Niklas Angergård’ın tek kişilik projesi The Legends’dan bahsederken zikrettiğim Acid House Kings ile tanışmam biraz uzun sürdü ama kendileri hep not defterimin bir köşesinde durmaktaydılar. Tanışma uzun sürdü belki ama sabreden derviş misâli buna değdi. Stockholmlü grubun (evet bu kez tek kişi değil, 4 kişilik bir grup) tam dört albümü bulunmakta. Bir değişiklik yapıp bu kez sondan başa gideyim dedim, demez olaydım! Grubun 2005 tarihli son albümleri Sing Along With Acid House Kings öyle bir çıta koydu ki, üzerine Stockholm feriştahı gelse burun kıvıracak hale geldim neredeyse. Niklas Angergård’ın basçı biraderi Johan ve başka bir gitarist Joakim Ödlund ile 1991’de kurdukları Acid House Kings, 2001’de billur sesli Julia Lannerheim’in de katılımıyla şimdiki halini almış oldu. Sing Along With Acid House Kings’den önceki albümleri de fena sayılmaz ama hep bir şeylerin eksikliğini hissetmeme, bu yüzden zaman zaman sıkılmama sebep olan müzikal tekdüzelik hissinden kurtulamadım.
Bu Niklas Angergård, grup kurmaya, müzik yapmaya doymayan bir adam. Club 8 ve Red Sleeping Beauty diye iki icraatı daha bulunmakta ki, onlar da indie çevrelerce saygıyla selamlanan cinsten. Birgün sıra onlara da gelir belki. Fakat Sing Along With Acid House Kings’i iyice sindirdikten sonra takılmak en iyisi sanki. Zira şu elimde görmüş olduğunuz 12 şarkılık albüm, ben diyeyim 5, siz deyin 10 yıldan beri dinlediğim en iyi indie pop albümlerinden biri. Bunca zaman neredeymiş diyeceğim, o da dile gelse bana “iyi de sen neredeymişsin” diyecek. Uzun müddet birbirimizi ıskalamışız. Kapağını görüp de şu Christian Country yapan Teksaslı ailelerden biri sanma ihtimalim de olabilirdi hani. Neyse kavuştuk ya, gerisi mühim değil. Sessiz, sakin, elit, lâkin zaman mekân ayırt etmeden herkesin yüreğine hitap edebilecek, herkesi biryerlerinden yakalayabilecek gönlü zenginlikte bir albüm Sing Along With Acid House Kings. İkinci, üçüncü dinleyişimde dahi aklımda tek bir şarkı kalmamıştı. Ama albüme ait oradan buradan melodiler dimağıma öyle bir işlenmişti ki, onları şarkı formatında değil, müzik dinleme, dinlerken nefes alıp verme, fakat bunu bile unutacak derecede etkilenme formunda özümsemiş olduğumu fark ettim.
Sessiz, sakin olduğu kadar o sakinliğin bünyesinde yaşama sevinci aşılayacak ölçüde kıpır kıpır örneklerle, yine o sakinliğin bünyesinde kalp kıracak ölçüde hassas örnekleri iç içe geçirmeyi başarmış bir müzik onlarınki. 60’lar soul müziğinden feyz alıp (Do What You Wanna Do), 70’ler popuna göndermeler yapıp (Tonight Is Forever), 2000’ler folkuna pop duyarlılığı ekleyip (London School Of Economics) üzerine tutam tutam sevimlilik, samimiyet ve romantizm serpiştirmiş oldukları bu müzik, gözümde Acid House Kings’i kendi türünde 2000’lerin en iyi oluşumlarından biri yapmaya yetiyor. I Write Summer Songs For No Reason, Will You Love Me In The Morning?, That's Because You Drive Me gibi adı güzel kendi güzel şarkılarla da adlarından kaynaklı liriksel meraklar uyandırıyorlar. En uzunu 3,5 dakika süren (ki o da bana göre tadını damaklarda bırakmak suretiyle albümün en çabuk biten parçası A Long Term Plan) şarkı kılığına girmiş hayat fragmanlarından oluşan Sing Along With Acid House Kings, unutulmaz bir film gibi…
1. That's Because You Drive Me
2. Do What You Wanna Do
3. This Heart Is a Stone
4. London School of Economics
5. 7 Days
6. I Write Summer Songs for No Reason
7. Tonight Is Forever
8. Saturday Train
9. Sleeping
10. Will You Love Me in the Morning?
11. A Long Term Plan
12. Wipe Away Those Tears
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder