Sadece kapağına bakarak o kadar çok kaset ve CD satın aldım, o kadar çok albüm indirdim ya da malum platforrmlardan dinledim ki, mest eden de oldu, "bu muhteşem kapağa bu şarkıları mı reva gördünüz alçaklar" dediğim de. Tabii ki iyi kapak bir albüm kriteri değildir. Ama kapak iyi olsa fena mı olur? Yıllarca dinlenecek, nesilden nesile geçecek ve hep o kapakla anılacak. Bazı ikonik albümlerin kapakları da zaman içinde ikonikleşmiştir. Kimi çocukluk fotoğrafını yapıştırır, kimi beynini havaya uçurmuş grup arkadaşının fotoğrafını çekip onu koyar, kimi Andy Warhol tasarımı bir muzdan ibarettir. Pink Floyd dediğin zaman benim kafamda direkt canlanan resim Dark Side Of The Moon'un efsane kapağıdır örneğin. Unknown Pleasures (Joy Division), Rumours (Fleetwood Mac), Horses (Patti Smith), Thriller (Michael Jackson) diye uzar gider bu ikoniklik. Albümlerden bağımsız, aralarında Never Mind The Bollocks gibi yavan ve özelliksiz, London Calling gibi başyapıtlar vardır. Hikayesi olanlar, olmayanlar, hatta kapak yapmayı hiç dert edinmeyenler bile mevcut. Kapak mevzu çok ama çok katmanlı bir mevzu. Üstüne kitap yazılır. Keşke yazılsa. Belki de yazılmıştır. Bir bakmak lazım. Sadece kapağına bakarak aldığım, dinlediğim, indirdiğim albümler içinden o kadar güçlü şeyler çıktı ki, onlara minnettarım.
Bu yazıya neden böyle girdik? Tabii ki kapağı çok güzel bir albüm sebebiyle. Sırf kapağı güzel diye dinlediğim, "kesin severim ben bunu" dediğim Oslo/Norveçli grup Darling West'in Woods albümünü gerçekten sevdim. Darling West şimdiye dek 6 albüm yapmış. Woods ise yedinci. Çok özel bir durum yok. Gayet sade, minimal, akustik, pastoral, loş, ahşap bir alt-country, folk, americana albümü. Tor Egil Kreken (vokal, banjo, bas) ve Mari Sandvær Kreken (vokal, gitar, mandolin, harmonika) ikilisinin liderlik ettiği grup, söylenene göre Woods ile köklerine geri dönmüş. Bu dinlediğim ilk albümleri olduğu için Oslolu bu insanların köklerinin Amerikan folk, country, americana olması üzerine yorum yapamayacağım. Yoğun albüm ve turne yorgunluğu sebebiyle huzur ve sakinlik arayan grup, çareyi doğaya dönmekte bulduğu için kökleri orada aramak gerekiyor sanırım. Zaten albüme Woods ismi verilmesi de buradan geliyor. Albümü bu konsept dahilinde dinlediğimizde o huzur, naiflik, hüzün yerini çok güzel buluyor.
İsimleri iki çizgi arasında gösterilen huzur dolu 4 adet kısa ambient/akustik geçişi saymazsak 6 şarkıya sahip Woods, adının ve adının çağrıştırdığı her türlü pastoral sakinliğin etkilerini sonuna kadar üzerinde taşıyan iyi bir albüm. Şarkılardan özellikle In The Woods, Faster ve Oh Maria şimdilik biraz daha ateş başındaki orman serinliğinde üzerimize aldığımız hırka sıcaklığında geldi. Davulcu Thomas Gallatin ve gitarist Christer Slaaen bu albümde çok fazla çalmasalar da, şarkı yazma, düzenleme ve prodüksiyonda bir şekilde yer almışlar. Böylece tıpkı albüm kapağında olduğu gibi Krekenlerin baş başa oturup konuştukları -muhtemelen- ağaçlar içindeki evin loş odasındaki küçük kanepedeki o huzura vakıf oluyoruz. Bu ufak kanepede belki günün kritiğini yapıyor, yorgunluğunu atmak için küçük cümlelerle küçük hasretler gideriyorlar. Belki birbirlerine açılıyor ya da tanışmadan evvel birbirlerini nasıl fark ettiklerinin, nelerinden hoşlandıklarının küçük ama sadece ikisi için çok kıymetli detaylarını paylaşıyorlar. Başkaları için önemsiz görünen minik bir mimiğin, saniyelik bir bakışın, kalabalıkta bir an kulağa çarpan sesindeki güzelliğin o an kendilerine neler hissettirdiğinin itiraflarını sıralıyorlar. İşte albüm kapakları bazen bu işe yarıyor.
1. Faster
2. Oh Maria
3. - Season -
4. Off to the Woods
5. - Woods -
6. In the Woods
7. Time Is the Healer
8. - Time -
9. Our Little World
10. - Silence -