31 Mayıs 2009 Pazar

Issız Ada Radyosu Arşivi (Mayıs 2009)


 
Fever Ray - Fever Ray
Yıl: 2009 İsveç
Tür: Electropop, Electronica, Synth Pop
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Keep The Streets Empty For Me"

El Perro del Mar - El Perro del Mar
Yıl: 2006 İsveç
Tür: Indie Pop
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Party"
Hedtrip - Roma
Yıl: 2007 İspanya
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Mother Love"



Moderat - Moderat
Yıl: 2009 Almanya
Tür: Electronic
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sick With It" (feat. Dellé)
IAMX - Kingdom Of Welcome Addiction
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: Indie Electronic, Pop/Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Nature Of Inviting"
Sophie Hunger - Monday's Ghost
Yıl: 2008 İsviçre
Tür: Singer/Songwriter, Folk Pop, Indie Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Round and Round"
The Crimea - Tragedy Rocks
Yıl: 2004 İngiltere
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Miserablist Tango"

North Mississippi Allstars - Hill Country Revue
Yıl: 2004 ABD
Tür: Blues
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Snake Drive"
The Prodigy - Invaders Must Die
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: Big Beat, Breakbeat, Techno
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "Take Me To The Hospital"

Bob Dylan - Together Through Life
Yıl: 2009 ABD
Tür: Folk Rock, Singer/Songwriter, Blues
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Beyond Here Lies Nothin'"

Depeche Mode - Violator
Yıl: 1990 İngiltere
Tür: Synth Pop, Electronica
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Enjoy the Silence"

Daniel Lanois - For the Beauty of Wynona
Yıl: 1993 Kanada
Tür: Pop/Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "For the Beauty of Wynona"

Eels - Hombre Lobo: 12 Songs of Desire
Yıl: 2009 ABD
Tür: Indie Pop, Singer/Songwriter
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Fresh Blood"

a-ha - Foot of the Mountain
Yıl: 2009 Norveç
Tür: Synth Pop, Pop/Rock, New Romantic, New Wave
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Foot of the Mountain"
PMMP - Veden Varaan
Yıl: 2009 Finlandiya
Tür: Dream Pop, Pop/Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Lautturi"

Jets Overhead - Bridges
Yıl: 2005 Kanada
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Blue Is Red"

Filthy Dukes - Nonsense in the Dark
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: Electronic
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Poison The Ivy"

Oi Va Voi - Travelling the Face of the Globe
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: World Music
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Waiting"

The Delgados - Universal Audio
Yıl: 2004 İngiltere
Tür: Indie Rock, Indie Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Everybody Come Down"

Tori Amos - Abnormally Attracted To Sin
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: Singer/Songwriter, Piano Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Welcome To England"

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Cage The Elephant - Cage The Elephant



Kentucky dolaylarından çıktığı halde İngilizlerce biraz daha fazla tutulan gruplardan biri Cage The Elephant. Zaten maço Amerikan aksanından ziyade İngiliz punk, blues, indie çorbası bir vokal + müzikle iştigal etmekteler. Vokalde Matt Shultz, gitarda Brad Shultz biraderlerin önderliğinde çok sıkı bir beşli olarak alternative rock’ın gözüne gözüne vuruyorlar. Hani bazen yapılan müziği o kadar çok seversiniz ki, yiyesiniz gelir, işte Cage The Elephant’ın rock müziği de bana bu iştahı verdi. İlginç bir benzetme olabilir. Fakat şu sıralar canım şöyle sert birşeyler dinlemek istediğinde nedense ilk uzandığım albümlerden biri oluyor bu kendi adını taşıyan debut. İlk olarak Free Love ve albümün en iyi şarkılardan biri olan Ain't No Rest For The Wicked’ı single olarak piyasaya sürmüşler. Ondan sonra da muhtemelen bu iki şarkıyı da dinleyip beğenen şahısta film kopmuştur. Zira albümün çıkmasını beklemek ona bir ömür gibi gelmiştir. Sapına kadar haklıdır. Onlardan biri de benimdir. Çünkü bu iki single dahil albümün geri kalanında yer alan James Brown, Lotus, Judas, Drones In The Valley bana göre muazzam rock aparkatları. Keşke her debut böyle olsa. Maalesef 2009’da dinleme şansı bulabildiğim 2008’in en iyi rock gruplarından ve albümlerinden birisi Cage The Elephant

1. In One Ear
2. Ain't No Rest for the Wicked
3. Tiny Little Robots
4. Lotus
5. Back Against the Wall
6. Drones in the Valley
7. James Brown
8. Judas
9. Back Stabbin' Betty
10. Soil to the Sun
11. Free Love

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Phillip Boa & The Voodoo Club - Diamonds Fall


Phillip Boa & The Voodoo Club, 1984 yılında Dortmund-Almanya’da kurulmuş bir grup. Phillip Boa’nın gitar ve vokalde yer aldığı organizasyonun geri kalanı, yani The Voodoo Club ise beş kişiden oluşuyor. Bu beşliden sadece keyboard ve vokallerdeki Pia Lund kuruluştan beri Phillip Boa’nın yanında yer almış. Diğer elemanlar ise hep 90’larda veya 2000’lerde gruba katılmış. Zaten gruba giren çıkanların adedine bakılırsa 5-6 tane The Voodoo Club daha kurulurmuş. Ama hepsi şu 2009’a kadar gelen orijinali gibi olur muydu, bence olmazdı. Çünkü gruba ana karakterini kazandıran unsurların hemen hepsi Boa-Lund ikilisine ait. Bir kere gruba ait fotoğraflar aradığınızda karşınıza çoğunlukla Phillip Boa ve Pia Lund’un 60’lı yıllar İtalyan fotoromanlarından esinlenmiş gibi duran estetik pozları çıkıyor. Tabi benim sözünü ettiğim daha çok müzikal karakter. Boa’nın yer yer yükselen ölçülü gitar-vokal tecrübesi ile Lund’un yan vokalleri ve en önemlisi bir diğer tuşlu çalgılardan sorumlu üyesi Toett ile birlikte oluşturdukları sound, grubun katı bir rock ısrarında olmasını engellemiş. Bu durum, ferah bir alternatif-indie atmosferini albümün her şarkısına sindirmiş. Pop yoğunluğunda rock, rock yoğunluğunda pop özgüveni mevcut.

Phillip Boa & The Voodoo Club’ı yakın zamanda tesadüfen kulağıma çalınan 2005 tarihli Decadence & Isolation albümüyle keşfettim. 2 White Moths & A Black Cat gibi şarkılara kayıtsız kalamadığımdan grubun öncesini sonrasını deşmeye karar verdim. 15 albüm görünce “bu işin içinden çıkılmaz, bırakıyorum” dedim. Ama kader 16. albüm Diamonds Fall ile bir şekilde yollarımızı kesiştirince dayanamadım. Coppergirl, Lord Have Mercy With The 1-Eyed, Jane Wyman, The Race Is Over, bu kesişmeyi çok daha anlamlı kıldı. Hatta kendilerine verdiğim şanstan dolayı Fiat Topolino adında bir altın plaket bile verdiler bana. Artık bundan sonra müzik hayatları daha kaç yıl sürer bilemiyorum ama sürdüğü kadar takip edeceğim bir grup daha buldum sanırım. Fakat önce geriye doğru takip etsem daha iyi olacak diye de düşünmüyor değilim. Gerçi hiç de “geçmişimi bilmeden geleceğimi anlayamazsın” ukalalığı taşıyan bir grup değil oysa. Diamonds Fall’ı bir debut gibi bile dinleseniz fark etmez.

1. Diamonds Fall
2. Valerian
3. Fiat Topolino
4. The World Has Been Unfaithful
5. Lord Have Mercy With The 1-Eyed
6. The Race Is Over
7. Jane Wyman
8. Coppergirl
9. 60's 70's 80's 90's
10. The Ballad Of Pia And Toett
11. DJ Baron Cabdriver
12. Black Light

17 Mayıs 2009 Pazar

Telekinesis! - Telekinesis!


Telekinesis!, Seattle’dan çıkan çıtır bir indie rock grubu. Michael Benjamin Lerner’ın kurduğu grup, aslında grup sayılmaz. Çünkü sadece konserlerde ve elbette bu albümde bir grup haline gelerek müzik yapan başka insanların da katılımıyla Lerner, kendi adı yerine bir grup adı olarak Telekinesis!’i uygun görmüş. Benzerlerinden neredeyse hiçbir farkı yok. Sesi, müziği, sözleri, albüm akışı hiçbir yenilik içermiyor. Ama indie oluşumlarda zaten yenilik esas alınmıyor. İçine dahil olduğunuz o albüm anına iyi kötü tesir edecek bir müzik sunumudur önemli olan. Biraz da “nerd” bir görünüme sahip Lerner, benzerlerinden farklı olmasa da iyi müzik yapıyor ve yine benzerleri gibi süperstarlığa oynamıyor. İlk albümü olmasının getirdiği aşkla bazı şarkılarda fazla heyecan yapıyor denebilir. Fakat özellikle Great Lakes, Tokyo, Imaginary Friend, Calling All Doctors gibi besteler, gelecekte çok daha iyi bir Telekinesis!’in ortamlara akacağının habercisi bana göre. Varsın inek desinler, kız vermesinler. Şu kendi adını taşıyan ilk albümüyle dinlemiş bulunduğumuz Telekinesis!, olayını uzun vadeli hayata geçirmeye devam ederse ileride çok daha iyi yerlere geleceğine dair inancım bulunmaktadır.

1. Rust
2. Coast of California
3. Tokyo
4. Look to the East
5. Awkward Kisser
6. Foreign Room
7. Great Lakes
8. Imaginary Friend
9. All of a Sudden
10. Calling All Doctors
11. I Saw Lightning

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Prince - LotusFlow3r / MplSound


Prince kimdir arkadaş? 80’lerde topuklu ayakkabılar giyen, makyaj yapan, haftaların, ayların, yılların rüküşü, “Sevişirken Dinlenmesi Gereken Şarkılar” yazan tavernacıların önde gideni kara kuru bir androjen. 80’lerde Prince dinlemek bir parça günahtı. Çünkü delikanlı adam topuklu, makyajlı, rüküş ötesi Poison, Mötley Crüe, Bon Jovi veya androjenliği göstermelik kabadayılıkla mükemmel buluşturmuş olan daha sert tiplerin müziği dinlemeliydi. Prince’i sevmemin nedenlerinden biri de buydu. Evet onu hep sevdim. Tahammül edemediğim bazı albümler yapmasına rağmen sevdim. Çünkü onda müzikal bir kararlılık, tavizsizlik, etkisi altında kaldığı pop ve rock tarihini kendi özüne bağlı kılan bir özgünlük vardı. Herkeslere bir haller olan 2009 yılına gelindiğinde bakıyoruz ki Prince hem pop, hem rock kanalında her daim söyleyecek sağlam bir şeyleri olduğunu haykırıyor adeta. Üstelik her iki türe olan saygısında kusur etmemeyi artık yılların tecrübesi haline getirmiş bir olgunlukla. Kim inanır şu çelimsizin 51 yaşını devirdiğine! Hangi albümüne, hangi şarkısına, hangi vukuatına girsem övmekle sövmek arası çıkamayacağım bu güzide insanın 2009 tarihli duble iskender MplSound / LotusFlow3r albümlerine sözü getireyim. 1986 tarihli dünyanın en güzel şarkılarından biri olan Kiss’e esas duruşumu gösterdikten sonra tabi. (Bu arada duble iskenderin yanına salata niyetine Bria Valente adında bir şarkıcının 10 şarkılık bayık Elixer albümü de konmuş. Bu albüm Prince bestelerinden oluşmakta ve böyle bir "albüm içinde albüm" yöntemi promosyondan biraz daha fazlasını içeriyordur bana göre.)

Projenin LotusFlow3r bölümü rock, pop-caz ve soul tınılarının ahenkle dansetmesi sonucu kıvama gelmiş 12 şarkıdan oluşuyor. Tabi Prince’in vazgeçemediği orijinal kesimli rengarenk gitarlarının sadece gösterişten ibaret olmadığının kanıtı gibi, rock soundunun ördüğü ağlar daha yoğun. Fakat tüm bu türlerin yan yana gelişlerinde, hiçbiri diğerinin kendi önüne geçmesini istemiyor sanki. Kardeş kardeş geçiniyor, topu birbirlerine atıyor, arada biri topla biraz fazla oynarsa kızmıyor, keyifle onu izliyor, sakince sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Santana enstrumantallerine benzeyen From The Lotus... ile kurdeleyi kesen albüm, Boom ve Crimson & Clover ile daha yolun başında ayaklarımı yerden kesti. Hele kırılgan olduğu kadar asabi Crimson & Clover’ın adamın aklını alan Jimi Hendrix girişlerini, gelişmelerini ve finallerini çağrıştıran yapısı, Prince geri döndü!” dememe yetti. Orijinali Tommy James & The Shondells'e ait bu şarkıyı alıp 80’lere koysak, Back To The Future’da Marty McFly’ın partide çaldığı rock’n roll şarkıyı yoldan çıkarıp, “henüz buna hazır değilsiniz” ayarına benzer bir etki yapardı muhtemelen. Daha bu şarkının etkisi silinmeden bir de karizmatik Colonized Mind ile aynı duygular cilalanınca susmak gerekiyor. Bu kadarla kalmayıp Feel Good, Feel Better, Feel Wonderful ile funky damarlarımı titretiyor, Love Like Jazz ile pop caz kanallarımın tozunu alıyor. Wall Of Berlin ve Dreamer ile albüme sinmiş Hendrix ruhunu yeniden hortlatan Prince, ...Back To The Lotus isimli 5 buçuk dakikalık psychedelic finalle albümü nihayetlendiriyor.

MplSound ismiyle dolaşıma giren ikinci albüm ise bir zamanlar Prince’in pop funk prensi olmasına vesile olan standarda sahip 9 şarkıya ev sahipliği yapıyor. (There'll Never B.) Another Like Me, Chocolate Box gibi o yılların dans pistlerinin tozunu alacak şarkılar kadar, U're Gonna C Me ve Better With Time gibi aynı dans pistlerinin loş anlarına seksi biçimde vücut teması yapacak tesirde şarkılarla donatılmış. İlk albümünü taa 1978’de çıkarmış bir Prince 2009 yılında bir albüm yapıyor, bakıyorsunuz ses aynı, ruh aynı. Timbaland’e eşek yüküyle para verip tıynetsiz bir albüm de çıkarabilirdi. Ama Prince öyle bir adam değil. Prince şöyle bir adam: Retro-Astro!

MPLSOUND

1. (There'll Never B) Another Like Me
2. Chocolate Box
3. Dance 4 Me
4. U're Gonna C Me
5. Here
6. Valentina
7. Better With Time
8. Ol' Skool Company
9. No More Candy 4 U

Lotusflow3r

1. From the Lotus...
2. Boom
3. Crimson and Clover
4. 4Ever
5. Colonized Mind
6. Feel Good, Feel Better, Feel Wonderful
7. Love Like Jazz
8. 77 Beverly Park
9. Wall of Berlin
10. $
11. Dreamer
12. ...Back 2 the Lotus

10 Mayıs 2009 Pazar

Depeche Mode - Sounds Of The Universe


80’ler, 90’lar, hatta 2000’lerin ilk 10 yılı ve Depeche Mode hâlâ ayakta. Lâkin bu ayakta durma haline fena aldanmışım. Çünkü uzun zamandır DM’un iyi şarkılar yazıp söylemediğini düşünüyorum. Bir 10-15 yıl öncesine kadar yeni DM albümü çıkıyor dendiğinde duyduğum heyecanın yerinde yeller esiyor artık. 1990’daki Violator albümüne kadar hepsi birer elektro klasiği albümler, geniş zamanlı eşsiz şarkılar, başta rock olmak üzere çeşitli türlerle yaşanan flörtler, kapalı gişe konserler, etrafı güllük gülistanlık etmişti. Tabi DM gibi kült grupların bu parıltılı dünyanın getirileri olan uyuşturucu, grup içi anlaşmazlıklar / ayrılıklar, (tamamen bana göre) kıytırık solo albümler, özel hayat çalkantıları ile yıpranmaması da zor. Mühim olan en az hasarla atlatmak. Şahsi görüşüm, DM’un bu bâdireleri atlatırken müzikal anlamda kalıcı yaralar aldığı yönünde. Hiç heyecan yapamadan telaffuz edeceğim son albüm Sounds Of The Universe bu düşüncemi pekiştirmekten başka bir şeye yaramadı ne yazık ki.

Aslında Çarşamba’nın gelişi Wrong adlı özelliksiz, özensiz ilk single’dan belliydi. Gerçi bir önceki albümün ilk single’ı Precious (ki bence kendi tarihinin en iyi DM şarkılarından biridir) gerçek bir heyecan yaratmıştı da ne oldu? Al Playing The Angel’ı, vur Sounds Of The Universe’e! U2’dan sonra bu sene bir darbe de Depeche Mode’dan yedim. (Düşene bir de Prince vurursa şaşırmam!) Aslında belli bir elektro karizmaya sahip In Chains ile fena sayılmayacak bir açılış yapıyor albüm. Yine de tarihe bakarak alışık olunan (ya da benim alışık olduğum diyelim) bir DM şarkısı değil. Zaten DM’dan eski DM ruhunu diriltmesi beklenen besteler bulmak sürpriz hale geldi. Sonrası için gerçekten çok uğraştım. Ama In Chains ile birlikte biraz olsun eli yüzü düzgün bir trip hop olan Come Back ve Martin L. Gore’un söylediği Jezebel dışında aklımda kalan olmadı. Onların da uçup gitmesi an meselesi. DM synth pop’u bu kadar yavan mıydı diye sormadan edemiyorum. Bunca yıla rağmen hâlâ 30’larında gösteren Dave Gahan, Martin L. Gore ve Andrew Fletcher, benim kendi halindeki DM kültürümde hiç de öyle göstermiyor artık. Benim için bütünüyle iyi DM şarkıları barındıran en son albüm Violator idi. Sonrakilerde de inci gibi parçalar mevcuttu. Ama tam bir albüm olarak görüyoum ki Violator sonrası her albümlerde o incilerin sayısı biraz daha azalıyor. “Alan Wilder gitti böyle oldu” geyiğine itibar etmezdim ama yıllar geçtikçe iş bazı yönlerden biraz da oraya dayanıyor. Utanmadan “Kâinattan Sesler” adı verilen bu son albümün müzikal bayatlığına sahip günde belki 10 tane çıkıyor, silinip gidiyor. Bence şu albümün Depeche Mode markası taşıması büyük talihsizlik. Hatta bir gaf!

1. In Chains
2. Hole To Feed
3. Wrong
4. Fragile Tension
5. Little Soul
6. In Sympathy
7. Peace
8. Come Back
9. Spacewalker
10. Perfect
11. Miles Away
12. Jezebel
13. Corrupt

7 Mayıs 2009 Perşembe

De Staat - Wait For Evolution


Hollandalı beşli De Staat, ilk albümleri Wait For Evolution ile yeraltına bombayı koymuş, pimini de çekmiş bekliyor. Birçok yönüyle Queens Of The Stone Age’e benzetilen grup, “benzetilme”nin her zaman “taklit” anlamına gelmediğinin taş gibi bir kanıtı. Pop, folk, country, rock, rock’n roll malzemelerini tutam tutam tenceresine atıp albüm konseptine ayrıksı durmayacak türden bir bütünlükle sunmayı beceriyor. Galiba bunda en büyük pay gitarist / solist Torre Florim’e ait. Zira De Staat’a gelene kadar ülkesindeki tuhaf isimli çeşitli gruplara yazım, yapım, çalım olarak el vermişliği, bu sayede kendi underground çöplüğünde genç yaşına rağmen bir “abi” saygınlığı edinmişliği var. Sürekli bir yerlere gire çıka, sonunda yanında çalan dört adamın yeteneklerini görünce mükemmele ulaştığını hissederek De Staat’a start vermiş. Zamanlama da mükemmel ki, uzun yıllar yer altı müzik âleminin içinde pişip, 2009’da çıkan albüm de ancak böyle demlenmiş, oturmuş ve heyecan verici olabilirdi.

Benzetildiği üzere Queens Of The Stone Age etkilerinin yoğun olduğu, Florim’in zaman zaman Nick Cave’e çalan karizmatik vokalinin kaliteli liriklerle birleştiği olağanüstü albüm Wait For Evolution, içindeki birbirinden leziz 12 parçası ile sallıyor, yuvarlıyor, deliyor, geçiyor, aşıyor! The Fantastic Journey Of The Underground Man gibi süper (onu anlatacak daha uygun bir kelime bulamayacak kadar çaresiz kaldım!) bir şarkıyı o çok sevdiğim Queens Of The Stone Age ve onun uzantılarından bile işitmedim mesela. Şu an 4. veya 7. De Staat albümünü düşünüyorum da, nefes alışverişim ritmini şaşırıyor. Mâlum süperimiz dışında country folk We’re Gonna Die, surf rock My Blind Baby, ancak “vokalli indie ambient” diyerek içinden çıkabildiğim Love It ve hâlâ içinden çıkamadığım Habibi ışıl ışıl parlıyor görünse de, bence boş tek bir şarkı bile yok. Avrupalı meşhur bir radyo DJ’i “2009 De Staat’ın yılı olacak” demiş. Normalde bu tür sloganları Amerikan-İngiliz indie camiaları pek sallamaz. 2009 sadece De Staat’ın yılı olmayacak belki. Fakat De Staat 2009’un en güzel hediyelerinden birisi…

1. Sleep Tight
2. The Fantastic Journey Of The Underground Man
3. I Am Here To Lose Control
4. Wait For Evolution
5. Habibi
6. We're Gonna Die
7. My Blind Baby
8. Kill The Man
9. Meet The Devil
10. You'll Be The Leader
11. Taste It
12. Love It

30 Nisan 2009 Perşembe

Issız Ada Radyosu Arşivi (Nisan 2009)


The Wooden Birds - Magnolia
Yıl: 2009 ABD
Tür: Indie Folk
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sugar"


Coconut Records - Davy
Yıl: 2009 ABD
Tür: Indie Pop
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "Microphone"

Carina Round - The Disconnection
Yıl: 2003 İngiltere
Tür: Alternative Rock, Singer/Songwriter
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Paris"


U2 - The Joshua Tree
Yıl: 1987 İrlanda
Tür: Folk Rock
"F" Rate: 10/10
I.A.R. tavsiyesi: "Trip Through Your Wires"


The Soundtrack Of Our Lives - Communion
Yıl: 2008 İsveç
Tür: Alternative Rock, Rock
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Utopia"


Straylight Run - The Needles The Space
Yıl: 2007 ABD
Tür: Indie Pop
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Miracle That Never Came"

Miranda Lee Richards - The Herethereafter
Yıl: 2001 ABD
Tür: Folk Rock, Country Pop
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Last Solstice Of The 70's"



Au Revoir Simone - Still Night, Still Light
Yıl: 2009 ABD
Tür: Indie Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Tell Me"


Laura Gibson - Beasts of Seasons
Yıl: 2009 ABD
Tür: Folk, Singer/Songwriter
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Spirited"

Kosheen - Resist
Yıl: 2001 İngiltere
Tür: Electronic, Trip Hop
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Hungry"

Archive - Controlling Crowds
Yıl: 2009 İngiltere
Tür: Alternative Rock, Trip Hop, Art Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bullets"

Rim Banna - The Mirrors of My Soul
Yıl: 2005 İsrail
Tür: Pop Folk
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Grandma With A Limp"



Shantel - Disko Partizani!
Yıl: 2007 Almanya
Tür: Balkan Folk Music
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Disco Boy"


Secret Machines - Now Here Is Nowhere
Yıl: 2004 ABD
Tür: Alternative Rock, Progressive Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Road Leads Where It's Led"

Laura Veirs - Saltbreakers
Yıl: 2007 ABD
Tür: Indie Pop, Singer/Songwriter
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Pink Light"


Umphrey's McGee - Mantis
Yıl: 2009 ABD
Tür: Progressive Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "1348"

Frida Hyvönen - Silence Is Wild
Yıl: 2008 İsveç
Tür: Pop, Singer/Songwriter
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Scandinavian Blonde"


Akron/Family - Love Is Simple
Yıl: 2007 ABD
Tür: Folk Rock, Psychedelic Rock, Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ed Is a Portal"


The Helio Sequence - Keep Your Eyes Ahead
Yıl: 2008 ABD
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Captive Mind"


Rilo Kiley - Under The Blacklight
Yıl: 2007 ABD
Tür: Indie Pop
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Close Call"

26 Nisan 2009 Pazar

Brakes - Touchdown


İngiliz dörtlü Brakes, 2002 yılında kurulmuş, ilk albümleri Give Blood’ı 2005’de çıkarmış, bir yıl sonra The Beatific Visions’ı çıkarmış, 2009’da ise Touchdown ile huzura çıkmış bir indie rock hadisesi. Aynı zamanda güzide İngiliz gruplarından biri olan British Sea Power üyesi Eamon Hamilton’ın ön ayak olduğu, vokal ve gitarda yer aldığı Brakes, Touchdown albümünde yer yer punk sularına süzülen, ama sertliğinde bile melodik yapısını yitirmeyen şeker bir rock icra ediyor. Mesela 1 buçuk dakikalık bir punk olan Red Rag'ı, 2 dakikalık şipşirin bir indie folk olan Worry About It Later’ı aynı albüme koyacak kadar gönlü bol insanlar bunlar. Gerek enstruman hakimiyetleri, gerekse Hamilton’ın her şarkıda tonunu koruyan, güçlü fakat kendini heba etmeyen sesi ile gayet pozitif titreşimler yayıyorlar. Kendilerini konserde izlemek çok sıkı bir aktivite olurdu.

12 şarkı arasından (albüm sonunda girdikleri “hidden track” olayını saymazsak) şuraya yazayım dediğim oldu elbette. Ama bu kez yazmadıklarıma haksızlık edeceğim düşüncesi beni bundan alıkoydu. Bu kadar fazla iyi şarkı barındıran bir albümden şu ana kadar sırasıyla Don't Take Me To Space (Man) ve Hey Hey single olarak çıkmış ki son derece yerinde seçimler. Yalnız bir tek Oh! Forever adlı şarkıyı bu albüme yakıştıramadım. Bazı şarkılar zaman ister. Ama kendisine yeteri kadar zaman tanıdığımı düşünüyorum. Bence önceki albümlere daha iyi giderdi. Veya hiçbirine koymasalardı da olurdu. Bu vesileyle grubun ilk iki albümünü de dinlediğimi ve Touchdown kadar beğenmediğimi dile getirerek yorumumu noktalayım.

1. Two Shocks
2. Worry About It Later
3. Crush On You
4. Eternal Return
5. Do You Feel The Same?
6. Ancient Mysteries
7. Oh! Forever
8. Why Tell The Truth (When It's Easier To Lie)
9. Leaving England
10. Hey Hey
11. Don't Take Me To Space (Man)
12. Red Rag

19 Nisan 2009 Pazar

Missy Higgins - On A Clear Night


1983 Melbourne-Avustralya doğumlu Missy Higgins, 2004’te çıkardığı The Sound of White albümüyle memleketinde iki yıl boyunca listelerden inmemiş, tam 9 platin plak kazanmış bir singer/songwriter. Haliyle Avustralya’nın en popüler şarkıcılarından birisi. Her zaman olduğu gibi bu gibi bilgilere aval aval bakıyoruz. Çünkü Avustralya, coğrafi uzaklığı yanında, bu tip kültürel faaliyetler yönünden de hayli uzak kalıyor bize. İşte internet bu işe yarıyor! Aynı durumdaki Amerika’da böyle yetenekleri geç keşfediyor neyse ki. The Sound of White’ın başarısı, kendi ülkesinde hatırı sayılır bir başarı elde eden her müzisyen gibi Missy Higgins’i de Amerika’ya taşımakta gecikmiyor. Ama Missy işini sağlama alıp, ilk önce All For Believing isminde bir EP çıkarıp nabız yokluyor. Bunu yapmasında arkasında duran dev Werner Bros’un da payı büyüktür muhakkak. Baktı birşeyler olacak, şu an kulaklarımda leziz biçimde çalınmakta olan ikinci albümü On A Clear Night’ı 2007 yılında piyasaya sürüyor. Bu arada bayık piyano baladlarının ağırlıkta olduğu The Sound of White, kendisini ilk kez dinleyenleri yanıltacak kadar sıradan bir pop albümü bana göre.

On A Clear Night ise sıkça country müziğe çalan pop-folk-rock ekseninde seyreden, 11 şarkısını da Higgins’in kendisinin yazdığı son derece olgun bir albüm. Bu albümde tuşludan telliye dönüş yapan Higgins, piyano yatkınlığını da hepten boşlamayıp, çeşitli parçalara uygun biçimde yerleştirmeyi ihmal etmemiş. 100 Round The Bends, Secret, Peachy, Going North ve albümdeki ilk single olmasından ötürü çıktığı sene özellikle Avustralya’nın bir numaralı hiti olan Steer ile renklenen, etkisi altına aldığı kişiyi kolay kolay bırakmayan bir albüm. Üstelik Forgive Me diye çok etkili bir kapanışı da var. Amerika macerasında umduğunu bulamayan, lâkin bunu pek kafasına takmadığını düşündüğüm Missy Higgins, her zaman için Avustralya gibi kocaman bir kıtanın kendisi için her daim açık tuttuğu kolları hiç inkâr etmemiş bir müzisyen aynı zamanda. Evet belki Amerika’yı yeniden keşfedecek bir müzik yapmıyor. Hem ses, hem de müzik olarak birileriyle karşılaştırmaya kalksak, bir sürü isim havada dört döner. Ama yazdığı güzel sözleri birleştirmeyi uygun gördüğü müzikler hiç de piyasa işi uyduruk tavizlere benzemiyor. Bu yüzden en iyisi, böyle kıyaslardan uzak durup onu Missy Higgins gibi dinlemek olacaktır.

1. Where I Stood
2. 100 Round the Bends
3. Steer
4. Sugarcane
5. Secret
6. Warm Whispers
7. The Wrong Girl
8. Angela
9. Peachy
10. Going North
11. Forgive Me