13 Ağustos 2021 Cuma

Yola - Stand For Myself

 
Bristol 1983 doğumlu Yolanda Quartey, alışık olduğumuzun aksine müzikle uğraşmayı seçtiğinde ailesinden destek görmemiş, durumları iyi olmadığı için aileye maddi katkı sağlayacak işlerle meşgul olması yönünde sert bir tepkiyle karşılaşmış. Ama şarkı söylemeyi çok seven Quartey, bu engellere rağmen yerel gruplardan biri olan Phantom Limb'e solist olarak girerek kariyerine resmen başlamış. Öncesinde gayri resmi şekilde ufak tefek sahne tecrübeleri de olmuş tabii. Phantom Limb ile aynı zamanda aralarında Massive Attack ve Nitin Sawhney'in de bulunduğu çeşitli elektronik grupların ve DJ'lerin çalışmalarına konuk vokalistlik yapması için çağrılmış. İki albüm ve çeşitli canlı performanslar sonrası Phantom Limb'in 2012'de dağılması, 2013'te de annesini kaybetmesiyle boşluğa düşen Quartey, bu arayı gitar çalışını geliştirerek ve kendi çapında şarkılar yazarak değerlendirmiş. Haliyle bunları yaparken kendine bir solo kariyer inşa etmek için kolları sıvamış. 2016 senesinde bu defa Yola Carter adıyla altı şarkılık ilk solo EP'si Orphan Offering'i çıkarıp olumlu eleştirilerle dikkatleri çekmeye başlamış.

Dikkatini çektiği isimlerden biri de Amerikalı müzisyen/yapımcı Dan Auerbach olunca "yürü ya kulum" evresine geçen Yola Carter, bu isim budama işini sevmiş olacak ki, bu kez sadece Yola olarak belirlediği adıyla ilk solo albümü Walk Through Fire'a girişmiş. Auerbach'ın Nashville'deki Easy Eye stüdyosunda yazılan, çalınan, kaydedilen bu ilk albüm, adını hem evinde çıkan bir yangından, hem de kurtulduğu çok sıkıntılı bir ilişkiden almış. Şarkılar Yola ve Auerbach yanında Bobby Wood, Pat McLaughlin ve Dan Penn gibi Nashville emekçilerinin de katkılarını içeriyordu. Yine Auerbach'ın gözetimindeki tecrübeli stüdyo müzisyenleri, Faraway Look, Rock Me Gently, Love Is Light, I Don't Wanna Lie gibi nefis şarkılar, country duayenlerinden Vince Gill'in konuk olduğu Still Gone, deluxe edition'a eklenen, Elton John'un da çok beğenip sosyal medyada paylaştığı Goodbye Yellow Brick Road coverı Walk Through Fire'ın gücüne güç katan bazı satır başlarıydı. 2019'da çıkan Walk Through Fire'a ancak 2020'de rastlayabildiğim için en iyi albümler listeme, Faraway Look'u da en iyi şarkılar listeme koyamadım. Ama yine 2020'de rastladığım haberde yeni albümünün 2021'de çıkacağını öğrenerek pusuya yattım. Gün geldi ve ikinci Yola albümü Stand For Myself'e kavuştuk.


O kadar konuştuk, Yola müziğinden bahsetmedik. En başta iyi yapıldığında tadına doyulmayan country soul, daha sonra R&B soslu blues rock, yer yer alt. country ve özellikle kökleri 1950'lere dayanan, temelde country ve pop öğelerinin yaylı aranjmanlarla, geri vokallerle desteklendiği "countrypolitan" adı verilmiş bir türe de dahil ediliyor Yola... Yine de çok kafa karıştırmaya gerek yok. Country ve soul gibi Amerika'nın iki farklı kültürüne ait diye yanlış düşünülen, aslında birbiriyle uzun yıllardır iç içe yaşamış bu iki türü kendi başına bir tür olarak görmeyenlere inat, müzik tarihinde inanılmaz örnekleri mevcut. Yola bu türün yeni nesline ait en güçlü temsilcilerinden biri olduğunu iki albümüyle kanıtlamış oldu. Yola'dan çok önce Amerikalı Valerie June'un özellikle Pushin' Against A Stone (2013) ve The Order Of Time (2017) albümleri beni country soul anlamında uçurmuştu. Uzun süre o kalitede işler gelmeyince önce June'un The Moon and Stars: Prescriptions For Dreamers adlı son albüm haberi heyecanlandırdı. Fakat albüm o kadar vasat geldi ki, ikinci kez dinlemek için bile istek duymadım. Neyse ki ilk albüm üzerine başka katlar da çıkabilmiş ikinci Yola albümü Stand For Myself, yarattığı heyecanı boş çıkarmayıp üstüne mest etti.

Bu kez farklı bir şey yapıp albümün kapanışıyla başlamak istiyorum. Zira orada albüme adını veren Stand For Myself var. Bence Yola'nın kariyerinde şu ana kadarki en iyi şarkı. Ritmi, tansiyonu, tutkusu ve Yola'nın harikulade sesine ibadet eden tasarımıyla muhteşem bir soul rock şarkısı. Zaten bu albümün en şık özelliklerinden biri de, Yola'nın soul kıvraklığını, duyarlılığını, çığlıklarını daha bir net duyuyor olmamız diye düşünüyorum. Müziğinin soul kanadına bir gıdım daha ağırlık vermiş gibi sanki. Benim onu ilk etapta sevdiğim hali olan country soul saflarında ise Diamond Studded Shoes, Whatever You Want ve Be My Friend gibi üç mücevher bulunuyor. Albümün en iyilerinden Starlight ise country'den sıyrılmış mükemmel bir soul beste. Yine bu sıyrılmayı yaşayan açılıştaki Barely Alive, albüme tadımlık sağlam bir funk dokunuşu katan Break The Bough, hüzün dozunu ve dengesini sağlayan soul blues baladları Great Divide ve Like A Photograph falan derken albüm uçuyor. Yola etiyle kemiğiyle, saçının teliyle bile gerçekten "müzik" yapan harika bir kadın. Üstelik onu Avustralyalı yönetmen Baz Luhrmann'ın henüz adı konmamış Elvis Presley filminde 50'ler ve 60'lara iz bırakmış, "Godmother of rock and roll" lakaplı Amerikalı şarkıcı Sister Rosetta Tharpe rolünde izleyecekmişiz ki, şahsen bu beni Baz Luhrmann ye da Elvis'ten daha çok heyecanlandırdı. Muhtemelen kısa bir roldür. Ama Yola'nın müzikal yolculuğu hiç de öyle olmayacak bu kesin.

1. Barely Alive
2. Dancing Away in Tears
3. Diamond Studded Shoes
4. Be My Friend
5. Great Divide
6. Starlight
7. If I Had to Do It All Again
8. Now You're Here
9. Whatever You Want
10. Break the Bough
11. Like a Photograph
12. Stand For Myself

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder