Zimbabwe kökenli Avustralyalı
Takudzwa Victoria Rosa Maidza, ya da budanmış haliyle
Tkay Maidza, 20 yaşında bir hip-hop, electropop ve biraz da indie pop şarkıcısı. Henüz beş yaşındayken taşındığı Avustralya'da güzelce okullarını okuyan, mimarlık eğitimi alan
Tkay, ülkenin güneyindeki Adelaide bölgesinde faaliyet gösteren " Adelaide's Northern Sound System" adlı sanatçı geliştirme programına katılıyor. 17 yaşında yaptığı ilk single
Brontosaurus ve ilk EP
Switch Tape ile birtakım liste başarıları ve pozitif geri dönüşümler alınca
Tkay'in gelecek planları şekillenmeye başlıyor. Avustralya'da elde ettiği bu indie ün sayesinde Avrupa ve Amerika'daki bazı organizasyonlara davet ediliyor. Sevimliliği ve hip-hop vokale yatkın cıva gibi sesiyle bazı şarkılarda "featuring" olarak boy veriyor ve artık yaydan çıktığını hissettiriyor.
Tüm bunlar olurken bir yandan da ilk albümüne materyal topluyor ki, sadece konuk şarkıcı veya konser açılışlarının aranılan ismi olarak tanınmasın. Zaten bu albüm fikri,
Switch Tape EP'sinin yayınlandığı 2014 yılından beri hep aklında. Kalabalık bir yapımcı ekibiyle çalışmanın da avantajıyla hava koklanıyor ve doğru zamanın 28 Ekim olduğuna karar verilerek 14 şarkıdan oluşan
TKAY isimli debut ortamlara düşüyor. İlk başlarda pek sevmeyeceğim yönünde bir önyargı yaratsa da, içimden gelen basit bir ses sayesinde kulak vermek istediğim albüm, pişman etmek şöyle dursun, içimizden gelen o seslere karşı daha duyarlı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatan lezzette birşey çıktı.
TKAY için son zamanlarda duyduğum en hoş pop albümlerinden biri bile diyebilirim. Bunun çeşitli sebepleri var. Örneğin mütevazi çapta indie bir ruh ile, ticari çapta popüler bir "hip-pop" tarzını aynı sınırlar içinde birbirini tamamlayıcı hale sokabilmiş şarkılardan oluşan müzikal bir konsept hemen seziliyor. Bu sayede hem oturup ciddi ciddi dinlenesi bazı şarkıların aynı zamanda birer radyo hiti olabileceğine dair karmaşık duygulara kapılabiliyorsunuz. Bu, bir pop albümü için hafife alınmaması gereken bir karmaşadır.
Aslında ortada hiç de karmaşık bir müzik yok. Sadece ince ince işlenmiş, küçücük fikirlerden oluşan şık pop şarkıları ve dinleyenin altından girip üstünden çıkan kıvrak
Tkay vokali var. Bu birliktelik belki de defalarca duyduğumuz şarkılardan farklı tınlamıyor. Fakat 2000'lerin başında Londra'da ortaya çıkan "grime" türünün popüler ve deneysel arasında gidip gelen elektronik dokusunun her bir şarkıda kendine serbest oyun alanları açmasını dinlemek bu albümde ayrı bir keyif oldu benim için.
Tennies,
Afterglow,
Carry On,
Simulation,
Supasonic,
Drumsticks No Guns,
Follow Me başta olmak üzere uzayıp giden tepeleme hit adayı ile dolu albüm, dinledikçe birbirinden rol çalan kaliteli şarkılardan oluşmakta. Rap yaparken fonetiği kulağa bir enstrüman gibi gelen (
Tennies) normal vokal yaparken ise adeta ılık bir meltem gibi esen (
Follow Me)
Tkay, çoğu şarkısıyla
M.I.A.'nın müziği bıraktığını açıklamasından sonra ona alternatif isimlerden biri olabileceğinin sinyallerini veriyor sanki.
1. Always Been
2. Afterglow
3. Carry On (feat. Killer Mike)
4. Simulation
5. Tennies
6. Monochrome
7. Follow Me
8. Castle in the Sky
9. Drumsticks No Guns
10. State of Mind
11. House of Cards
12. Supasonic
13. You Want
14. At Least I Know
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder