31 Mart 2024 Pazar

Issız Ada Radyosu Arşivi (Mart 2024)

GHLOW - Levitate
Yıl: 2024 İsveç
Tür: Post-Punk, Synth-Punk
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Levitate"
Beans - Boots N Cats
Yıl: 2024 Avustralya
Tür: Psychedelic Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Siamese Blundstone"
Steve Winwood - Revolutions: The Very Best of Steve Winwood
Yıl: 2010 İngiltere
Tür: Pop Rock, Soul
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Higher Love"
Galaxie 500 - Galaxie 500
Yıl: 2002 Kanada
Tür: Garage Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Trash Power"
Schnieke - Hediye
Yıl: 2024 Türkiye
Tür: Electronic, Balkan, World
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Schnieke Oro"

LITE - STRATA
Yıl: 2024 Japonya
Tür: Art Rock, Synthpop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Thread"
Kid Kapichi - There Goes the Neighbourhood
Yıl: 2024 İngiltere
Tür: Dance-Punk, Indie Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Let's Go to Work"
Judas Priest - Invincible Shield
Yıl: 2024 İngiltere
Tür: Heavy Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Panic Attack"
Halo Maud - Celebrate
Yıl: 2024 Fransa
Tür: Neo-Psychedelia, Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Terres infinies"

Another Sky - Beach Day
Yıl: 2024 İngiltere
Tür: Indie Rock, Alternative Rock, Pop Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "City Drones"

Trevor Something - Trevor Something Does Not Exist
Yıl: 2014 ABD
Tür: Synthwave, Chillwave
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Summer Love"
Sahra Halgan - Hiddo Dhawr
Yıl: 2024 Somali
Tür: Desert Blues, World
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Diiyoohidii"
Gibbous Moon - Saturn V
Yıl: 2024 ABD
Tür: Alternative Rock, Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ayadda"
Johnny Montreuil - Zanzibar
Yıl: 2024 Fransa
Tür: French Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ciao narvalo"


Omar Souleyman - Erbil
Yıl: 2024 Suriye
Tür: Dabke, Arabic Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Rahat Al Chant Ymme"

Ride - Interplay
Yıl: 2024 İngiltere
Tür: Indie Rock, Britpop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Peace Sign"
My Life Story - Loving You Is Killing Me
Yıl: 2024 İngiltere
Tür: New Wave, Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "I'm a God"

De-Phazz - Pit Sounds
Yıl: 2024 Almanya
Tür: Nu-Jazz, Downtempo, Lounge
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Braindrain Waterman"
The New Mastersounds - Old School
Yıl: 2024 İngiltere
Tür: Funk, Jazz-Funk
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Smoothie"

Abdallah Oumbadougou - AMGHAR - The Godfather of Tuareg Music - Vol. 1
Yıl: 2024 Nijerya
Tür: Tishoumaren, Desert Blues, Compilation
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Le Iwitian Ourgeuza Gueakelen"

28 Mart 2024 Perşembe

Trevor Something - Archetypes

 
Miami gibi tatil cenneti bir yerden çıkan synthwave, synthpop, darksynth, darkwave, post-punk, EBM (Electronic Body Music) oluşumu Trevor Something, 10 tane albümü olduğu halde ancak 11. albümde tanıdığım bir adam. Adam diyorum çünkü kulağa bir grup ismi gibi gelse de Trevor Something aslında gerçek adı Clayton Bullard olan bir müzisyen. 10 adet albümüyle en ufak bir temasım olmadı. Son albüm Archetypes'ı ise tesadüfen gözüme ilişen ve Wicked Game, It's No Good, The Man Who Sold The World, Hey You gibi şarkı isimleri barındıran playlistinden sonra radara aldım. Tahmin edileceği üzere Archetypes bir cover albüm. Yukarıda "synth" ve "wave" ekleri almış türlere de biraz merakım olmasından ötürü albümü dinlemek elzem bir hal aldı. 12 adet coverdan sevdiklerim oldu, göz devirir gibi olduklarım oldu, yelpazeye bakınca keşke şu şarkı da olsaydı diye yakıştırdıklarım oldu. Geçmişte çıkardığı onlarca single arasında Enjoy The Silence'ı falan görünce acaba daha önce de böyle cover işleri oldu mu diye merak ettim. Ama sanırım bütün bir albüm olarak yok. Çoğu müzisyen cover çalmak ister. Kendi müziğinin tanınmış şarkılarla nasıl bir uyum sağlayacağını görmek ister. Bullard da istemiş ve genel olarak iyi bir iş çıkarmış. En çok da darksynth ve darkwave'in hakkını vermiş. Puslu, yağmurlu bir havanın fonuna yakışmış da denebilir. Bu yüzden synth var diye dans etmeye gelenler hayal kırıklığına uğrar onu da ekleyelim. 

Soundun karanlığı ve depresif hali coverlara öyle sirayet etmiş ki, All That She Wants, Sexyback gibi bir zamanların popüler dans şarkıları bile uyuşuk, aynı zamanda gergin bir moda girmiş. Favori coverlarımı sayacak olursam, Wicked Game, Radioactivity, Hey You, albümün tek dans etmeye müsait şarkısı sayılabilecek It's No Good ve şu sıralar Furiosa fragmanında da o meşhur melodisini başkasından duyup bir tuhaf olduğumuz The Man Who Sold The World yorumları derim. Genel tema "yavaşlatmak". Bullard'ın bu temasının işe yaradığı da var, yaramadığı da. Mesela Lovesong gayet iyi duruyor. Zaten orijinali de pek bir güzel olan Radioactivity tek başına albümün kanatlarından biri bana göre. Sadece meşhur "I wanna fuck you like an animal" dizesiyle bilinen Closer'ın "industrial" duruşunun yine "industrial" olarak bırakılması, kapanışa da kanımca hiçbir özelliği olmayan Change (In The House Of Flies)'ın konması burun kıvırttı. Bu ikisi olmadan da albüm ayakları üstünde duruyor hali hazırda. All That She Wants'ın başta garip gelen depresif hantallığı bile zamanla seviliyor. Sonuç olarak Bullard'ın o kadar telif ödemesine değen bir albüm olmuş. İlerde oturup bir Trevor Something albümü dinler miyim hiç bilmiyorum. Archetypes'ı cover merakımdan dolayı dinledim. Devamı gelirse onu da dinlerim. Zira bu iş yavaşlatma politikasının birçok şarkıda kurduğu meditasyon etkisini başka meşhur şarkılarda da tecrübe etmek isteriz.

1. Wicked Game (Chris Isaak)
2. No Ordinary Love (Sade)
3. It's No Good (Depeche Mode)
4. Hey You (Pink Floyd)
5. The Man Who Sold the World (David Bowie)
6. All That She Wants (Ace Of Base)
7. Closer (Nine Inch Nails)
8. Sexyback (Justin Timberlake)
9. Radioactivity (Kraftwerk)
10. Love Lockdown (Kanye West)
11. Lovesong (The Cure)
12. Change (In the House of Flies) (Deftones)

19 Mart 2024 Salı

Dina Ögon - Orion

 
Tam 6 adet solo albümü bulunan İsveçli gitarist Daniel Ögren ile 2 adet solo albümü bulunan İsveçli şarkıcı Anna Ahnlund'un yolu, 2020 yılında Ögren'in 5. albümü Fastingen -92'de yer alan Idag adlı şarkısında yaptıkları ortaklık sayesinde kesişti. Aralarındaki kimyadan her ikisi de çok hoşnut olunca "acaba beraber mi çalışsak" evresine geçtiler. Yanlarına yine aynı ortamlarda takılan iki arkadaşlarını da alarak 2021'de Dina Ögon'u kurdular. O iki arkadaştan ilki, Daniel Ögren'in de bir ara takıldığı Stockholmlü neo-psychedeliacı Sven Wunder'da, aynı zamanda yine çok beğendiğim Josefin Öhrn + The Liberation'da çalmış davulcu Christopher Cantillo, diğeri de basçı Love Örsan. Daha kuruldukları yil hiç vakit kaybetmeden kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini çıkardılar. Çıktıkları yıldan beri de büyük bir zevkle takip etmekteyim. İlk albüm Dina Ögon ve içinde yer alan başta Undantag olmak üzere tüm şarkılar psychedelic pop, dream pop, psychedelic soul, ince tarafından funk, soft tarafından rock karışımı bir sound ile bizi karşıladı. 2023'te çıkan ikinci albüm Oas da aynı minvaldeydi. Hatta iki albümün çıkış tarihleri yer değiştirseydi bunu anlayamazdık bile. Keza 2 Şubat'ta çıkan Orion da ilk iki albümün izinden aynı kalitede yürüyor. Daha Oas'ı tam sindirmemişken Orion'ın gelmesi hiç de şikayetçi olunacak bir şey değil. Sıkmayan, boğmayan, yormayan, sakin bir nehir gibi kulağımızdan akan bu müziğin büyüsüne kapıldıysanız zaten üç albümü arka arkaya dinlemek bile büyük keyif olacaktır.

Benim Dina Ögon seanslarımda üç albümde de değişmeyen bir durum yaşandı. Mutlaka bana hit olarak görünen bir şarkı vardır. Diğerleri albümün tamamlayıcı unsurları, harcı, kapısı, duvarı, bacası olur. Yani biri eksik olduğunda sıkıntı çıkar. Orion'ın hiti ise ilk single olan Det läcker. Bana göre mükemmel bir alternative pop bestesi olması yanında, grubun genel soundu itibariyle nostalji duygusu çok yüksek bir şarkı. Şimdi bu duygu nasıl tarif edilir, kimler örnek gösterilir, neye benzetilir bilemiyorum. Tarif edemesek de bazı duygulara hiç yabancı değilizdir. Tarif etmek de gerekmez zaten. Det läcker mevsimine göre o kadar iç ısıtıcı veya serinletici bir şarkı ki, birkaç dinlemeden sonra İsveççe bilmeyen birinin bile kendini yakın bulmaması çok zor. Dina Ögon müziğinin hayranlık veren yumuşaklığı, ağırbaşlı neşesi, enteresan tasarımları dinleyeni pamuk gibi yapma gücüne sahip. Şu albümü öbüründen, öbürü berikinden iyi diye bir şey söz konusu değil. Şu üç albümün tarihleri karışmış olsa, ilk olan son, son olan ilk çıkmış olsa kimse anlamaz. Lakin buradan yıllarca birbirinin aynı albümlerle sıkıcılığın kitabını yazmış bazı grupların monotonluğu anlaşılmasın. Benim için Dina Ögon albümleri, tükettikten sonra kendini bir şekilde yenileyebilen özelliğe sahip. Det läcker'i, Firad'ı, Jag vill ha allt'ı, Milton'ı kaç kez dinledim bilmiyorum ama her seferinde bana kur yapmaya devam ediyorlar. Eskiyi modern kalıplarla bu kadar ustaca işleyen pek fazla grup yok. Zaten Dina Ögon'a referans olarak Fleetwood Mac ve Khruangbin'in gösterilmesinin elit sebepleri var. Hatta bence Khruangbin'den bile daha iyiler.

70'ler Türk Pop Müziğiyle vakit geçirmiş dinleyicilerin Dina Ögon müziğine ayrı bir sempati duyacaklarını düşünüyorum. Bütünüyle olmasa da, çeşitli şarkılarda örneğin Farid'de bunu hissetmek olası. Farid'in müziği aynen kalsa, Anna Ahnlund şarkıyı Türkçe söylese hiç İsveç Norveç aklımıza gelmez. Üstelik Ahnlund şarkıyı kendi dilinde söylemesine rağmen sanki bir Türk şarkıcı gibi nağmeler, edalar, sedalar içinde söylüyor. Aynı şeyleri kapanıştaki Tomma lådor'da da yapiyor. Ahnlund demişken, kendisi gerçekten grubun çok önemli bir parçası. Olağanüstü bir sesi yok belki ama grubun o olgun, sevimli, hafif buruk moduna mükemmel uyuyor. Sadece nefis bir bütünün nefis bir parçası. Ahnlund mikrofonda değilken de, mesela enstrümantal Mellan de sju fjällen adlı gece ve şehir manzarası yaratan şarkısında da grup yine güzel, yine güzel. Grubun bir başka özelliği de, Håll avstånd ve Glitter'da duyduğumuz üzere psychedelic pop ve soul karışımı, aksak ritimli çağdaş R&B düzenlemelerini kendi müziklerine entegre edişleri. Bas, davul ve gitarın sıklıkla pop, caz, hip-hop füzyonu ile sakince meydana getirdikleri bu şarkılar çok iddialı olmasalar da grubun sound yelpazesine renk katıyorlar. Aslında genel olarak müzik dinleme aktivitesine renk katıyorlar. Şu aralar kaliteli zaman geçirme üzerine tavsiye edebileceğim en ciddi maddelerden biri Dina Ögon. Albümler arasındaki arayı fazla uzatmadıklarını da düşünürsek 2025, en geç 26'da yeni albüm için heyecanlanabilirim. Gerçi onlara olan heyecanım hiç dinmiyor ya neyse.

1. Jag vill ha allt
2. Håll avstånd
3. Det läcke
4. Glitter
5. Firad
6. Milton
7. Orion
8. Mellan de sju fjällen
9. Tomma lådor

15 Mart 2024 Cuma

Heave Blood & Die - Burnout Codes

 
Tromsø, Norveç'te kurulan Heave Blood & Die, dördüncü albümü olan Burnout Codes'u 26 Ocak'ta çıkarmış. İlk iki albümlerini hiç sevmemiş olmama rağmen nedense takip etmeye devam ettiğim, bunun meyvesini de nihayet 2021 tarihli üçüncü albüm Post People ile aldığım grup, bence Burnout Codes sayesinde kendi zirvesine erişmiş. Post People benim için 2021'in en iyi albümlerinden, Kawanishi Aeroplane de en iyi şarkılarından biriydi. İlk iki albümdeki o saçma screamo ve post-hardcore ısrarlarını bırakıp, enerjilerini, sertliklerini daha iyi yazılmış şarkılara kanalize etmeye başladılar. Stoner özelliklerini koruyarak bu iyi yazılmışlarla post-punk, post-rock, post-metal genlerini daha belirginleştirdiler. Post People ile başlayan olgunlaşma süreçleri Burnout Codes ile sürüyor hatta daha da güzelleşiyor. Bu kadar "post" olmanın getireceği deneyselliği, "kimse bizi anlamasın ama iyi müzik yaptığımızı düşünsün, biz de experimental etiketiyle ne yapsak bu insanlara kakalarız" tembelliğiyle alakası olmayan bir seviyeye taşımışlar. Nitelikli soundlarını tüm şarkılarına enjekte edip, psychedelic rock'tan shoegaze'e, post-punk'tan stoner metal'e geniş bir yelpaze içinde türleri paslaştırmışlar. Vokallerde de daha önce de belirttiğimiz gibi Post People'dan itibaren şu screamo belasından kurtularak gücü farklı oktavlarda yakalamışlar. Son albüm Burnout Codes'u da, bu albümün kaydedilmesi ile piyasaya sürülmesi arasında hayatına son vermeye karar veren bas gitarist Eivind Andrè Imingen'in anısına ithaf etmişler.

Post People'dan sonra Burnout Codes da kendi yılının en iyi albümlerinden biri. Bir kere sırf Dog Days, Things That Hurt ve HEATWAVE 3000 üçlüsü için bile bu en iyi sıfatını hak ediyor albüm. Harika bir enerji, yoğunluk, öfke, coşku özellikle bu üçünde zirvede. Açılıştaki Dog Days'in basit ama "killer" gitar rifflerinin üzerime üzerime gelmesi o kadar heyecanlandırdı ki, arkasından paldır küldür gelen Men Like You'nun nasıl bir şarkı olduğunu anlamam ancak birkaç dinlemeden sonra mümkün oldu. Ama sanırım albümde zirvenin de zirvesi Things That Hurt olmalı. Onu duyduğum andan itibaren günlerce "understand, understand" diye gezdim durdum. HEATWAVE 3000 ise adeta bir modern rock marşı gibi heybetli. Albümle vakit geçirdikçe Hits ve Stress City'nin de demirbaşlar arasına girdiğini fark ettim. Imingen'in neden intihar ettiğinin hikayesini bilmiyorum. Ama çok da iyi bir performans gösterdiği şu albümün hırçınlığının içine sızmış duygulardan biri de yılmamak, direnmek, mücadele vermek diye hissettim ben. Burning Codes, içinde böyle de bir trajedi de barındıran fakat barındırmamış olsaydı dahi gücünden sual olunmayacak dirayetli bir rock albümü.

1. Dog Days
2. Men Like You
3. Hits
4. Stress City
5. Mjelle
6. Things That Hurt
7. HEATWAVE 3000
8. Seen It All

7 Mart 2024 Perşembe

Ali - Malaka

 
Yeni çıkan single listelerinde gezinirken heybeme koyduklarımın biri de An Najma adında hoş bir funk şarkısıydı. Single çıktıysa albüm de yakında gelir diyerekten ara sıra takıldığım, dinledikçe sevdiğim şarkının sahibi Ali gözüküyordu. Bildiğin Ali... Kimdir bu Ali deyip derine daldığımda çok da derinlerde olmayan 2023 tarihli ilk ve şimdiye kadar tek albümü Malaka'yı buldum. Şahane bir deep funk, soul ve yer yer oryantal unsurlarla bezenmiş, kimi enstrümantal, kimi vokalli, ballı börekli şarkılara rastladım. 2023'ün en iyi albümlerinden biri olduğu halde 2024'te farkına vardığım Malaka, çıktığı yılda dinleyemedığimiz (ve listelerimize alamadığımız) çok iyi albümler kulübünün üyelerinden biri oldu. Bu kulübe üye albümlerim arasında ilk aklıma gelenler Hayajan grubunun Ya Bay (2013) ve Khusouf Al-Ard (2019) albümleriyle ToodArt'ın Laissez passer (2017) harikası oldu. İlginçtir bu gruplar Ortadoğulu. Belki Ali'nin de Ortadoğulu olduğunu olduğunu düşünmem sebebiyle bu albümler çağrışım yapmıştır. Zira bu şekilde geç fark ettiğim başka işler mutlaka vardır. Ama sandığımın aksine Ali bir Endonezyalı çıktı. Malaka albümü, Ali'nin Orta Doğu kültürünü 70'lerin Endonezya rock, sinematik soul, funk, disko ve afrobeat öğeleriyle birleştirerek geleneksel funk formundan ses veriyor. Bu formun üzerine vokalli şarkılarda Arapça duymak da kimyayı bozmadığı gibi, daha orijinal, otantik, farklı bir lezzet taşıyor.

“Malaka” unvanı, Ortadoğuluların yüzyıllar önce Malakka Boğazından ticaret yaparak Endonezya'ya ilk geldikleri girişi temsil ediyor. Sadece iki vokalli şarkının sözlerinin Arapça yazıldığı (birinin de sadece şarkı isminin nakarat olarak kullanıldığı) albüm, Endonezya kültürü ve yaşam tarzının derinliklerine nüfuz etmiş olan Ortadoğu müziğinin etkisinin yansımalarından biri. Bu etkileşimi deep funk ile servis etmek de şahane bir fikir. Albüm bu fikrin incileriyle dolu. Equator gibi doğrudan 70'ler blaxploitation ruhu taşıyan funk tadı zaten mevcut. Daha ilk şarkı Dance, Habibi bizi neyin beklediğinin habercisi. Funk olmasına rağmen disko olmayan bir dans havası hakim şarkılarda. Ama bunun yanıda Crystal Sand'deki o "Kafkas Yöresi Halk Oyunları" havası mı desek, South East'in o salon dansı ambiyansı mı desek, her bir şarkı harika. Tüm bunlar funk ile sentezlenmiş ve asla funk müziği geri planda bırakmamış denemeler. Hele albüme adını veren Malaka ve albümün en coşkulu anlarından Ya Shaams, şayet ayıp olmazsa "halay funk" demeyi uygun gördüğüm çok havalı şarkılar. Shoreline Transit'i de Beastie Boys'un Check Your Head evrenine çok yakıştırdım. Ali'nin farkına varmamı sağlayan single An Najma neyin habercisi henüz belli değil. Fakat pusudayım ve bu defa partiyi kaçırmayacağım.

1. Dance, Habibi
2. Malaka
3. Equator
4. Crystal Sand
5. Shoreline Transit
6. South East
7. Tangerine
8. Ya Shaams
9. Grand Voyage