19 Şubat 2020 Çarşamba
Grimes - Miss Anthropocene
1988 Vancover/Kanada doğumlu Claire Elise Boucher, 2007'de orijinal Myspace sayfasında bunun bir müzik türü olduğunu bilmeden kendisine uygun gördüğü Grimes adıyla müzik yapmaya başlayan kendine özgü bir şarkıcı, şarkı yazarı, yapımcı, görsel sanatlar şeysi. Müziğinin muhteviyatını tarif etmek de hayli meşakkatli. Synthpop, electropop, ethereal wave, industrial rock, alternative dance, deneysel hip hop, R&B, dream pop diye durmaksızın ilerliyor. 2010 yılında başladığı albüm kariyerine de Miss Anthropocene adını verdiği beşinci albümüyle devam ediyor. Dune serisinden etkilenerek hazırladığını söylediği konsept albüm Geidi Primes ve Halfaxa 2010'da çıkan ilk iki Grimes albümü. Bir yılda iki albüm olayı hoş gözükse de, bana fazla deneysel gelen bu albümlerden sonra Grimes ile yollarımı ayırdığım söylenebilirdi. Yine de birgün önüme düşen Visions'a (2012) kayıtsız kalamadım ve ilk iki albümden daha çok sevdim. Fakat 2015'te gelen Art Angels ile ayrılan yollarımız tekrar birleştiği gibi, sanki yeni bir M.I.A. kazanmış kadar sevindim. Miss Anthropocene de Art Angels ile aynı yoldan giden bir albüm olduğu, deneysel tavrını şarkılara tümüyle teslim etmeyip onu bir araç olarak kullandığı için değerli albümlerden birisi.
"Misanthrope" (insanlardan kaçan, nefret eden, onlara güvenmeyen) kelimesiyle, 2000 yılında dünyanın içinde bulunduğu jeolojik dönemi tarif etmek için bulunan yeni bir kelime olan "Anthropocene"in karışımından üretilen Miss Anthropocene, Roma mitolojisinden esinlenilmiş, insan görünümüne sahip iklim değişikliği tanrıçası hakkında bir konsept albüm. İşin bu eksantrik kısmını daha çok müzikal bağlamda gördüğümden (ya da görmek istediğimden) Miss Anthropocene şarkılarından büyük keyif duydum. "Her şarkı insan neslinin farklı bir örneği olacak" gibi iddialı bir cümleyle yola çıkan ya da yolda bu cümleyi bulan Boucher, çevreci kimliğini, hayranlık duyduğu absürd ve karanlık konseptlerle iç içe sunmayı seven bir müzisyen. Elon Musk ile 2018'den beri sürdürdüğü ilişki yüzünden birçok önemli yayın tarafından hedefe konan genç kadın, bunları pek umursamadığı gibi, kendine edindiği savunma (gerek yok tabii) mekanizmalarının da bu müzikal konsepte uygunluğu nedeniyle işin magazin yönünden çok farklı bir mantalitede olduğunu gösteriyor. Sıradan bir pop şarkıcısı olmadığını, bunun da sıradan bir pop albümü olmayacağını daha açılış şarkısı So Heavy I Fell Through The Earth'ün ilk dakikalarından anlıyor gibi oluyoruz. Etnik, eklektik, coşku, dans, mutluluk, keder her ne oluyorsa, albümün karanlık konseptinde filizleniyor, genele aykırı durmuyor.
Albümü konumlandırmamız gereken art pop formuna uygun biçimde yorumlarsak, sadık kaldığı konseptin hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Şahane bir folktronica olan Delete Forever, 80'lerin neon ışıklarıyla donatılmış yoğun bir new wave olan My Name Is Dark, arı gibi çalışkan bir drum & bass olan 4ÆM, albümün etheral wave lezzetleri New Gods ve Before The Fever, pop formunu başka yerlere götüren Darkseid ve IDORU, zaten burada olan pop formunu kendi konseptine yontan Violence falan derken, işin neden "art" boyutunda olduğuna cevap aramak anlamsızlaşıyor. Pop müziğin şu sıralar latino hip hopçuların ve Billie Eilish gibilerin eline geçtiğini düşününce Grimes gibi güzel insanların müziğine dört kolla sarılasım geliyor. Bu anlamda iklim değişikliği tanrıçası Miss Anthropocene, bu albümle bana çevresel bazdaki tehlikeler yanında, dünyanın içinde bulunduğu kültürel kirlenmeyi de hatırlattı. 2020 Ocak'ında ilk çocuğuna hamile olduğunu duyuran Boucher, henüz taraflar tarafından doğrulanmasa da Elon Musk ile bu kirli ve kanlı dünyaya bir çocuk getirecek. Belki de başka bir gezegene taşınırlar. En azından şu leş popçulardan ve politikacılardan uzakta olurlar. Üstelik Grimes müziği o başka gezegenlere hiç de yabancı sayılmaz.
1. So Heavy I Fell Through the Earth (Art Mix)
2. Darkseid (feat. 潘PAN)
3. Delete Forever
4. Violence (feat. i_o)
5. 4ÆM
6. New Gods
7. My Name is Dark (Art Mix)
8. You'll Miss Me When I'm Not Around
9. Before the Fever
10. IDORU
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder