31 Ekim 2019 Perşembe

Issız Ada Radyosu Arşivi (Ekim 2019)

Kefaya + Elaha Soroor - Songs of Our Mothers
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: World, Ethnic
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Jama Narenji"
Knightmare - Space Nights
Yıl: 2019 ABD
Tür: Heavy Metal, Hard Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Khazad-Doom"
Souad Massi - Oumniya
Yıl: 2019 Cezayir
Tür: Folk, Singer/Songwriter
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ban Koulchi"
Insomnium - Heart Like a Grave
Yıl: 2019 Finlandiya
Tür: Melodic Death Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Heart Like a Grave"
Søren Andersen - Guilty Pleasures
Yıl: 2019 Danimarka
Tür: Hard Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Beirut"
 
Editors - Black Gold: Best of Editors
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Indie Rock, Post-Punk, Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "A Ton of Love"
 
Night Flowers - Fortune Teller
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Carry On"
VA - Rökstenen - A Tribute to Swedish Progressive Rock of the 70's
Yıl: 2009 İsveç
Tür: Progressive Rock, Stoner Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: Echoes - "Andra Sidan"
Bea Palya - Hazatalálok
Yıl: 2018 Macaristan
Tür: World, Pop Folk
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Két ház"
Jeff Lynne's ELO - From Out of Nowhere
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Pop Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "From Out of Nowhere"
King Salami and the Cumberland Three - Kiss My Ring
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Garage Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Pulpo Dance"
A Projection - Section
Yıl: 2019 İsveç
Tür: Post-Punk, Gothic Rock
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "Down"
 
Moving Panoramas - In Two
Yıl: 2019 ABD
Tür: Dream Rock, Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Home Alone"
Magnolia - Tänk Själv
Yıl: 2013 İsveç
Tür: Stoner Rock, Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Mr. Harding"
Hustle & Flow OST
Yıl: 2005 ABD
Tür: Hip-Hop, Rap
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: Djay - "It's Hard Out Here for a Pimp (feat. Shug)
 
Black Snake Moan OST
Yıl: 2007 ABD
Tür: Blues, Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: Samuel L. Jackson - "Alice Mae"
Robots With Rayguns - Cultpop
Yıl: 2019 ABD
Tür: Synthwave, Electropop, Synthpop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Follow Me"
 
Marvin Gaye - Let's Get It On
Yıl: 1973 ABD
Tür: Soul
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Let's Get It On"
Gabriel Thomaz Trio - BaBaBaBa
Yıl: 2019 İspanya
Tür: Garage Rock, Surf Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Guitarrada No Pelo"
 
The Beatles - 1
Yıl: 2000 İngiltere
Tür: Pop Rock, Best Of
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "A Hard Day's Night"

24 Ekim 2019 Perşembe

Yesterday (OST)


Jack Malik, küçük bir İngiliz kasabasında yaşayan, ünlü olma hayalleri yavaş yavaş suya düşen bir şarkıcı ve söz yazarıdır. Sokakta ve bazı küçük etkinliklerde çaldığı şarkıları kimse beğenmez. Ancak en zor anlarında bile çocukluğundan beri yanında olan en yakın arkadaşı Ellie onu desteklemeye devam eder. Tüm dünyada 12 saniyeliğine elektriklerin gittiği gizemli bir olay sırasında bisikletine otobüs çarpan Jack uyandığında çok tuhaf bir gerçekle karşılaşır: Dünyadaki kimse efsanevi The Beatles grubunun varlığından haberdar değildir. Önce şok olan, sonra bu durumdan faydalanmaya karar veren Jack, gelmiş geçmiş en iyi müzik grubunun şarkılarını kendisi yazmış gibi söylemeye başlar. Bu şarkılarla şöhret kaçınılmazdır. Ama biliyoruz ki şöhret, bu tip temiz yürekli insanların hayatını yerle bir etmek için biçilmiş kaftandır. İşte 90'ları 2000'lere bağlayan dönemin biricik İngiliz romantik komedilerinin senaristi Richard Curtis'in yazdığı, Danny "Trainspotting" Boyle'un yönettiği Yesterday, bu harikulade konuyu layığıyla olmasa da izlenebilir kabilinden bir film formatında sunabilmiş bir aktivite. Konu The Beatles olunca romantik komedi severler yanında müzik temelli romantik komedi (ki sayıları az değildir) severler için de eğlenceli dakikalar bizleri bekliyor.

Bu kadar klişe tabiri bir arada kullanmak için bana ilham veren Yesterday, kendi klişelerini gözümüze çok batırmasa da, benzerini daha önce gördüğümü pek sanmadığım bu şahane konuyu, geçmişten ödünç alınmış romantik kısmı bir yana, özellikle müzik tabanlı zekice esprilerle servis eden bir film. Tema müzikleri Daniel Pamberton'a, The Beatles yorumları filmin başrol oyuncusu Himesh Patel'e ait olan soundtrack, filmi izlemiş olanlar için mutlaka göz atılması gereken sevimlilikte. Hani The Beatles şarkılarının olmadığı bir dünya nasıldır, dünyada sadece bir kişi bu şarkıları biliyordur, bunun filmi nasıl olur diye soranlar için Yesterday var artık. Ama o bile yetmez. Çünkü böyle bir fantezinin ardından aklımıza o kadar çok tasarım, espri, skeç, kırılma noktası gelir ki Yesterday'de çok eksik buluruz. Nitekim benim için de öyle oldu ve çok önemli bir fırsatın tepildiğini düşündüm. Müzik tarihinin milatlarından biri olan, Bruce Springsteen'den Nirvana'ya, Black Sabbath'tan The Beach Boys'a ilham vermediği kalmayan The Beatles ve şarkılarının olmadığı bir dünya tasviri için en iyi film bu değil. Ama bu fikri ilk kapan ve uygulayan film bu. En meşhur şarkısı sadece yakın arkadaşlarının bildiği Summer Song olan (o da albümde var) Jack'in beklenmedik biçimde bir anda The Beatles külliyatını bilmeyen bir dünyaya uyanması ve bundan nemalanmaya karar vermesi, çeşitli müzikal sahnelere, esprilere, duygusal anlara yol açıyor.


Filme adını veren dünyanın en güzel şarkılarından Yesterday'in iki versiyonunun yer aldığı albümde, Jack'in (Himesh Patel'in) filmde yorumladığı Hey Jude, She Loves You, I Want To Hold Your Hand, I Saw Her Standing There ve finalde Ob-La-Di, Ob-La-Da gibi lokomatif The Beatles şarkılarını duyuyoruz. Filmde Jack'in anne babasına bir tülü dinletemediği Let It Be'yi de unutmayalım. Kendini oynayan Ed Sheeran (zaten sadece kendisini oynayabilir zannımca) tarzı bir tek adam olarak kimsenin tanımadığı The Beatles şarkılarıyla ortaya çıkarak Sheeran'ın ilgisini çeken Jack, onun turne açılışlarını yapması teklifini kabul ediyor. Rusya konserinde Back In The U.S.S.R. ile Rus dinleyicileri coşturuyor mesela. Konser sonrasında ise Ed Sheeran'ın "hadi doğaçlama şarkı yazalım, bakalım kiminki daha iyi olacak" teklifi üzerine yine albümde iki versiyonu bulunan The Long & Winding Road'u söyleyerek onu alt eden Jack şöhret merdivenlerini tırmanmaya başlıyor. Artık bu yolda onun yerine başkaları kararlar almaya başlıyor. Mesela Jack ilk albümünün adını Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band (The Beatles'ın 1967 tarihli albümü) koymak isterken bir bakıyor "One Man Only" gibi saçma sapan bir isim konuyor. Albüm tanıtımı için Pier Hotel'in çatısında Help!'i punk bir yorumla söylediği sahne de gayet güzeldi. Yalnız en sevdiğim The Beatles şarkılarından olan A Hard Day's Night'ın o kadar iyi kullanılmadığını düşünüyor, hatta kullanılıp kullanılmadığını dahi hatırlamıyorum. Neyse ki albümde yer bulmuş.

Albümde ve filmde yer bulamayan Love Me Do, Twist and Shout, We Can Work It Out, I'm Down, Penny Lane, Strawberry Fields Forever, Eleanor Rigby, Nowhere Man gibi şarkılar dururken Something, In My Life, All You Need Is Love gibi sıkıcı The Beatles şarkılarının kullanılması yazık olmuş. Oysa filmde bu şarkılardan bazılarının sözlerini hatırlamak için Jack'in ne kadar çaba sarfettiğini, bu şarkılara ilham veren mekanlara gittiğini izliyoruz. Öyle ya da böyle, bu muhteşem arşivden dünyada tek haberdar olan başarısız müzisyen Jack için artık şöhret kaçınılmaz. Zira bir sabah uyanıp Barış Manço veya Cem Karaca diye birinin hiç bilinmediği bir dünyada yaşadığımızı fark etseydik belki bunu kullanmak için biz de bazı girişimlerde bulunabilirdik. Hele müzik bilgimiz veya müzisyenliğimiz varsa kendimizi Jack gibi ortaya atabilirdik. Ama her alanda olduğu gibi müzikteki yozlaşmamız düşünülürse o efsane şarkılara 2010'lu yıllarda kaç kişi dönüp bakardı kimbilir. Yesterday'in bize anlatmak istediği en önemli şeylerden biri, iyi şarkının her dönem iyi kabul edilip insanlar tarafından kucaklanacağıydı. Film bu manada çok iyimser. Halbuki artık müzikten önce başka şeyler satıyor veya başka şekilde tasarlanabilecek iyi şarkılar gereksiz ses kalabalığına maruz kalarak saflığını yitiriyor. Ayrıca kendi döneminde daha bir güzel olan şarkılar bunlar. 2019 tarihli bir Yesterday şarkısının hip hop ritimli, bol featuringli halini duymak ister miydik? Öyle şeyler için artık Ed Sheeran var. İyi ki The Beatles, The Rolling Stones, Led Zeppelin, Pink Floyd, Jimi Hendrix o zamanlar doğmuşlar da, o muhteşem şarkılarını/albümlerini bu günlerin kuru kalabalığında heba etmemişler.

1. Himesh Patel - Yesterday
2. Daniel Pemberton - The World Is Universal (Universal Fanfare)
3. Himesh Patel - Summer Song
4. Daniel Pemberton - Interlude I: A Day In The Life
5. Himesh Patel - I Saw Her Standing There (Tracks On The Tracks Sessions)
6. Himesh Patel - Something (From The Album "One Man Only")
7. Himesh Patel - Let It Be (From The Album "One Man Only")
8. Daniel Pemberton - Interlude II: Strawberries
9. Himesh Patel - Carry That Weight
10. Himesh Patel - Here Comes The Sun (From The Album "One Man Only")
11. Himesh Patel - The Long & Winding Road (Recorded Backstage)
12. Daniel Pemberton - Interlude III: Gorleston Beach
13. Himesh Patel - Help! (Live At Pier Hotel)
14. Himesh Patel - Yesterday (From The Album "One Man Only")
15. Himesh Patel - She Loves You (Tracks On The Tracks Sessions)
16. Himesh Patel - A Hard Day's Night (From The Album "One Man Only")
17. Himesh Patel - Something
18. Himesh Patel - In My Life (From The Album "One Man Only")
19. Daniel Pemberton - Interlude IV: Train Tracks
20. Himesh Patel - I Want To Hold Your Hand (Tracks On The Tracks Sessions)
21. Himesh Patel - Back In The U.S.S.R (Live At Wembley)
22. Himesh Patel - All You Need Is Love (Live At Wembley)
23. Daniel Pemberton - Interlude V: Yesterday's Rain
24. Himesh Patel - The Long & Winding Road (From The Album "One Man Only")
25. Himesh Patel - Hey Jude (From The Album "One Man Only")
26. Himesh Patel - Ob-La-Di, Ob-La-Da (Live At Cleves School)
27. Daniel Pemberton - Interlude VI: Life Goes On

19 Ekim 2019 Cumartesi

Magnolia - Ta Tjuren Vid Hornen


Müzik sitelerinde gezinirken İsveç kökenli Transubstans Records'ın bazı albümlerine denk geldim. Rymdstyrelsen, Kometen, Skånska Mord, Gudars Skymning gibi havalı isimlere sahip sürüyle grubun, geçmişten doğru çıkarımlar yapmış hard/psychedelic/stoner rock albümleriydi bunlar. Bazılarını beğendim, bazıları sıkıcı geldi, bazılarını hala merak ediyorum. Ama aralarından biri vardı ki, daha ilk dinleyişte vuruldum. Önümüzde birlikte geçireceğimizi daha nice günler olduğunu anlayıp mutlu oldum. Bu albüm, 1994 yılında kurulan üç kişilik Magnolia'nın Ta Tjuren Vid Hornen adlı 7. albümüydü. Özellikle 70'lerin psychedelic sahnesinden beslenen müzikleriyle 7 albüm sonra tanışmış olmak gayet yerindeydi. Tabii o albümlere de bakma fırsatım oldu. Lakin içlerinden sadece Tänk Själv (2013) albümüne bayıldım. Diğerleri de sound ve konsept olarak gayet doyurucuydu. İçinde çok iyi numaralar vardı. Ama kendi çapımda Magnolia'yı çözüp, bu çap içinde değerlendirdiğimde albüm bütünlüğü açısından azlı çoklu bir şeyler eksik kalıyordu bana göre. Ta Tjuren Vid Hornen için olgunluk ürünü diyeceğim ama Magnolia'nın sound yönünden istikrarı, kendi adını taşıyan 2006 yılı yapımı ilk albümlerinden bu yana sürüyor. Sadece şarkılar eski ve yeni arasında daha sağlam köprüler kuran cinsten tasarlanmış ve iyi yazılmış olunca grubun önünde kimse duramıyor.

Tidsresenär ile süper bir açılış yapan, basit bir riff ile bile neler yapılabileceğinin dersini veren Magnolia, uzun süredir stoner rock bünyesinde iyi bir şeyler duyamamış bünyeme ilaç gibi gelen bu şarkı sayesinde nihayet iyi bir albüme denk geldiğim yönünde ümitler saçtı. Bu ümitler şarkılar ilerledikçe boş çıkmadı. Bir sertleşip bir yumuşan tasarımıyla kalite takılan Morgon, iki dakikalık soundcheck tadında groove lezzetiyle Nebulosa, yedi dakikalık psychedelic ve kozmik blues havasıyla Dimridåer, tecrübe kokan ve güven veren varoluşlarıyla albümün çıtasını hiç indirmeyen En Plats ve Mystik, kapanışı da açılış gibi süper biçimde yapan albümün isim şarkısı Ta Tjuren Vid Hornen, yılın en iyi rock albümlerinden birinin demirbaşları olarak dikkatimi çekenler. Albüm bitince Tidsresenär'ı tekrar dinleyip bırakıyorum. Henüz iki albümü bulunan İsveçli Second Sun gibi yoğun olmasa da bazı yerlerde hammond kullanmaları da retro havayı daha belirginleştiriyor. Karşılaştırmak gibi olursa bana göre ikide iki yapan Second Sun, yedide iki yapmış Magnolia'dan çok daha diri ve çekici. Ama Magnolia'nın tecrübesi ve şarkılara kattığı nostaljik hava da, tıpkı Second Sun gibi yabana atılmamalı.

1. Tidsresenär
2.  Stenstod
3. Morgon
4. En Plats
5. Sandslott
6. Nebulosa
7. Mystik
8. Dimridåer
9. Ta Tjuren Vid Hornen

9 Ekim 2019 Çarşamba

Tegan and Sara - Hey, I'm Just Like You


Kanadalı ikizler Tegan and Sara'yı 2013'te çıkardıkları 8. albümleri Heartthrob ile övmüş, bundan sonrası için beklentilerimin yüksek olacağını düşünmüştüm. 2016'da Love You To Death albümünü dinleyince aslında kendilerinden öyle çok fazla şey beklemediğimi fark ettim. Bu albümden nefis U-Turn şarkısı dışında aklımda bir şey kalmadı. Her albümlerinden Closer, U-Turn, I Was A Fool gibi 1-2 şarkı çıkarsalar kafi durumuna geldim. 2019 albümleri Hey, I'm Just Like You'nun çıkacağını duyunca acaba o 1-2 şarkının nasıl olacağına dair merak sardı. Tegan and Sara'nın indie pop, indie rock, electropop, synthpop, pop rock arasında mekik dokuyan müziğini, ikizlerin haliyle birbirine benzeyen solo ve çift sesli vokal duygularını seviyorum. Sadece bu bileşenleri iyi yazılmış şarkılarla buluşturmada yaşadıkları birtakım tekdüzelikleri aşamadıklarını düşünüyorum. Oysa iyi şarkı yazmakta sıkıntı yaşamıyorlar. Fakat bir albüm içinde bu iyiler azınlıkta kalıyor bana göre. Heartthrob ile kendinden önceki albümlerden üstün bir işe imza atan ikili, yine bana göre Hey, I'm Just Like You ile aynı sıkıntılardan muzdarip, ama yine de iyiler arasında yer alacak şarkılar yazıp söylemişler.

Uç uca eklendiğinde bir dizi senaryosu çıkabilecek isimlere sahip şarkılardan, açılışta yer alan Hold My Breath Until I Die, We Don't Have Fun When We're Together AnymoreI Don't Owe You Anything, Hey, I'm Just Like You ve Hello, I'm Right Here adlı parçalar bence 10. Tegan and Sara albümünün en iyileri. Bu da 12 şarkılık bir albüm için çok az. Bunların alt kademesinde birkaç şarkı daha var ama onlar da mutlu sonla biten 90'ların romantik komedilerinde duyulan düz pop rock parçaları andırıyorlar. Nerden baksam albümün 4 şarkı fazlası var. Fazlalıklara kıyamamış olacaklar ki üşenmeyip onlar için de stüdyoya girmiş, kayıt masasında vakit harcamışlar. Ya da bize fazlalık gibi görünenler, onlar için derin anlamlar taşıyordur. Ama mesela benim için We Don't Have Fun When We're Together Anymore ile Please Help Me bir değil. Bu ikisini aynı albüme koymam. Hatta ikincisini hiç koymam ki birincisi altında ezilmesin. Lirik olarak zaten pek zengin olmayan dağarcıklarını yukarıda ismini saydığım şarkılar özelinde müzikal zeminlere, nakarat dengelerine uydurma becerileri varken, araya serpiştirdikleri bayık pop şarkılarıyla hayal kırıklığı yaşatıyorlar. Üretkenlikleri takdire şayan iken, sırf albüm kalabalık görünsün diye yedek kulübesine bile konmayacak şarkıları albüme koymaları, hatta kariyerlerinde albüm şişkinliği yaratmaları bu becerilerine tezat teşkil ediyor. Yine de onları seviyor, her albümlerindeki 1-2 iyi şarkıyı (ya da bu albümdeki gibi 4-5 iyi şarkıyı) merakla bekliyorum.

1. Hold My Breath Until I Die
2. Hey, I'm Just Like You
3. I'll Be Back Someday
4. Don't Believe the Things They Tell You (They Lie)
5. Hello, I'm Right Here
6. I Don't Owe You Anything
7. I Know I'm Not the Only One
8. Please Help Me
9. Keep Them Close 'Cause They Will Fuck You Too
10. We Don't Have Fun When We're Together Anymore
11. You Go Away and I Don't Mind
12. All I Have to Give the World is Me