Gitar ve vokalde Jake Jarz, davul, gitar, bas ve vokalde Nick Fulsher adlı iki San Diegolu müzisyenden oluşan Moxi & Loon, yepyeni bir rock grubu olmak ile 7. albümlerini çıkarmış olmak arasında gidip gelen hem çıtır, hem de olgun müzikleriyle hayatımıza girmiş bulunmakta. Esasen yepyeni bir grup ve PEDAL adlı albümleri de şahane bir debut. Künyelerinde "psychedelic desert rock" kelimelerini görür görmez hemen içeri girdim. Olay çok hızlı gelişti. Yaklaşık yarım saat süren 8 şarkı su gibi aktı. Ama bu hız, bu akış o kadar doyurucu, o kadar ayakları yere basan, o kadar gizemli suretlerde gerçekleşti ki, her şarkının kendi süresi içindeki devinimleri, birbirleri arasında yarattıkları farklar daha ilk dinleyişimde beni aldı götürdü. Peki nereye? Stoner, psychedelic, garage, surf, indie, blues bileşenlerinden oluşan şahane bir yeraltı kulübüne. Her tarafına garajın yağı, blues'un kiri bulaşmış, ama buna rağmen o kir pastan acayip bir kimya meydana getirip modern saykodelik ışık hüzmelerini üstümüze salmış bir müzik onlarınki.
Adamların her şarkıları ayrı güzel. Nebulosa ile küt diye başlayan albüm bu şarkıyla bana ufaktan Danimarkalı Powersolo grubunu anımsattı. Zıpır bir gitar riffli, punk soslu alternatif rock donanımlı, vokalinden ötürü de french rock çağrışımlı bu enfes şarkıdan sonra gelen Toro Toro bu defa surf rock gitarıyla tam olarak surf rock da diyemeyeceğimiz bir denge kuruyor. Wolfish, gitar ve davulun şahane bir oryantal groove ile yürüdüğü, bir ara yavaşladığı ıssız ama kesinlikle ilginç bir desert rock. Son bir dakikasında ritmini mid tempo yapıp yavaştan başka bir şarkıya dönüşerek de final yapmakta. Rhizome 2023'te şu ana dek duyduğum, muhtemelen yıl içinde de duyacağım en iyi rock şarkılarından biri arasına girdi. Geveze vokali, coşkun gitarı ve yoğun atmosferiyle gerçek bir star. Yine müthiş bir enerji yoğunluğuna sahip Danger Lady, efektlerle dijitalleştirilmiş tuhaf vokalin de güçlü katkısıyla nasıl geçtiği anlaşılmayan müthiş bir fuzz rock.
Crow Dance ile ilginç olmayı sürdüren Moxi & Loon, aynı şakı içinde sırayla üç farklı davul temposu kullanarak ama asıl ilginçliğini sadece buradan değil, bütününden sağlayan bir şarkı. Tern, doku olarak en sevdiğim psychedelic rock tarzlarından birini yansıttığı, yine başladığı gibi bitmediği, başka yerlere kaçmayı sevdiği için hoşlandığım örneklerdendi. Kapanışı yapan PEDAL (Like A Dog) biraz daha kırıtsa nefis bir funk rock olabilecek iken, şu haliyle nefis bir alternative rock olmuş. Ama bana kalsa kapanışa bunu değil de Rhizome'u koyardım ki, çok acayip bir kapanış etkisi yaratırdı sanki. Hoş, Rhizome gibi şarkılar nerede olsa acayip bir etki yaratır benim nazarımda. Yalan olmasın, bir kamyon dolusu kötü albüm dinledikten sonra PEDAL'ın da onlardan biri olacağını sanmıştım. Oysa tam bir maden çıktı. Niye böyle güzel bir müzikle böyle kütür kütür şarkılar yapmak varken, ne idüğü belirsiz, ruhsuz, çapsız şarkılarla dolu albümler çıkıyor? Bu sözde müzisyenler hiç mi ne yazdıklaının, ne çaldıklarının farkına varmıyorlar? İnanılır gibi değil. Yılın geri kalanında PEDAL gibi 7-8 albüm daha çıksa yeter diyecek hale geldik.
1. Nebulosa
2. Toro Toro
3. Wolfish
4. Rhizome
5. Danger Lady
6. Crow Dance
7. Tern
8. PEDAL (Like a Dog)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder