30 Haziran 2015 Salı

Issız Ada Radyosu Arşivi (Haziran 2015)

NEØV - Dominique
Yıl: 2015 Finlandiya
Tür: Indie Pop, Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Aurora"
Terakaft - Alone (Ténéré)
Yıl: 2015 Mali
Tür: Tishoumaren, Blues Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Karambani"
Peach Kelli Pop - II
Yıl: 2012 Kanada
Tür: Twee Pop, Garage Rock, Lo-Fi
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Tough Stuff"
Pastel Ghost - Abbys
Yıl: 2015 ABD
Tür: Synthpop, Chillwave
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Clouds"
God is an Astronaut - Helios | Erebus
Yıl: 2015 İrlanda
Tür: Post-Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Helios Erebus"
 
Things to Do in Denver When You're Dead OST
Yıl: 1995 ABD
Tür: Rock, Blues Rock
 "F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: Warren Zevon - "Things to Do in Denver When You're Dead"
The Graveltones - Don't Wait Down
Yıl: 2013 İngiltere / Avustralya
Tür: Alternative Rock, Garage Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Forget About The Trouble"
 
Metallica - Load
Yıl: 1996 ABD
Tür: Heavy Metal, Hard Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Until It Sleeps"
Kinski - 7 (or 8)
Yıl: 2015 ABD
Tür: Post-Rock, Space Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Detroit Trickle Down"
Preston Epps - Bongola
Yıl: 1961 ABD
Tür: Surf Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bongola"
 
My Sleeping Karma - Moksha
Yıl: 2015 Almanya
Tür: Psychedelic Stoner Rock, Space Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Agni"
Regal Degal - Not Now
Yıl: 2015 ABD
Tür: Post-Punk, Indie Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Delicious"
Unida - Coping With the Urban Coyote
Yıl: 1999 ABD
Tür: Stoner Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Black Woman"
The Wanton Bishops - Sleep With the Lights On
Yıl: 2015 Lübnan
Tür: Heavy Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Come to Me"
 
Florence + The Machine - How Big, How Blue, How Beautiful
Yıl: 2015 İngiltere
Tür: Art Pop, Indie Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ship to Wreck"
 
Bülent Ortaçgil - Bu Şarkılar Adam Olmaz
Yıl: 1994 Türkiye
Tür: Folk Pop, Singer/Songwriter
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sensiz Olmaz"
 
Adventureland OST
Yıl: 2009 ABD
Tür: Pop Rock, New Wave, Alternative Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: Crowded House - "Don't Dream It's Over"
 
Doro - Raise Your Fist
Yıl: 2012 Almanya
Tür: Heavy Metal, Hard Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Raise Your Fist in the Air"
 
Everything Everything - Get to Heaven
Yıl: 2015 İngiltere
Tür: Progressive Pop, Art Pop, Indie Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Blast Doors"
AM & Shawn Lee - Outlines
Yıl: 2015 ABD / İngiltere
Tür: Electronic, Nu Jazz, Indie Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Cold Tears"
 

26 Haziran 2015 Cuma

Peach Kelli Pop - iii


2009'da Ottawa, Kanada'da Allie Hanlon tarafından kurulan Peach Kelli Pop, kendine bir grup ismi vermiş tek kişilik projelerden biri. Aslen bir davulcu olan Hanlon, kendine yazdığı şarkıları paylaşmak isteyince bu proje ortaya çıkmış. Çıkan şey ise twee pop, garage rock, noise pop diye tabir edilen, yok aslında birbirlerinden farkı denebilecek türler karmasından ibaret. Kısacık, çok büyük hedefleri olmayan, kişisel, eğlencelik diye buradan Ottawa'ya yol olacak tanımlar kullanabileceğimiz Hanlon şarkıları, üç albüm boyunca çizgisini bozmadan 2015'e kadar ulaşmış durumda. İlk iki albümde minik farklarla ilerleme gördüğüm Peach Kelli Pop, son albüm iii ile yine minik farklarla grafiğini bir aşama yükseltmiş bana göre. Bu yükselişi detaylandırmak, hele de diğer albümlerle kıyaslamak sadece kişisel hislerle mümkün. Fazla uğraşmadan, albümle çok fazla vakit geçirmeden bu detaylandırma kolayca yapılabilir. Ama yatak odasında birkaç dakikada yazılıp evin garajında birkaç dakikada kaydedilmiş şarkıları Pink Floyd eleştirisi tadında yorumlamak gereksiz.

20 buçuk dakikalık süresi boyunca rock'n roll ritimleriyle sörf yapan, derdini en kısa yollardan anlatan, aslında bir derdi de olmayan, neşeli garaj şarkılarıyla türünün doğru kanallarından ses veren son Peach Kelli Pop albümünde Princess Castle 1987, Plastic Love, Shampoo, Please Come Home, Heart Eyes, Bat Wing en beğendiğim şarkılar oldu. Belki yarın bunlara yenisi eklenir. Video oyunlarından, Çin yemeklerinden, komplo teorilerinden ilham aldığı söylenen Allie Hanlon, canlı performansları için genelde kadın müzisyenler seçmesini, onlardan aldığı dişi enerjiyle sahnede kendini daha rahat hissetmesi olarak açıklamış. The White Wires adında yine aynı türde müzik yapan üç kişilik grubun tek kadın elemanı, üstelik davulcusu olarak üç albümlük uzun bir maceranın ardından böyle hissetmesi de normal olsa gerek. Pitchfork'un nedense karpuza (!) benzettiği Hanlon vokali de bu garaj pop'unun feminen yüzünü tam anlamıyla yansıtıyor. İşte üçüncü albüm, o garaja kurulmuş mütevazi bir sofrada 20 dakika süren kısa ama doyurucu bir akşam yemeği gibi bir albüm. Karpuz da var!

1. Princess Castle 1987
2. Shampoo
3. Heart Eyes
4. Bat Wing
5. Nude Beach
6. Plastic Love                                       
7. Big Man
8. Sailor Moon
9. New Moon
10. Please Come Home

18 Haziran 2015 Perşembe

This Boy's Life (OST)


Yazar ve edebiyat profesörü Tobias Wolff'un kendi hayatından bir kesiti anlatan ödüllü romanı This Boy's Life, 1993'te İskoç yönetmen Michael Caton-Jones tarafından filme alınmıştı. Robert De Niro, Ellen Barkin ve Leonardo DiCaprio'dan oluşan kadrosunun hakkını veren bu güçlü dram, 1957'de ergenlik çağındaki Toby'nin dul annesi Caroline birlikte yaşadığı kabusu işliyordu. O kabusun adı da, Robert De Niro'nun canlandırdığı tamirci Dwight'tı. Nasıl biri olduğunu bilmeden aşık olduğu Dwight ile evlenen Caroline, çok geçmeden içindeki psikopatı ortaya çıkaran kocasının aşağılamalarına, dengesizliklerine ve şiddetine maruz kalıyordu. Tabii tüm bunlara kendisi de maruz kalan Toby'nin gözünden yansıdığında filmin gücü daha da artıyordu. Film çekildiği sırada 18'inde olan DiCaprio, bu rol için 400 genç oyuncunun arasından seçilmiş ve performansıyla ne kadar isabetli bir seçim olduğunu göstermişti. Film olarak tüm bu pozitiflikler, filmin 1950-60 arası ruhundan derlenmiş şarkılardan oluşan müzikleriyle ayrı bir parantezi hak ediyor. Filmi izleyeli uzun zaman olduğu için hangi sahnelere ne ölçüde yansıdığını hatırlamadığım bu 12 şarkı, o yıllara ait yarım saatlik karışık bir kaset oluşturulsa içine dahil edilmesi kaçınılmaz olabilecek seçkilerden oluşuyor.

Soul, doo wop, rock'n roll, surf rock gibi farkı türleri barındıran albümün soul kanadında Nat King Cole, Brenda Lee, Fats Domino gibi isimler dururken, Eddie Cochran, Ivan ve The Everly Brothers, Toby'nin de müzik zevkinin bir yansıması olarak rock'n roll cephesinde yer alıyorlar. Albümü benim için biraz daha değerli bir şekle sokan şarkılar ise The Ventures, Link Wray and The Wraymen, Preston Epps gibi sörfçülere ait Perfidia, Raw-Hide, Bongo Rock üçlüsü oldu ki, bu üçlüyü aynı çatıda buluşturduğu için bile benim için arşive katılması elzem bir albüm bu. Tabii Summertime Blues, Bye Bye Love, Real Wild Child, Smile gibi hitleri de aynı çatı altında dinlemek katmerli bir zevk. En kısa sürede bir Preston Epps ve The Ventures nostaljisi yapma yönünde iştaha getirdiğini de söylemeliyim. Gerçi 30 küsür albümlük The Ventures külliyatı biraz mideyi zorlayabilir. Onu da birkaç sodalık best of ile hazmetmesini biliriz. This Boy's Life ve onun gibi pekçok soundtrack, yakın tarihin derinliklerinde keşfedilmeyi, arşive katılıp arada sırada paslı kanalları temizlemeyi bekliyor. 1950'lerin ergenleri bunları seviyordu. 2000'lerin yaşlıları da sevebiliyorsa iyi müzik böyle bir şey işte.

1. Nat King Cole - Smile
2. Fats Domino - Blue Monday
3. The Ventures - Perfidia
4. Eddie Cochran - Summertime Blues
5. The Everly Brothers - Bye Bye Love
6. Brenda Lee - I'm Sorry
7. Eddie Cochran - C'mon Everybody
8. The De Castro Sisters - Teach Me Tonight
9. Link Wray and The Wraymen - Raw-Hide
10. Ivan - Real Wild Child
11. Gene Vincent - You Belong to Me
12. Preston Epps - Bongo Rock

15 Haziran 2015 Pazartesi

Matt Skiba & The Sekrets - Kuts


Kendisini tanımam etmem, Matt Skiba adındaki gitarist / solist kişisinin Kuts adındaki bu albümünün tür hanesinde alternative rock ve pop punk yazıyordu ki, hiç ilişmedim. Bir süre bu böyle devam etti. Ama uğradığım çoğu sitede karşıma çıktıkça bu işte bir iş olabilir mi acaba diyerek Matt Skiba & The Sekrets adlı bu oluşuma bir şans vereyim dedim. Hiç umudum yoktu tabii. Ne var ki daha ilk elden Lonely and Kold, Hemophiliak, Krazy şarkılarını çok tuttum. Pop punk andavallığı yerine alternative rock ile uyum içinde bir pop rock ile karşılaştım. Hatta Way Bakk When ve Krashing şarkılarında klavyenin de katkılarıyla bu karışıma new wave / post-punk dokunuşlarını başarıyla eklediklerini gördüm. Diğer parçaların da boş olmadığını, adı geçenler kadar olmasalar da zamanla kazanılabileceklerini düşünüyorum. Demek ki tür hanesinde her yazana inanmayıp, hislerimizin dikine gitmenin gücüne inanmalıymışız. Zira bu hanede indie rock yazdığı halde post-hardcore ya da indie pop yazdığı halde barok pop (o da neyse artık) çıkan onlarca çöp albüme rastlamış olmamız bizi yıldırmamalı.

En bilineni Alkaline Trio olan çeşitli Skiba projelerinden biri olan grupta AFI basçısı Hunter Burgan, My Chemical Romance'in tur davulcusu Jarrod Alexander da bulunuyor. Bu grupların kimini duymadım, kimini de sevemedim. Pop punk'a dair önyargılarım beni hiç yanıltmaz. Ama her yerde öyle tanımlanmasına rağmen Matt Skiba & The Sekrets bir pop punk nesnesi değil bana göre. Hani ufak oynamalarla kolayca ergen kolej rock'ına dönüşebilecek iken, o ufak oynamaları daha olgun tercihlerle değiştirerek kendine olan saygısını kazanmış bir grup izlenimi bırakıyorlar. Henüz duymadım ama 2012 tarihli Babylon adında bir ilk albümleri var. Kutz sayesinde o da bir şansı hak ediyor. Öte yandan, pop punk tanımını belki de o albümden almışlardır ihtimalini düşünerek çok da merak etmiyorum. Dinlediğim dakikalara enerji dolu bir güzellik katmış olan Kutz ne geçmişini, evet ne de geleceğini fazla düşündürtmüyor.

1. Lonely and Kold
2. She Wolf
3. Krazy
4. She Said
5. I Just Killed to Say I Love You
6. Way Bakk When
7. Krashing
8. Hemophiliak
9. Never Believe
10. Vienna

4 Haziran 2015 Perşembe

Hell Camino - Hell Camino


2015'in ilk 5 ayında çok iyi keşiflerim olduğu kadar, güvendiğim bazı dağlara da fena kar yağdı. Toto, The Jon Spencer Blues Explosion, The Go! Team, Hogjaw, The Vaccines, Faith No More bana göre çok kötü albümlerle geri dönüş yaptılar. Ben bu gruplardan birinin üyesi olsam "emin misiniz arkadaşlar" derdim. "İnsanlardan bu kadar mı nefret ediyorsunuz" diye sözlerime devam ederdim. Hayır, dinleyici olarak bizi sallamıyorsunuz, peki siz bu şarkıları kaydederken veya konserlerde çalarken nasıl zevk alıyorsunuz? Eskiyi tekrar etmekten kaçınmak, biraz daha komplike ya da deneysel yönelimlerle limitleri test etmek ya da tam tersi biraz daha basit olandan yeni şeyler çıkarmaya çalışmak yeri geldiğinde saygı duyulası işlerdir. Ama bunları yaparken keyif almak istemez mi insan? Buyrun Arkansaslı üçlü Hell Camino! Lefty Williams (gitar, vokal), Hash Williams (bas gitar) ve Scott Rains (davul) isimlerinden oluşan grup, stoner ve doom metal'in en basit formüllerini izleyerek çok güçlü bir sound ile yalansız, dolansız, deneysiz, limitsiz bir keyif sunuyorlar. Bangır bangır bir rock içerisinde bu adamların hayran oldukları geçmiş ve günümüz kodlarını en basit haliyle işlediklerini, çalıp söylerken zevk aldıklarını hissedebiliyorum.

Stoner / doom türünün içe dönük mizacından dışa dönük bir coşku yaratabilmek pek kolay sayılmaz aslında. Occult rock kavramının tadına varabilmek için retro bir altyapı şart. Hani şart olmasa bile bu yazının anahtar kelimesi olan basitlik duygusundan nemalanırsak klasik ve blues rock temelleri üzerine oturtulmuş kalın hatları olan bir müziğin asla eskimeyeceğini anlamış olmamız lazım. Retronun asla demode sayılmayacağı günler yaşıyoruz. Kaldı ki Hell Camino dededen kalma bir müzik yapmıyor. İçinde heavy metal de var, grunge da var, dipten gelen bir blues rock da var. Başka projelerde ayrı ayrı pişmiş üçlü arasında süper bir uyum da var. Lafı uzatmayan, şahane rifflerle bezeli, headbang uyumlu 8 adet kütür kütür şarkı var. Lefty Williams'ın sesi ve gitarından yansıyan karizmaya karşı koymak benim için imkansız. Kafa hafif güzelken, o güzel kafadan sağlam bir ritm gitar riffi uydurmuşluğu olan var mıdır bilmem. İşte Hell Camino o rifflerden müthiş besteler inşa etmiş, bunu diri sololarla süslemiş gruplardan biri.

Bu yıl içinde belli bir kitlenin davul zurnayla karşıladığı başka stoner albümler de duydum. Bence Hell Camino onlardan burun farkıyla değil, bariz tur bindirerek üstün gelen bir albüm yapmış. Anlaşılmamanın üstünlük kabul edildiği bir gezegene ait değiller kesinlikle. Beslenme kaynaklarını inkar etmeden, onları kullanmayı zayıflık olarak görmeden, benzersiz olmak gibi gereksiz fikirlere kapılmadan dolu dolu bir albüme kendi adlarını veriyorlar. Nadir başıma gelen biçimde öne çıkan ya da geriye düşen herhangi bir şarkı ismi vermiyor, veremiyorum. Bu kuraklığa yağmur gibi düşmüş bir albümdeki yağmur damlalarını tek tek sayamam haliyle. Hogjaw'ın farkına ilk vardığımda da buna benzer bir heyecan yaşamıştım. Ama ölene kadar iyi albümler, iyi şarkılar yapan adamlar eskilerde kaldı. O yüzden Hell Camino'nun geleceği için de temkinli konuşmakta fayda var. Anın tadını çıkarmak en iyisi. Bakalım benim için 2013'ün flaş albümlerine adını yazdıran Clutch ve Escondido 2015'te nasıl geri dönüş yapacaklar.

1. Dead and Gone
2. Under It All
3. Pleasure to Burn
4. Rixie Road
5. Another Lost Soul
6. Weeping
7. Walk with Me into Fire
8. Coma