1991 yılında kurulan stoner, hard, alternative ve blues rock grubu
Clutch'ın adını ilk defa gördüğümde 90'ların sonlarındaydım sanırım. O adı da CD'lerden kaçak olarak kaset çektirdiğimiz bir underground müzik markette
The Elephant Riders albümünün kapağında gördüm. Kaset çektirmek haricinde o tip marketlere sanki bir sergi geziyormuş edasıyla albüm kapaklarına bakmaya giderdik. Paramız yetmediği için alacağımız bir veya iki kaseti çektirip oradan ayrılırken
"acaba şu olağanüstü albüm kapaklarının içinde ne olaylar dönüyordur" diye de iç geçirirdik. Derken internet çağına girdik ve
Clutch diye bir isim akıllardan uçtu gitti. Ta ki 2009 tarihli
Strange Cousins From The West albümlerine yine underground yollarla ama bu defa daha geniş olanaklarla sahip olana kadar. Üstelik bu olanaklar sayesinde grubun külliyatından, kütüğünden, eline batan kıymıktan bile haberiniz oluyor. Ben de bu albüm ile 2010 yılında giriş yaptığım
Clutch diskografisinin altını üstüne getirme çalışmalarımı o gün bu gün sürdürmekteyim.
Aslında ilk
Glut Trip adıyla 1990'da
Dan Maines (bas),
Jean-Paul Gaster (davul),
Tim Sult (gitar) ve
Roger Smalls (vokal) kadrosuna sahip olan grup,
Roger Smalls'ın akademik kariyer yapmayı seçmesiyle vokalist ve gitarist olan
Neil Fallon ile anlaştı.
Fallon ile birlikte hem grubun adı, hem de müzikal çehresi değişti. 1993 tarihli ilk albüm
Transnational Speedway League: Anthems, Anecdotes and Undeniable Truths ile birlikte bugün 10. albümüne ulaşmış bir rock devinden söz ediyorsak eğer, kelimelerimizi dikkatli seçmemiz gerekecek. Zira birbirinden ölümcül 10 albüm çıkarıp da hala büyük bir kesim için taviz vermeden yeraltı kalabilmiş, büyük meblağlar kazanmış birçok andavalın müziğine rahmet okutacak kadar profesyonel olan
Clutch gibiler fazla değil. Bu yüzden sahip çıkılması, el üstünde tutulması gereken bir değer olduğunu söylersek az bile söylemiş oluruz.
Yukarıda kullandığım "tavizsiz" kelimesi üzerine biraz oynamak gerekebilir. Bu kelimeden onların her albümde aynı şarkıyı çaldıkları anlaşılmasın. Sonu "rock" ile biten türlü özelliklerini genel olarak
Led Zeppelin,
Black Sabbath,
Deep Purple efsane üçlüsünün belirlediği genetik kodlar üzerinden tanımlayan
Clutch müziği, kendisini Amerikalı yapan Güney duruşunu bu İngiliz işçi sınıfı köklerinden ayrı görmüyor. Kendini oranın saatine göre ayarlayıp normal hayatını yaşıyor. Sertlikten taviz vermemeyi önüne geleni yakıp yıkmak olarak algılamıyor. Gerektiği yerlerde funk, blues, country öğelerini, futbol dünyasına giren arap sermayesi gibi ayarsız değil, kendi tasarrufunda biriktirdiği sertlik kriterleri çerçevesinde özgürce kullanmayı seçiyor. Olağanüstü bir profesyonellik, hayranlık uyandırıcı bir bilgelik, ilham verici bir yetkinlik adeta tüm hücrelerine sinmiş. Ama herşeye rağmen mütevazi, herşeye rağmen doğal kalabilme erdemi gösterebiliyorlar.
Biraz da o meşhur diskografilerinden bahsedersek, her biri hem aynı, hem de farklı birer deneyime dönüşmüş 10 albüm arasında zaman zaman hatırlama ihtiyacı duyulabilecek veya geri dönme isteği uyandırmayacak daha kapalı veya daha iç albümler olduğu gibi,
Pure Rock Fury (2001) ve
Robot Hive / Exodus (2005) gibi müdavimi olunabilecek işler de var. Ama 2004 yılına ait
Blast Tyrant'ın yeri çok başka.
Clutch'ın zaten parlak giden kariyerindeki bana göre belki de en iyi albümü olan 14 şarkılık
Blast Tyrant'ın yerini doldurabilecek henüz başka bir
Clutch albümü çıkmadı. Zaten artık belli bir saatten sonra öyle bir beklentide olmuyor insan.
Clutch albümü olsun yeter! Yine de
Blast Tyrant öyle bir yapıttı ki, ondan ve bir yıl sonrasında gelen
Robot Hive / Exodus'tan sonra 2007'de çıkan
From Beale Street To Oblivion gibi sıkı bir albüm bile orta karar görünme tehlikesi yaşayabilirdi. Böylesi bir külliyat içinde debelenirken insan havaya girip bir
Clutch albümünün tek rakibi, bir başka
Clutch albümü olsa gerek şeklinde gaza gelebiliyor.
Bir paragrafı da
Clutch'ın grup olarak kariyerindeki dönüm noktası olan vokaldeki
Neil Fallon için açalım. Blues ve country gırtlağıyla yer yer hardcore altyapılı
Clutch şarkılarını bile terbiye edebilen bu karizmatik insan, hırıltılarıyla, bağırış çağırışlarıyla, mutedil stoner takıldığı anlarla her
Clutch şarkısına damgasını vuruyor. Hatta çoğu şarkıda, üstelik yokuş aşağı yuvarlanıp üstümüze üstümüze gelen bazılarında bile olağanüstü bir soul bilgeliği seziliyor. Gruba güneye dair country ve folk ruhu kattığı gibi, sertliğin anlamsız bir bağırış çağırış olmadığını, ondan türetilmesi gereken çok başka anlamlar olduğunu hem alaylı, hem de mektepliymiş gibi önümüze koyan başyapıt bir vokal kendisi. Sadece bu son albümdeki
Gone Cold ve
Earth Rocker şarkıları arasındaki farktan bile
Fallon'un grubun karakterine nasıl yön verebildiğini görmek olası.
Earth Rocker'ın nakaratında "aklınızı alırım" demeye getiren nakaratı okuyan adamla,
Gone Cold'daki olağanüstü crooner aynı kişi, yanlış olmasın!
Earth Rocker sadece bu yılın değil, son yılların en iyi rock albümlerinden biri. Kurdeleyi kesen albümün isim şarkısı
Earth Rocker da kendi branşında öyle. Sanki kusursuz bir meydan okuma. Neye ya da kime? Oturduğum yerden baktığımda yıllardır tutturduğu istikrarı basiretsiz biçimde harcayıp düpedüz kötü şarkılar yazmayı sürdüren bir sürü gruba göre tabii. Neden
R.E.M.,
Depeche Mode,
Soundgarden,
Pearl Jam,
Massive Attack,
U2 şeklinde uzatılabilecek listedeki demirbaşların eskisi gibi sıkı şarkılar üretemedikleri hakkında buralarda çok ahkam kestik. Mazisi 90'ların başına uzanan
Clutch'ın en kötü notunu 10 üzerinden 7 olarak verdiğim birkaç albümü dışında sürdürdüğü istikrarı 2013 itibariyle tekrar yukarılara çıkardığı bir albümle geri dönüşü müthiş birşey. Demek ki
Earth Rocker,
Crucial Velocity,
Gone Cold,
Mr. Freedom,
Oh, Isabella,
The Face gibi şarkıları taşıyabilecek albümler uzun kariyerler sonrası günümüzde bile hala çıkabiliyormuş. Buna istinaden
Fallon, yine
Earth Rocker şarkısının nakaratında bana
"mesajı aldın mı?" diye soruyor. Sanırım aldım: Öyle bi tarafların kalkmadan, kendini birilerine satmadan,
"ben artık bu millete ne dayasam gider" demeden, gereksiz macera peşine düşmeyip kasmayacak, eskiden neysen ana hatlarıyla o olacaksın. Formül bu kadar basit...
1. Earth Rocker
2. Crucial Velocity
3. Mr. Freedom
4. D.C. Sound Attack!
5. Unto The Breach
6. Gone Cold
7. The Face
8. Book, Saddle, And Go
9. Cyborg Bette
10. Oh, Isabella
11. The Wolf Man Kindly Requests...