Yankesici Bay Kurt, Kasa Hırsızı Bay Yılan, Kılık Değiştirme Ustası Bay Köpek Balığı, çok çabuk sinirlenen Bay Pirana ve sivri dilli hacker Bayan Tarantula'dan oluşan ekip, dünyanın en çok aranan kötüleri olarak sayısız soyguna imza atmış bir çetedir. Çaldıkları ne varsa gizli depolarında biriktirmektedirler. Yaptığı olumlu çalışmalardan ötürü Profesör Marmelat’a verilecek bir "iyi vatandaş" ödülü olan Altın Yunus Balığı ödülünü çalmayı kafalarına koyan çete, gala gecesi tıkır tıkır işleyen planlarına rağmen son dakikada yakayı ele verirler. Çetenin lideri Bay Kurt, hapse girmemek için Profesör Marmelat ile tutmaya hiç de niyetli olmadığı bir anlaşma yapar. Kendisi ve arkadaşlarının artık iyi olmak adına Marmelat’ın düzenleyeceği bir plana sadık kalacağına dair bir söz verir. Kötü kahramanlarımız, kibirli ve sevimli Gine domuzu olan akıl hocaları Profesör Marmelat’ın gözetimi altında dünyayı, değiştikleri konusunda kandırmak üzere işe koyulurlar. Bir TV oyuncusu olan Aaron Blabey'in kitabından Etan Cohen'in (Ethan Coen ile karıştırılmasın) senaryo haline getirdiği, bir animasyon departmanı çalışanı olarak ilk uzun metrajını çeken Pierre Perifel'in yönettiği The Bad Guys, kurt, yılan, köpekbalığı, tarantula, pirana gibi hayvanlar aleminin en belalı hayvanlarından oluşan bir soygun çetesinin maceralarını anlatan şirin mi şirin bir animasyon. Her ne kadar Pixar eli değmemiş ve bu yüzden çizim ve grafikler zaman zaman istenen duyguyu verememiş gibi görünse de, temposuyla, detaylarıyla, esprileriyle, twistleriyle, seslendirmeleriyle, mesajıyla ve tabii konumuz olan müzikleriyle iyi bir soygun filmi.
Hayvanlar aleminin belalıları, masalların, şiirlerin, şarkıların kötücül karakterleri oldukları kadar kendi evrenlerinde de "kötü adamlar" olmalarını takmadan mutlu mesut soygun yapan dostlarımız, bir gün Kurt'un istemeden yaptığı bir iyilik sonucu hissettiği o tüyler ürperten "iyilik yapmak" duygusundan sonra iflah olmayıp "kötü adamlar iyilik yapmaz" çatışmaları yaşamaya, sürprizlerle dolu bir dizi soygun ve komplo eşliğinde içlerindeki bastırılmış iyiliği de keşfetmeye başlıyorlar. Animasyon sevenlerin göz atması fena olmayacağı gibi, elektronik, funk, score karması müziklerden hoşlananların kesinlikle ıskalamaması gereken bir de soundtrack albümü mevcut. Son yılların en üretken film müziği bestecilerinden olan Daniel Pemberton imzalı müzikler, filmin tempolu aksiyon komedi ruhuna uygun bir sürü parçadan oluşuyor. Pemberton'ı muadillerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri, bazı filmler için yaptığı alışıldık sinematik klasik müzik parçacıklarından oluşan "score" tarzını, bazı filmler için ise elektronik, caz, funk, breakbeat, neo-psychedelia karması tarzını kullanması. Özellikle ikinci tarzı en ilgi çekici örneklerini verdi. Mesela 90'lar sonu, 2000'ler başı İngiliz müzisyen David Holmes'ün Out Of Sight (1998), Ocean's Eleven (2001), Ocean's 12 (2004), Ocean's 13 (2007) gibi filmlere yaptığı müzikleri andıran bu tarz, filmlere çok şey kattığı gibi, filmlerden bağımsız da çok özenli ve elit bir karaktere sahip. Bu sebepten Pemberton'ın bu karakterdeki albümlerini daha fazla severim. Kendisi o kadar çalışkan bir insan ki, her yıl 4-5 albümü çıkar. O tarzını bulabilmek için de çoğuna göz atmışımdır haliyle.
Bu vesileyle en sevdiğim Daniel Pemberton işlerini saymak isterim. Kendisiyle tanışma albümüm The Man From U.N.C.L.E. (2015) (ki ondan önce hiç bakmadığım 10-15 albümü daha var), King Arthur: Legend Of The Sword (2017), Molly's Game (2018), Ocean's 8 (2018), Spider-Man: Into The Spider-Verse (2018) ve son olarak bu halkaya eklemekten mutlu olduğum The Bad Guys... Sadece 2022'de çıkmış şimdilik dört soundtrack albümü bulunuyor. Üretkenlikte King Gizzard & The Lizard Wizard ile yarışan Pemberton, The Bad Guys albümü ile 1 saat 21 dakika boyunca şahane işler yapıyor. Filmde kahramanlarımızı tanıdığımız bölümde çalan Meet The Bad Guys başta olmak üzere Step 3, Huff + Puff, The Dolphin Heist, The Crimson Paw, A Heist For Good, So Long Suckers süper parçalar. Davul, gitar, hammond organ, flüt, bongo, nefesliler müthiş bir uyum ve groove içinde cıva gibi akıyorlar. The Sad Guys ve Save The Cat, filmi izleyenlerin nerede çaldığını isimlerinden de anlayacağı üzere bu akıntıya yer yer mola vererek duygusal anlar yaratan küçük besteler. The Lair Of Loot'u alıp Beastie Boys'un enstrümantal şarkılarını topladığı 1996 tarihli harikası The In Sound From Way Out! albümüne koysak asla yerini yadırgamaz. Yukarıda saydığım favori Pemberton albümlerinden bir plak koleksiyonu yapmayı arzulatacak kadar yükseldiğim bu müzik, sizden illaki ilgili filmleri izlemenizi de talep etmiyor. İzledikten sonra bir çoklarına daha anlamlı gelebilir. Zaten ister filmden önce, ister filmden sonra her türlü iyi oldukları için filmlerden bağımsız birer Pemberton albümleri olsalar kalitelerinden bir şey yitirmezler.
Oyuncu/müzisyen Anthony Ramos'un seslendirdiği Pirana'nın filmde gala soygununda dikkat dağıtmak için sahneye fırlayıp söylediği Good Tonight ile birlikte albümde üç adet de vokalli şarkı mevcut. Love Stuff (2015) adlı ilk albümüne bayıldığım, Shake The Spirit (2018) adlı ikinci albümünde hayal kırıklığına uğradığım Elle King'in Feelin' Alright ve İngiliz funk, blues, indie rock grubu The Heavy'nin Brand New Day şarkıları da albüme renk katan detaylar. Hani olmasalar eksiklik hisseder miydik? Hayır! Good Tonight gibi doğrudan filme entegre edilmiş şarkılar olsalardı o eksiklik hissedilebilirdi. Pemberton'ın albümlerine konuk alması sık rastlanan bir şey değil aslında. Dinlediklerim arasında The Man From U.N.C.L.E.'da Nina Simone, Roberta Flack, Solomon Burke, Louis Prima gibi devlerin eski şarkıları bulunuyordu mesela. Tabii bu seçkiler Pemberton'ın tasarrufu mudur bilemiyorum. Kendisi, müziklerini yaptığı filmlerin ruh hallerini göz ardı etmeyen usta bir besteci. The Bad Guys ve Ocean's 8 misali soygun filmlerindeki duyguyla The Awakening veya Enola Holmes müziklerinin duygusunu birbirine karıştırmıyor. Ama King Arthur albümünde zamanın ruhunu modernize etmesi olumlu sonuçlanmıştı bana göre. Şahsen en son dinlediğim Apple TV+ dizisi Slow Horses için yaptığı müziklerden de funk, caz-funk, rock, easy listening bir ambiyans bekliyordum. Olmadı. Zira çok yakışırdı. Yine de bu çalışkanlıkla her an yeni albümüyle karşılaşabileceğimiz bir müzik adamı olarak kendisini pamuklara sarıyoruz. Hatta bu yazı yazılırken ortamlara Brian and Charles adlı film için yaptığı son albümü düştü. Çağımızın Lalo Schifrin'i olarak ondan daha nice cool albümler bekliyoruz.
1. The Big Bad Wolf
2. Meet the Bad Guys
3. Let's Bounce
4. Push Pop
5. Step 3
6. Security Surprise
7. The Dolphin Heist
8. Going to Go Good
9. Turn on the Charm
10. Marmalade Prelude
11. A Heist for Good
12. The Sharing Laboratory
13. Save the Cat
14. Good Tonight (feat. Anthony Ramos)
15. So Long Suckers
16. The Lair of Loot
17. Loot Loops
18. Bedtime Story
19. Double Crossed
20. Tricky Fox
21. The Crimson Paw
22. Secret Hideout
23. Evil Masterplan
24. The Sad Guys
25. One Last Push Pop
26. Finish Them
27. Huff + Puff
28. Just Robbing This Place
29. Freeway Escape
30. Who Said It Was the End?
31. Redemption
32. The Old Switcheroo
33. Elle King - Feelin' Alright
34. The Heavy - Brand New Day
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder