen Wim Wenders'in çok sevdiği ve 1991 tarihli aynı adlı filminde kullandığı Until The End Of The World, kırılganlıkla yaşama sevincini aynı bünyede taşıyan Tryin' To Throw Your Arms Around The World ve albümün ilk teklisi olarak cümle alemi şok eden arızalı sounduyla The Fly'ın yeri bende ayrıdır. Hepsi de çok acayip, havalı, seksi, başka dünyadan şarkılardır. Asla eskimezler.

Bunun yanında dev bir single olarak One, geliri AIDS araştırmalarına bağışlanacak bir güzellik olarak başta LGBT camiasının sahiplendiği, bunun yanında insan haklarını veya sosyal adalet davalarını desteklemek için kullanılan sembol bir şarkıya dönüştü. Hatta Bono, kurduğu hayır kurumuna ONE Campaign adını verdi. Even Better Than The Real Thing, So Cruel, Ultra Violet (Light My Way) yine özellikle Lanois ve Eno dokunuşlarıyla fark yaratmış klas besteler. Love Is Blindness albüm geneline hakim arızalı aşklardan biri ve kapanışa çok yakışıyor. Yine ne kadar övsek az gelecek ikonik albümlerden biri Achtung Baby... Tabii ondan sonra da U2 hikayesi devam ediyor ama ona da başka zaman değiniriz. The Joshua Tree zamanlarında isyankar, materyalist dünyaya karşı öfkeli Bono'nun para babası bir materyaliste, samimiyetini yitimiş bir iyi niyet elçisine, George W. Bush'un huzuruna çıkabilecek kadar genişlemesine, en önemlisi de U2 müziğinin artık yerlerde sürünüyor oluşuna dair de söyleyeceklerimiz vardır elbette. Fakat hiçbiri bu özel güne, 19 Kasım 2021'e gölge düşürmesin. Çünkü 30 sene önce bugün Achtung Baby doğdu.

1. Zoo Station
2. Even Better Than the Real Thing
3. One
4. Until the End of the World
5. Who's Gonna Ride Your Wild Horses
6. So Cruel
7. The Fly
8. Mysterious Ways
9. Tryin' to Throw Your Arms Around the World
10. Ultra Violet (Light My Way)
11. Acrobat
12. Love Is Blindness

17 Kasım 2021 Çarşamba

The Jeff Healey Band - Feel This

 
Çok sevdiğim türlerden biri olan blues rock ile ilgili uzun zamandır üzerine konuşmaya değecek bir albüm çıkmaması beni ziyadesiyle üzmektedir. Ben de bu açlığımı eski ama benim için asla eskimeyecek albümleri tekrar tekrar döndürerek gidermekteyim. Onlardan ikisi de The Jeff Healey Band'in Hell To Pay ve Feel This albümleri olmuştur her zaman. Hell To Pay'e gereken saygılarımı zamanında sunmuştum. Geçenlerde geri döndüğüm Fell This ile ilgili de kısaca bir şeyler gevelemek, ona da saygılarımı sunmak istedim. Hell To Pay'den iki yıl sonra çıkan Feel This, tek bir şarkısını dahi daha önceden duymadan, gözü kapalı aldığım bir albümdü. Üstelik çok iyi anlaştığı basçı Joe Rockman ve davulcu Tom Stephen yine Healey'nin yanındaydılar. Çok iyi olacağına zaten emindim de, sıfır kilometre Jeff Healey şarkılarını o iki yıl önceki ateşi içimde hala sönmemiş haldeyken harlamak çok önemliydi. Küçük yaşta yakalandığı göz kanseri nedeniyle göremiyor olması, görebilen gözlere sahip nicelerinden çok daha yetkin çalış tekniklerine, coşkulu, tutkulu, hırçın, kırılgan ruh hallerine haiz olmasına engel olmadı hiçbir zaman. Ama profesyonelliğini, virtüözlüğünü Hell To Pay'de abartmamış, "şarkı" gibi şarkılarla içimize işlemişti. Feel This ise "abartı" kelimesi tuzağına düşülmemesi gereken şekilde oldukça sert ve duygu yelpazesini yitirmemiş şarkılarla fırtınalar estiren bir albümdü.

Cruel Little Number, Baby's Lookin' Hot, My Kinda Lover, Heart Of An Angel tayfası, hepsi için aynı cümleleri söyleyebileceğim fişek gibi şarkılar. Enerjileri, nakaratları, enstrüman uyumları, harikulade Healey sololarıyla bu motorun parçaları. Bir de Leave The Light On, Lost In Your Eyes, You're Coming Home tayfası var ki, onların kattığı duygu yoğunluğu da aynı motorun yedeği olmayan diğer parçaları. Lost In Your Eyes, 1970'lerden gelen bir Mudcrutch şarkısının coverı. Mudcrutch ise Tom Petty'nin ara sıra kaçamak yaptığı grubuydu ve şarkı da zaten bir Tom Petty bestesi. Evil and Here To Stay, olayın blues yönünü kirli, sert, tavizsiz, tekinsiz boyutlara taşıyor. If You Can't Feel Anything Else, Jr. John adlı bir rapçinin Healey ile düet yaptığı, enerjisi tavan yapmış olağanüstü bir funk/hard/blues rock. Albüme adını veren Feel This ifadesi de bu şarkıda geçiyor ki, şarkı boyunca şarkının yoğunluğundan başka bir şey hissetmek zaten mümkün olmuyor. Aslında cümleyi daha da genişletirsek, albümün tamamı boyunca şarkıların gücüne kaptırıp gitmek suretiyle başka bir şey hissetmek mümkün olmuyor.

Albümde, daha doğrusu benim onunla en çok vakit geçirdiğim kaset formatında Live and Love ve Joined At The Heart adlı iki şarkı daha vardı. Bu şarkılar nedense albümün ABD versiyonlarına konmamış. İkisi de iyi şarkılar olmasına rağmen yoklukları bir eksiklik yaratmıyor. Internetin kıt notlarıyla meşhur online müzik veritabanı Allmusic, Hell To Pay'e 5 üzerinden 3 vermişken, Feel This'e 4 vermiş. Bunlar bir gösterge değildir, kendilerini bağlar. Bana göre Hell To Pay bir puan daha iyidir. Ama Feel This gibi albümlere kim ne puan verirse versin, onlarla geçirdiğimiz anlar, gitarlarına, davul ataklarına, nakaratlarına eşlik ettiğimiz o büyülü saniyeleri puanlarla ölçemeyiz. Hayatı boyunca göz kanserinin engellerini engel olmaktan çıkarmış, 2008'de henüz 41 yaşında akciğer kanserine yenik düşmüş, ardında şahane albümler, şarkılar, konserler bırakmış Jeff Healey'nin değerini hangi puan karşılar? Her dinleyişimde ne gözünü, ne akciğerini, ne de ölümünü kabullenemeyip hala hayatta olduğuna inanmamı, hatta bu dünyadan göçmüş tüm iyi müzisyenlerin hala yaşadıklarına inanmamızı da bu albümlere, bu şarkılara borçlu değil miyiz?

1. Cruel Little Number
2. Leave the Light On
3. Baby's Lookin' Hot
4. Lost in Your Eyes
5. House That Love Built
6. Evil and Here to Stay
7. My Kinda Lover
8. It Could All Get Blown Away
9. You're Coming Home
10. If You Can't Feel Anything Else
11. Heart of an Angel
12. Dreams of Love

7 Kasım 2021 Pazar

Kamelot - Poetry For The Poisoned


Floridalı progressive metal canavarı Kamelot, 1991 yılında atıldığı müzik hayatına Poetry For The Poisoned adlı 11. albümüyle devam ediyor. Aralarında The Black Halo, Karma, Epica gibi türün başyapıtları arasında gösterilen albümlerin de bulunduğu görkemli tarihi, Poetry For The Poisoned ile daha da pekişiyor. Kendilerinin sıkı bir takipçisi olmamakla birlikte, bir progressive metal canavarı da sayılmam. Ama adı geçen albümlerin görkemine tanıklık etmiş biri olarak Kamelot'un progressive ruhunu power metal ile bir potada yoğuran yorumlarını son albümleriyle tekrar görmek sevindirici oldu kendi adıma. Zira çok beğendiğiniz bir grup veya şarkıcının en son albümlerini beklediğiniz çizgide bulamamak kalp kırıcı olabiliyor. Neyse ki Kamelot, bu tembellik ve onun yol açtığı kirlilikten uzakta dimdik ayakta duruyor.

Grubun geçmişten bugüne yaşadığı eleman değişikliklerine baktığımızda çok çalkantılı dönemler yaşadıklarını anlamak mümkün. Eternity ve Poetry For The Poisoned arasındaki değişimler, adeta 10 yıl aradan sonra Yalan Rüzgârı'na tekrar başlamış seyircinin yaşaması muhtemel kafa karışıklığı vaad ediyor sanki. Tabiî bu üstünkörü benzetme, işin sadece personel değişimi açısından ele alınışı. Yoksa benim dinlediğim 7-8 Kamelot albümü arasında kötü olanına rastlamadım. Belki hepsini iki güne sığdırdığım, adeta bir "Kamelot Özel Gösterimi" düzenlediğim içindir bilemiyorum. Fakat buna rağmen bazı dijital ortamlarda okuduğum çeşitli yorumlarda Poetry For The Poisoned, önceki albümlerine nazaran vasat bulunmuş. Hatta "yılın en büyük hayalkırıklıklarından biri" bile diyen çıkmış. Bunu diyen ya sayı saymayı, ya da ıslak odunun tadını bilmiyor. Tamam, Kamelot'un sadık bir hayranı değilim, ama şu albüme kötü demek Kamelot hayranlığı sayılıyorsa, böyle hayranları olduğu için vay Kamelot'un haline!

İsveçli Soilwork grubunun vokalisti Björn "Speed" Strid'in böğürtüleriyle konuk olduğu The Great Pandemonium isimli zımba gibi şarkıyla başlayan albüm, senfonik öğelerin zenginleştirdiği, ama sertliğin elden bırakılmayarak bu epik havayı çok ustaca dengelediği daha bir sürü tat içeriyor. Önemli konuklar bu kadarla kalmıyor. Savatage vokalisti ve keyboardcusu Jon Oliva'nın her iki biçimde de duyulduğu The Zodiac ve Epica'nın büyüleyici sesi, aynı zamanda 2005'te Kamelot'a katılan klavyeci Oliver Palotai'nin sevgilisi Simone Simons'ın eşlik ettiği House On A Hill albümün en iyilerinden. Ayrıca Seal Of Woven Years, Hunter's Season, Once Upon A Time ve yine Simons'ın meleksi esintilerinin duyulabileceği dört bölümden oluşan epik Poetry For The Poisoned, albümü yücelten anlar. Gitar soloları, davul atakları, klavye serinliği ve 97'den beri grubun sesi nefesi olmuş Roy Khan'ın üstün vokaliyle almış yürümüş bir albüm Poetry For The Poisoned...

1. The Great Pandemonium
2. If Tomorrow Came
3. Dear Editor
4. The Zodiac
5. Hunter's Season
6. House On A Hill
7. Necropolis
8. My Train Of Thoughts
9. Seal Of Woven Years
"Poetry For The Poisoned"
10. PT. I Incubus
11. PT. II So Long
12. PT. III All Is Over
13. PT. IV Dissection
14. Once Upon A Time
15. Thespian Drama