"Olay şu: Yedi adet Black Sabbath şarkısı coverlanacak!"
"Funk", "Cover", "Black Sabbath" kombosuyla daha dinlemeden tav olduğum Brown Sabbath..."
"Paranoid, Children Of The Grave, Evil Woman ya da Sabbath Bloody Sabbath yok diye hayıflandırmayacak kadar güçlü bir albüm var karşımızda."
"Kafası bi milyon Ozzy'yi bilmem de, Tony Iommi bu albümü dinlediyse sevinçten gözleri dolmuştur."
"Belki o latin kafalarında bir Volume 2 düşüncesi vardır."
Evet o latin kafalarında iyi ki Volume 2 düşüncesi varmış ki, Brownout'un alter egosu olan Brown Sabbath oluşumu Vol. II ile geri döndü. İlk albüm nasıl beklenmedik bir anda karşıma çıktıysa, Vol. II de hiç ummadığım biçimde sürpriz yaptı. Aslında bir müddet devamı gelir mi, gelirse nasıl gelir diye ümitle takip etsem de, galiba tek seferlik bir güzellik yaptılar diyerek takibi bırakmıştım. Hem zaten ilk albüm hala kulağıma taze geldiği için, bu konseptin devamının gelip gelmeyeceğine o kadar takılmamıştım. Aynı duyguları farklı şarkılarla yaşayacak olmanın heyecanıyla dinlemeye başladığım albüm, sanki Vol. 1'den hemen sonra kaydedilmiş gibi (belki de öyledir) aynı funk rock tadına sahip. Gitarist Adrian Quesada, "bizim müziğimiz ile Black Sabbath müziği arasında köprü kurmak çok zor olmadı. Bize göre Sabbath da kendi karanlık tarzı çerçevesinde soul ve funk unsurları taşıyan bir grup. Zaten bizim grubun yarısı da heavy metal düşkünüdür" diyerek elma ve armudun da nihayetinde birer meyve olduklarının altını çizmiş.
Brown Sabbath projesi işte sırf bu mantık yüzünden çok değerli. Müzikler arasındaki sınırları, önyargıları, kalıplaşmış ve bu yüzden paslanmış bazı değerleri kaldırma yolunda çok yaratıcı fikirlere sahip olmak, bu fikirleri pratiğe dökerken de canlı müzik spontaneliği ile çalmak onlara çok yakışıyor. Zıt anlamları bu karışımda eritip eş anlamlı hale getiren grup, 8 adet Sabbath parçasını tıpkı ilk albümdeki dengelerle yeniden vücuda getiriyor. Perküsyonla zenginleşmiş altyapı, nefeslilerle akışkan hale gelmiş çevre düzeni, hem cover, hem de sıfır şarkı dinliyormuş havası yaratıyor. Blaxploitation funk durumları, progressive rock mantığıyla omuz omuza ileriyor. Her şarkı kendi cebinden başka şarkılar çıkarabiliyor. Symptom Of The Universe, Children Of The Grave, Sabbath Bloody Sabbath gibi klasikler nereden geldiklerini unutmadan başka başka yerlerde geziniyorlar. Supernaut ve Sweet Leaf gibi riff canavarı şarkılar Black Sabbath iştahı taşıyorlar. Fairies Wear Boots gibi pek dikkatimi çekmeyen bir Sabbath bestesinin daha başka nerelere gidebileceğini görüyorum.
İki şarkıda Ghostland Observatory solisti Aaron Behrens'ın vokalde yer aldığı, Paranoid (1970), Master Of Reality (1971) ve Vol 4 (1972) albümlerinden ikişer, Sabbath Bloody Sabbath (1973) ve Sabotage (1973) albümlerinden birer şarkının yer aldığı Vol. II, yine acayip lezzetler, keşfedilmeyi bekleyen kıyak anlar sunuyor. Zaten geniş tabanlı olan Black Sabbath'ın ufkunun ne kadar geniş olduğunu gösteren bu gibi konsept cover albümlerin (ki bunlardan çok yok) kıymetini bilmek gerek. İlk albümden sonra yoktu ama artık ciddi bir Vol. III beklentisi hasıl olmuş durumda. Hele daha el atılmamış onlarca Black Sabbath şarkısı dururken ikişer yıl arayla Vol'leri tespih yapıp sallasalar ne güzel olur. Telifte sorun çıkarsa IBAN göndereni çok olur. Şahsen beni Vol. III de kesmez. Funkshone, The New Mastersounds veya Mountain Mocha Kilimanjaro gibi heyecan duyduğum funk ekipleri de birer klasik rock grubu seçip böyle konsept albümler çıkarsa ne güzel olurdu. Onlara "Brownout yapmış, siz de yapın" demek lazım.
1. Supernaut
2. Snow-blind
3. Symptom of the Universe (feat. Aaron Behrens)
4. Fairies Wear Boots
5. Children of the Grave
6. Electric Funeral
7. Sweet Leaf
8. Sabbath Bloody Sabbath (feat. Aaron Behrens)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder