4 Haziran 2015 Perşembe

Hell Camino - Hell Camino


2015'in ilk 5 ayında çok iyi keşiflerim olduğu kadar, güvendiğim bazı dağlara da fena kar yağdı. Toto, The Jon Spencer Blues Explosion, The Go! Team, Hogjaw, The Vaccines, Faith No More bana göre çok kötü albümlerle geri dönüş yaptılar. Ben bu gruplardan birinin üyesi olsam "emin misiniz arkadaşlar" derdim. "İnsanlardan bu kadar mı nefret ediyorsunuz" diye sözlerime devam ederdim. Hayır, dinleyici olarak bizi sallamıyorsunuz, peki siz bu şarkıları kaydederken veya konserlerde çalarken nasıl zevk alıyorsunuz? Eskiyi tekrar etmekten kaçınmak, biraz daha komplike ya da deneysel yönelimlerle limitleri test etmek ya da tam tersi biraz daha basit olandan yeni şeyler çıkarmaya çalışmak yeri geldiğinde saygı duyulası işlerdir. Ama bunları yaparken keyif almak istemez mi insan? Buyrun Arkansaslı üçlü Hell Camino! Lefty Williams (gitar, vokal), Hash Williams (bas gitar) ve Scott Rains (davul) isimlerinden oluşan grup, stoner ve doom metal'in en basit formüllerini izleyerek çok güçlü bir sound ile yalansız, dolansız, deneysiz, limitsiz bir keyif sunuyorlar. Bangır bangır bir rock içerisinde bu adamların hayran oldukları geçmiş ve günümüz kodlarını en basit haliyle işlediklerini, çalıp söylerken zevk aldıklarını hissedebiliyorum.

Stoner / doom türünün içe dönük mizacından dışa dönük bir coşku yaratabilmek pek kolay sayılmaz aslında. Occult rock kavramının tadına varabilmek için retro bir altyapı şart. Hani şart olmasa bile bu yazının anahtar kelimesi olan basitlik duygusundan nemalanırsak klasik ve blues rock temelleri üzerine oturtulmuş kalın hatları olan bir müziğin asla eskimeyeceğini anlamış olmamız lazım. Retronun asla demode sayılmayacağı günler yaşıyoruz. Kaldı ki Hell Camino dededen kalma bir müzik yapmıyor. İçinde heavy metal de var, grunge da var, dipten gelen bir blues rock da var. Başka projelerde ayrı ayrı pişmiş üçlü arasında süper bir uyum da var. Lafı uzatmayan, şahane rifflerle bezeli, headbang uyumlu 8 adet kütür kütür şarkı var. Lefty Williams'ın sesi ve gitarından yansıyan karizmaya karşı koymak benim için imkansız. Kafa hafif güzelken, o güzel kafadan sağlam bir ritm gitar riffi uydurmuşluğu olan var mıdır bilmem. İşte Hell Camino o rifflerden müthiş besteler inşa etmiş, bunu diri sololarla süslemiş gruplardan biri.

Bu yıl içinde belli bir kitlenin davul zurnayla karşıladığı başka stoner albümler de duydum. Bence Hell Camino onlardan burun farkıyla değil, bariz tur bindirerek üstün gelen bir albüm yapmış. Anlaşılmamanın üstünlük kabul edildiği bir gezegene ait değiller kesinlikle. Beslenme kaynaklarını inkar etmeden, onları kullanmayı zayıflık olarak görmeden, benzersiz olmak gibi gereksiz fikirlere kapılmadan dolu dolu bir albüme kendi adlarını veriyorlar. Nadir başıma gelen biçimde öne çıkan ya da geriye düşen herhangi bir şarkı ismi vermiyor, veremiyorum. Bu kuraklığa yağmur gibi düşmüş bir albümdeki yağmur damlalarını tek tek sayamam haliyle. Hogjaw'ın farkına ilk vardığımda da buna benzer bir heyecan yaşamıştım. Ama ölene kadar iyi albümler, iyi şarkılar yapan adamlar eskilerde kaldı. O yüzden Hell Camino'nun geleceği için de temkinli konuşmakta fayda var. Anın tadını çıkarmak en iyisi. Bakalım benim için 2013'ün flaş albümlerine adını yazdıran Clutch ve Escondido 2015'te nasıl geri dönüş yapacaklar.

1. Dead and Gone
2. Under It All
3. Pleasure to Burn
4. Rixie Road
5. Another Lost Soul
6. Weeping
7. Walk with Me into Fire
8. Coma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder