31 Mart 2018 Cumartesi

Issız Ada Radyosu Arşivi (Mart 2018)

Ari Barokas - Lafıma Gücenme
Yıl: 2018 Türkiye
Tür: Rock, Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Gavurlar"
Lo Moon - Lo Moon
Yıl: 2018 ABD
Tür: Art Pop, Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Loveless"
The Herbaliser - Bring Out the Sound
Yıl: 2018 İngiltere
Tür: Hip Hop, Trip Hop, Downtempo
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Breach"
Emir Custurica and The No Smoking Orchestra - Corps Diplomatique
Yıl: 2018 Sırbistan
Tür: Balkan Folk Music, Gypsy Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Scared of Dental Drills"
Portishead - Portishead
Yıl: 1997 İngiltere
Tür: Trip Hop, Electronica, Acid Jazz
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "All Mine"
Blade OST
Yıl: 1998 ABD
Tür: Hip Hop, Techno, Big Beat
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: Junkie XL - "Dealing with the Roster"
 
Blade II OST
Yıl: 2002 ABD/İngiltere
Tür: Hip Hop, Drum & Bass, Big Beat
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: Massive Attack & Mos Def - "I Against I"
 
Blade: Trinity OST
Yıl: 2004 ABD
Tür: Hip Hop, Big Beat
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: Overseer - "Skylight"
Bragolin - I Saw Nothing Good So I Left
Yıl: 2018 Hollanda
Tür: Darkwave, Post-Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Into Those Woods"
 
Jack White - Boarding House Reach
Yıl: 2018 ABD
Tür: Art Rock,Blues Rock
"F" Rate: 3/10
I.A.R. tavsiyesi: "Over and Over and Over"
 
Elektro Hafız - Elektro Hafız Dub
Yıl: 2016 Almanya/Türkiye
Tür: Electronic, Dub, Krautrock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Deutsche Freunde (Hey Douglas Dubmix)"
Stephen's Shore - September Love
Yıl: 2018 İsveç
Tür: Indie Pop, Power Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ojai"
Katie Herzig - Moment of Bliss
Yıl: 2018 ABD
Tür: Indie Pop, Indie Folk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Strangers"
Nathaniel Rateliff & The Night Sweats - Tearing at the Seams
Yıl: 2018 ABD
Tür: Blues Rock, Soul, Folk Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Shoe Boot"
Calexico - The Thread That Keeps Us
Yıl: 2018 ABD
Tür: Alt. Country, Indie Rock, Folk Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "End of the World With You"
Gili Yalo - Gili Yalo
Yıl: 2017 İsrail
Tür: Pop, Rock, World
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Selam"
Jimmy Page & Robert Plant - No Quarter
Yıl: 1994 İngiltere
Tür: Blues Rock, Folk Rock
"F" Rate: 10/10
I.A.R. tavsiyesi: "Kashmir"
Hello Tut Tut - World Music Dance Band
Yıl: 2018 Avustralya
Tür: Balkan, Gypsy, World
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Rhino's Daydream"
 
Kacey Musgraves - Golden Hour
Yıl: 2018 ABD
Tür: Country Pop, Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Slow Burn"
 
VA - Habibi Funk 007: An Eclectic Selection of Music From the Arab World
Yıl: 2017 Almanya
Tür: Funk, Disco, World
"F" Rate: 10/10
I.A.R. tavsiyesi: Attarazat Addahabia - "Unknown"

27 Mart 2018 Salı

Fires Of Rome - You Kingdom You


Grup kurmak, müzik yapmak, albüm çıkarmak, hem de tüm bunları sanat şehri New York’ta yapmak sanıldığının aksine hiç de zor olmasa gerek. Çünkü son dönemde dinlediğim New York’tan çıkma birkaç grupta gördüm ki, birkaç arkadaş bir araya gelip enstrüman çalmayla falan hiç uğraşmadan pekala müzik yapabilir, albüm bile çıkarabilirsiniz. O albümleri çıkaran yapımcılara buradan sesleniyorum: Yapmayın! Fires Of Rome gibi yetenekler varken boşa kürek çekiyor görünseler de New York öyle bir alem ki, bazen kürek çekmeye bile gerek kalmadan akımların, akıntıların sizi nereye götüreceğini kestiremez hale gelebiliyorsunuz. Bu durumda adam gibi müzik yapmadan da müzisyen olunabilen bir yer New York... Mevzu Fires Of Rome olunca işler değişiyor. Andrew Wyatt, Matt Kranz, Gunnar Olsen üçlüsü rock eksenli taş gibi bir müzik yaparak işi New York şansına bırakmıyorlar kesinlikle.

Dawn Lament isminde, karanlıkla aydınlık arasında sıkışmış bir melek cisminde açılış yapan albüm dakka bir, gol bir yapıyor. Vokal, bas, gitar, davul, yaylılar hepsi tarifi zor bir çaresizliğin (veya çarenin) anlamını arıyor. Neyse ki ardından gelen Set In Stone ile biraz olsun mainstream şeridine geçerek gerçek dünyada olduğumuzu hatırlatıyor. Fakat o şeridi bile alternatif bir güzellikle katediyor. Ayrıca bu parçanın bir sürü remiksi ortalıkta dolanmakta. Bunlardan en önemlisi olan, geçtiğimiz yıl Saturdays = Youth albümleriyle elalemin ağzını bir karış açık bırakmış Fransız grup M83 imzalı olağanüstü remiksi ve o remiksin bir o kadar da ilginç klibi myspace’den izlenebilir. Albümde bulunmayan bu remikse klip çekilmesi bir yana, M83 almış o şarkıyı 04:45’lik epik bir orgazma çevirmiş ki öyle böyle değil. Yine gerçek dünyaya döndüğümüzde Songs As Yet Unsung ile üçlünün groove yeteneğine, uyumuna ve çalıp söylerken ne kadar eğlendiklerine tanık oluyoruz. Bu tanıklık yerini hayrete bırakıyor. Zira Love Is A Burning Thing parçasında yaşına başına bakmadan Led Zeppelincilik oynuyorlar. Dakikalar su gibi akıyor ve albüm açıldığı gibi görkemli bir şekilde Monkey In A Cage ile kapanıyor. Bu destansı blues şarkı aklımı başımdan aldı, bitene kadar da geri vermedi. Adını anmadığım diğerleri de 10 şarkılık You Kingdom You debutunu gözümde bu yılın en iyilerinden biri yapmaya yetti, hatta arttı.

Fires Of Rome’a karakterini veren en önemli unsuru sona sakladım. Kırılgan, keskin ve karizmatik sesiyle kimi zaman ağlayan, kimi zaman yağmur olup yağan, kimi zaman “yodel”leyen Andrew Wyatt... Aynı zamanda yapımcılık da yapan bu adam, "yeni başlayanlar için ruhu olan rock vokali" kursunda ders olarak okutulabilir rahatlıkla. Üst üste rezil albümler dinleyince Fires Of Rome’a dört elle sarılıyorum. Üst üste rezil albümler dinledikten sonra kötünün iyisine yamanma psikolojisinden ötürü değil. Andrew Wyatt gibi bir ses, Dawn Lament, Monkey In A Cage gibi şarkılar, You Kingdom You gibi bir albüm ağaçta yetişmiyor. Hani derler ya, “o kadar beğendim ki üst üste üç kere dinledim”. Hayır! Ben böyle albümleri üst üste, alt alta, yan yana üç kere beş kere dinlemem. Belli aralar bırakırım. Birbirimizi özleriz böylece.

1. Dawn Lament
2. Set In Stone
3. It Makes Me Weak
4. Songs As Yet Unsung
5. Bronx Bombardier
6. Love Is A Burning Thing
7. Handgrenade
8. But You're Such A Cherry
9. I'll Take you Down
10. Monkey In A Cage

13 Mart 2018 Salı

Imarhan - Temet


Kendi adlarını taşıyan Imarhan albümlerinin üzerinden iki yıl geçti ve Imarhan bu kez Temet isimli ikinci albümleriyle dönüş yaptı. Daha ilk albüme doymamışken tekrar Imarhanlı günler başladı benim için. Aslında ilk servis ettikleri açılıştaki Azzaman'ı bir ay evvelinden dinlediğimde, ilk albümden servis ettikleri Imarhan şarkıları gibi muazzam bir şarkı beklediğimden midir, pek ısınamadım. Ama zamanla oturan müzikal anlayışlarının bu albümde de süreceğine emindim. Bir solukta dinlediğim Temet beni yanıltmadı. İlk albüm kadar olmasa da, yine Imarhan'ın folk rock, rai, Afrika blues, Sahra funk yapıtaşlarına bağlı kalarak enfes şarkılar çıkardığını görmek beni çocuk gibi sevindirdi. Zaten yeni albüm Imarhan'dan daha iyi olsun, onu unuttursun, uçup kaçsın diye beklentilerim yoktu. Bu sound sadakati bana yeter. İyi şarkılar zaten kendiliğinden gelir ve gelmiş de! İlk albüm kadrosunu aynen koruyan grup, Tamashekçe "bağlantılar" anlamına gelen Temet ile birlik, beraberlik, kardeşlik, arkadaşlık temaları üzerine yoğunlaşarak müzik dünyasında kalıcı olacağının sinyallerini daha da güçlendirmiş sanki.

Fact Magazine ve The Guardian gibi prestijli mecralardan "The New Wave Of Tuareg Music" gibi acayip övgüler alan Imarhan, şu ana dek Tinariwen'in en güçlü mirasçılarından biri olarak görülüyor. Tuareg'in Pink Floyd'u sayılan Tinariwen zaten bu müziği yeni bir dalga olarak yaymış, verdiği sonsuz ilhamla Imarhan gibi gruplara yol gösterici olmuştu. Ama Imarhan'ın daha genç bir oluşum olması sebebiyle bu müziği kalıcı tutacağına, ileriye götüreceğine olan sağlam inanç, onların "yeni dalga" olarak anılmasına imkan sağlıyor. Bu görüşlere henüz ilk albümlerinden ikna olmuştum. Temet sadece bu iknayı pekiştirdi. Azzaman ve Temudre gibi aynı kalibredeki iki karizmatik rock şarkısıyla açılış yapan albüm, yine kolektif bir bilincin farklı ruh hallerini notalara döktüğü renkliliğe sahip. Hatta bu iki şarkının kolektifliğine Tochal'ı da dahil etmek isterim. Belli bir disiplin dahilinde kendi içlerinde çiçek gibi açılmaları, albümün coşku ve hüzün arasındaki dengelerini sağlamaları açısından varlıkları çok önemli. Tabii onların varlıkları kadar, o coşku ve hüznün de her Imarhan albümünde yer bulması lazım.

İçinden coşku, eğlence, mutluluk akan Imarhan şarkıları Alwa, Ehad wa dagh ve Tumast olarak sivriliyor. Hem de ne sivrilmek! Gitar, bas ve el çırpışlarla karışık vurmalı ritimleri müthiş bir enerji taşıyor. Onları kalabalık bir konser atmosferinde veya bir Afrika diskosunda canlı dinliyormuşçasına kıpır kıpır oluyoruz. Ama işte bunların 10 şarkılık albümde 3 adet olmaları o kadar güzel ki, sayıları fazla olsa belki o ayrıcalıklı mutluluk bir süre sonra tekdüze bir hal alacak. O yüzden Imuhagh ve Tarha Nam adında iki enfes Tuareg baladının albüme çektiği balans ayarı gerçek bir olgunluk örneği. Bunun yanında yine Afrika havasını derinden solutan Zinizjumegh ve hemen onun ardından kapanışı yapan, kadın vokallerle takviye edilmiş akustik folk güzelliği Ma S-Abok bu olgunluğu perçinliyor. Farklı dinler, diller, ırklar, karakterler, gelenek ve görenekler arasındaki evrensel bağlantılara vurgu yapan Temet, kendi içsel bağlantılarındaki çeşniyi de müziğine en iyi şekilde yansıtıyor. Bunun doğal ve haklı bir getirisi olarak Imarhan, Tuareg müziğin geleceği konumuna gururla yerleşiyor.

1. Azzaman
2. Temudre
3. Ehad wa dagh
4. Alwa
5. Imuhagh
6. Tumast
7. Tarha Nam
8. Tochal
9. Zinizjumegh
10. Ma S-Abok

9 Mart 2018 Cuma

MGT - Gemini Nyte


The Mission, Peter Murphy, Tricky, Gary Numan gibi isimlerle çalışmış gitarist Mark Gemini Thwaite, Gemini Nyte adını verdiği ikinci albümünü yine adının baş harfleri olan MGT ismiyle yayınlıyor. 2016'da çıkan Volumes albümünde HIM vokalisti Ville Valo ile çalışan Thwaite, bu albüm için 2000 yılından beri gothic rock grubu The Awakening vokalistliğini ve kendi solo albümlerini birarada götüren Ashton Nyte'ı mikrofona koymuş. Albümü dinlerken HIM benzeri soundu duyunca ve kapakta Valo'ya benzeyen Nyte fotoğrafını görünce, Valo başka bir projeye yelken açmış diye düşünmedim değil. Oysa projenin sahibi Thwaite, güçlü gotik gitarıyla her yanını sardığı albümün bütün şarkılarını da yazan kişi olarak tanıştığıma çok memnun olduğum müzisyenler arasına girdi. Keza, kendini büyük bir The Cure hayranı olarak tanımlayan Nyte da, bu rock tarzı için biçilmiş kaftan niteliğindeki sesi ve vokal hakimiyetiyle bu memnuniyetimden payını aldı.

Thwaite, sadece vokal mevkine değil, diğer mevkilere de yaptığı başarılı transferlerle 2018'in en klas (gothic) rock albümlerinden birini sahaya sürdüğünü ilan ediyor. Killing Joke davulcusu Paul Ferguson, misafir olarak da Fear Factory vokalisti Burton C. Bell'in, çeşitli yıllarda The Cure'a giriş çıkış yapmış gitarist Porl Thompson'ın ve yine 76-89 yılları arasında The Cure'da davul ve keyboard çalmış Lol Tolhurst'ün isimlerini görüyoruz. The Cure efsanesinin kurucu üyelerinden olan bu adamların The Assembly Line şarkısına çok bariz katkılarını göremesek de, bu sürecin bir parçası olmaları, bir şekilde orada olmaları bile önemli bir durum. Klişeden ziyade, gothic rock ve post-punk'ın gerekleri olarak görülmesi gereken unsurları iyi yazılmış ve yorumlanmış şarkılarla bütünleştiren MGT, ilk olarak All The Broken Things ve Every Little Dream'i ön saflara sürmek suretiyle oyun taktiğini de iyi yapmış bir oluşum. Ama bu iki iyi şarkıdan daha iyileri albüm içinde cirit atıyor.

Armageddon's Sideshow, Everything Undone, Trading Faces, Say Hello Wave Goodbye, The Reaping (Reprise), Tear The Sun şeklindeki şimdilik favorimlerim, her ziyaretimde bana ufak tefek yenilikler sunuyorlar, gözümden kulağımdan kaçan ayrıntıları tekrar önüme koyuyorlar. Gotik rock mevzusunun karanlık yüzü kadar, o karanlıktan sızan ışıklarını da umursayan, distopik bir ambiyans yaratabilen, keşke Trading Faces'ta olduğu gibi biraz daha melankolik ambiyans yaratsaydı dedirten, her halükarda iyi bir albüm Gemini Nyte. Dijital ortamlarda 13 şarkıya Human League coverı Love Action (I Believe in Love) ve The Reaping'in Joe Haze remiksi bonus olarak eklenmiş. Böylece ortaya uzun ama türün meraklısı insanlar için su gibi akıp giden bir rock albümü ortaya çıkmış. Bu "türün meraklısı" kişiler arasında başka türlere olan hoşgörü ve beğenisi olanlara da vaattleri olan bir albüm olduğunu düşünüyorum. Sertliğini yer yer müthiş bir coşkuya dönüştüren (bkz. Armageddon's Sideshow ve Everything Undone), sert ve karanlık anlarını ümit veren gitar ve keyboard dokunuşlarıyla renklendiren (bkz. Say Hello Wave Goodbye ve Tear The Sun) MGT, tecrübeleri tartışılmaz insanların ikinci albümlerini on ikinci albümleri gibi göstermelerini sağlayan gruplardan.

1. All the Broken Things
2. Every Little Dream
3. Dystopia
4. Trading Faces
5. Everything Undone
6. The Reaping (Reprise)
7. Say Hello Wave Goodbye
8. The Assembly Line
9. Armageddon's Sideshow
10. Tear the Sun
11. Waiting for a Sign
12. Hide Your Secret
13. Atlanta
14. Love Action (I Believe in Love)
15. The Reaping (Haze Remix)

4 Mart 2018 Pazar

Moscow Olympics - Cut The World


Filipinler çıkışlı, Aj, Dino, Jojo, Melanie, Richard isimli beş kişiden oluşan Moscow Olympics’in şu ana kadar çıkardığı ilk ve tek albümü Cut The World adını taşımakta. Haklarında pek fazla bilgi yok ama gerek de yok. Çünkü müzikleri o bilgiyi veriyor zaten. Dream pop veya shoegaze denilen yoğun kıvamlı, gizemli ve içli bir soft-rock yapan grup, melodik gitarların dansettiği, diğer enstrumanların onlara aynı saf ruh haliyle eşlik ettiği mütevazilikte şarkılar çalıyor. Yine de dinlemiş olduğum bazı dream pop / rock albümlerine nazaran, melodram bileşenlerini notalara dökmüş olduğu müziğini sanki daha kolay içine dahil olunur biçimde dışa vurmakta.

My Bloody Valentine, New Order, Galaxie 500 gibi pek hâkim olmadığım gruplara benzetilen müziğini ben R.E.M. ve The Cure’un ilk zamanlarına benzettim. Sıkmayan, zorlamayan melodik yapısına eşlik eden belli belirsiz vokaller (ki dream kategorisinin vazgeçilmez bir unsurudur), ne söylediği anlaşılmasa da, tam bir vokalden ziyade, derinlerden gelen ses parçacıkları şeklinde adeta bir enstrumanmış duygusu yaratıyor. Albümdeki 7 parça da bu yüzden biraz enstrumantal havası taşıyor. Sanki o vokal açığını da belli bir disiplinle oraya buraya savrulan gitarlar üstlenmiş. What Is Left Unsaid, Second Trace, Carolyn ve albümün isim parçası olan kapanıştaki Cut The World, volümü birazcık yüksek bu kısa rüyânın bana daha hoş gelen anları oldu. Bu müziğin yeraltında çok daha iyi örnekleri var. Fakat Moscow Olympics de hiç olmazsa bir şansı hak edenler arasında bana göre.

1. What is Left Unsaid
2. No Winter, No Autumn
3. Second Trace
4. Safe
5. Carolyn
6. Ocean Sign
7. Cut The World

28 Şubat 2018 Çarşamba

Issız Ada Radyosu Arşivi (Şubat 2018)

Naxatras - III
Yıl: 2018 Yunanistan
Tür: Psychedelic Rock, Stoner Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "On the Silver Line"
Flor - come out. you're hiding.
Yıl: 2018 ABD
Tür: Indie Pop, Synthpop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "guarded"
Tonight Alive - Underworld
Yıl: 2018 Avustralya
Tür: Alternative Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Temple"
The Beaches - Late Show
Yıl: 2017 Kanada
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Late Show"
 
Tartit - Abacabok
Yıl: 2006 Mali
Tür: Tuareg Music, Folk, World
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ansari"
Atomic Blonde OST
Yıl: 2017 ABD
Tür: New Wave, Post-Punk, Industrial
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: George Michael - "Father Figüre"
Galatée - Sans Titre
Yıl: 2018 Rusya
Tür: Dream Pop, New Wave, Synthpop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Une Danse Bête"
 
The Ivy Walls - Pheromones
Yıl: 2017 ABD
Tür: Pop Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Knife"
Sir Robin & The Longbowmen - Sir Robin & The Longbowmen
Yıl: 2016 Almanya
Tür: Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sick Bang"
PatroMuzika - Vaveyla
Yıl: 2018 Türkiye
Tür: Instrumental Hip-Hop, Electronic
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Münzevi"
Lasten Hautausmaa - III
Yıl: 2018 Finlandiya
Tür: Alternative Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Kraaterijärvi"
Simple Minds - Walk Between Worlds
Yıl: 2018 İngiltere
Tür: Pop Rock, Synthpop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "In Dreams"
 
Tal National - Tantabara
Yıl: 2018 Nijerya
Tür: Afro-Funk, World
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Akokas"
Paella - Enceladus
Yıl: 2018 Rusya
Tür: Synthwave, Retrowave, Dreamwave
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Lonely Endless Flight"
 
Dirty Sidewalks - Bring Down The House Lights
Yıl: 2018 ABD
Tür: Indie Rock, Alternative Rock, Shoegaze
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Always"
 
 
Michel Legrand - Plays for Dancers
Yıl: 1967 Fransa
Tür: Easy Listening, Jazz Pop, Surf Pop
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Di-Gue-Ding-Ding"
Joe Satriani - What Happens Next
Yıl: 2018 ABD
Tür: Progressive Rock, Hard Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Righteous"
 
Ninet - Paper Parachute
Yıl: 2017 İsrail
Tür: Alternative Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Superstar"
Swampbox - The Bomb 2018
Yıl: 2018 ABD
Tür: Alternative Rock, Hard Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Coming Home"
VA - Where the Girls Are Vol. 9
Yıl: 2016 ABD/İngiltere
Tür: Pop, Soul
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: Ramona King - "Ballyhoo"

23 Şubat 2018 Cuma

Elise LeGrow - Playing Chess


Torontolu soul, blues, R&B vokalisti Elise LeGrow, ilk albümü Playing Chess ile günümüzü güzelleştiren isimler arasına girdi. Direk mevzuya girersek, albüm isminin satranç oynamayla pek ilgisi olmadığını söyleyerek başlayabiliriz. 1950'de Chicago'da kurulan Amerika'nın en saygın müzik şirketlerinden biri olan, rhythm and blues, soul, gospel, rock & roll, caz türlerinde birçok klasiği bünyesinde barındıran Chess Records kataloğundan seçilen 11 şarkının coverlandığı albüm, bu türlerin hepsine uyum sağlayabilen leziz sesiyle Elise LeGrow'u takdim ediyor. Albümün yapımcıları soul efsanesi Betty Wright, S-Curve Records'un kurucusu Steve Greenberg ve stüdyo sihirbazlarından Michael Mangini şeklinde not düşülmüş. Hiç tanımadığım bu üç kişinin adını burada yazma sebebimi tam olarak bilemesem de, işinin ehli oldukları, öyle boş beleş isimlere omuz vermeyecekleri su götürmez olduğu için Elise LeGrow'un arkasında yer almalarındaki önemi vurgulamak diye özetleyebilirim. Amerikan soul tarihine yön veren derya deniz bir arşive sahip Chess Records'tan LeGrow için derlenen şarkılar da öyle herkesin harcı olmayan türden. Üstelik çoğu şarkı, orijinalinden çok farklı yönlere gitmek suretiyle albümün seyir zevkini arttırıyor. Tadı o çıtırtılı plaklardan çıkan orijinal bestelerin günümüze ulaştığında alacağı türlü şekillerden alternatifler sunuluyor.

Örneğin Bo Diddley'in Who Do You Love'ı müthiş bir modern funk blues çehresine bürünmüş şekilde açılışa konmuş. Chuck Berry'nin Pulp Fiction'ın efsanevi dans sahnesinde çalan şarkısı olarak tanıyıp sevdiğimiz You Never Can Tell'i, sözleri olmasa tanınmaz halde naif bir folk blues esintisine dönüşmüş. Aretha Franklin'in coşturduğu Rescue Me de daha yavaş bir ritme kendini bırakmış, bu haliyle de gayet orijinal bir vaziyete bürünmüş. You Can't Judge A Book By The Cover ve You Can't Catch Me gibi iki Diddley / Berry şarkısı da mash-up edilmek suretiyle albümün ışıltılı anlarından biri haline getirilmiş. Zaten öncesinde sadece bu dört şarkının asıl hallerini bildiğimden yorumlamam kolay oldu. Diğerlerini ilk kez Elise LeGrow'dan duymuş olmaktan da mutlu oldum. Bunlar arasında Searching For My Love, Going Back Where I Belong, Over The Mountain Across The Sea ve Can't Shake It beni orijinalleri dinleme yönünde baştan çıkardı. Dinleyince bu şarkılara bakışımın olumlu yönde olacağına, belki onların da LeGrow sayesinde başka diyarlara götürülmüş olabileceğine dair inancım arttı.

Albüme müzikal yönden katkıda bulunanlar arasında Questlove adını kullanan multi enstrümantalist (en çok da davulcu), DJ, prodüktör, müzik yazarı, az biraz oyuncu, The Roots grubunun bateristi Ahmir Khalib Thompson da var. Kendisi aynı zamanda albümdeki Long and Lonely Nights'ın sahibi olan Lee Andrews'ün oğluymuş ve bu şarkıda davul çalmış. Hatta yanında grubu The Roots'tan gitarist "Captain" Kirk Douglas'ı da getirmiş. Daha çok Sharon Jones ile çalışan The Dap-Kings de bu güzel albümün konukları arasında. Fakat bu kadar insanın arasında başrol tabii ki her yola gelen sesi ve ilk albümü olduğunu asla hissettirmeyen olgunluğuyla Elise LeGrow'a ait. İnsanı zaman tüneline koyup 50'ler doo-wop sahnelerine, 60'lar kulüplerine, 70'ler soul matinelerine götüren, modern sounduyla günümüzde de bu müziğin cazip kılınabileceğini ispat eden LeGrow, o klişe duygu, güç, yaratıcılık üçlüsüne hakim olup, onların üzerine başka sıfatlar da ekleyebilen kaliteli yeni isimlerden biri. Şu sıralar onlardan fazla olmadığını düşünürsek pamuklara sarmamız gerekenlerden biri. Kendi şarkılarını yapar mı bilmem ama kariyeri boyunca Chess arşivine takılsa o bile yeter.

1. Who Do You Love ? (Bo Diddley)
2. Hold On (The Radiants)
3. You Never Can Tell (Chuck Berry)
4. Over The Mountain, Across The Sea (Johnnie and Joe)
5. Searching For My Baby (Bobby Moore & The Rhythm Aces)
6. Long and Lonely Nights (Lee Andrews & The Hearts)
7. Going Back Where I Belong (Sugar Pie DeSanto)
8. Rescue Me (Aretha Franklin)
9. You Can't Judge a Book by the Cover / You Can't Catch Me (Bo Diddley / Chuck Berry)
10. Can't Shake It (Etta James)
11. Sincerely (The McGuire Sisters)

11 Şubat 2018 Pazar

Uffe Lorenzen - Galmandsværk


Baby Woodrose, Dragontears, On Trial, Pandemonica, Spids Nøgenhat adlı gruplarla 90'lardan bu yana rock müziğin altından girip üstünden çıkan, en fazla da Lorenzo Woodrose takma adıyla milenyumdan bu yana liderlik ettiği Baby Woodrose ile tanınan Danimarkalı usta müzisyen Uffe Lorenzen, bundan böyle kendi adıyla kayıtlar yapma, kendi dilinde şarkılar yazıp söyleme kararı almış bulunuyor. Garage ve psychedelic rock'ın Avrupa'daki en güçlü isimlerinden biri olan Baby Woodrose'un vadesini doldurup doldurmadığı tartışılır. Ama en son 2016 tarihli Freedom'ın vasatlığını düşünürsek, şanlı tarihin bir şekilde noktalanması iyi olabilir. Sebebi bu muydu bilemeyiz. Lorenzen'in ilk solo albümü Galmandsværk (Delilik Gösterisi) bu bitiş sonrası yeni bir sayfa. Normalde Baby Woodrose emeklisi bir müzisyenin bu geleneği sürdürmesi kuvvetli ihtimallerden biridir. Bir diğer ihtimal ise, kendini grubundan emekli eden bir müzisyenin, geleneğinin gereklerini unutmadan daha içedönük, dingin, biraz bezgin, biraz kızgın olması, rock müziğin akustik kanadını artık daha korunaklı ve farklı bir özgürlükte görmeye başlaması sayılabilir. İşte Lorenzen'in tercihi de bu yönde olmuş. Kendi içinde derinleşen, her birinin ayrı karakterde olduğu, ama yıllanmış Lorenzen birikimleri ile ortaya çıktıkları belli 10 şarkı Galmandsværk'i pırlanta gibi bir solo kılıyor.

Uffe Lorenzen, bu ilk solosunu Fas yakınlarındaki küçük bir volkanik ada olan Gomera'da tasarlıyor. Küçük bir odada, şarkı yazmak dışında hiçbir şey yapmadan 10 hafta geçiriyor. Bu deneyimi kendi cümleleriyle şöyle ifade ediyor: "Geçen kış birkaç aylığına seyahat etme fırsatı buldum. Vaktimi okyanusa bakmakla ve Danca şarkılar yazmakla geçirdim. Sanırım kendi metodumu buldum ve belki de hiç olmadığı kadar kişisel bir bakış açısı edindim. Kendi dilimde yazmak bir meydan okuma gibiydi. Ama dürüstçe kendini ifade etme hadisesinin, dürüst bir ambalaj da gerektirdiğini hissettim. Bu yola çıktığımızda aslında Danimarka dışındaki insanlar için tasarlanmış olan Lorenzo Woodrose ismi, birden tuhaf biçimde suni geldi. Kendimi motive edebileceğim ve süreci ilginç hale getirebileceğim yeni yollar bulmak zorunda olduğum bir noktaya ulaştım. Rock davulları veya gitar soloları yerine akustik gitar ve vokalle, şarkıların ilk çıktığı haliyle kalmasını istedim. Bu da albümü çok farklı bir evrene götürdü." Yani sevgili Uffe Abimiz tipik bir "kendini bulma" özeti geçiyor. Fakat bu özeti kendi cümlelerinden ziyade, Galmandsværk şarkılarında hakkıyla hissediyoruz. Bunu hissedebilmek için tek kelime Danca bilmemiz de gerekmiyor.


Nakaratsız Dansker, tek bir düzlemde ilerleyen söyleniş şekliyle, en önemlisi de Galmandsværk atmosferine bizi buyur edişiyle hipnotik bir etki bırakıyor. Rimets Tyranni ve Ridset Plade aynı akustik düzenin hipnotize edici karakterini daha ana akım bir yöne taşıyor, hem bir folk havası, hem de fuzz gitarlar sayesinde Baby Woodrose selamı taşıyorlar. Flippertøs'daki flüt o kadar canlı ki, sanki Lorenzen şarkıda nadir bulunan bir kuş ile düet yapıyor. Hemen ardından gelen muhteşem På Kanten Af Verden, Lorenzen'in Fas tecrübesini en fazla örnekleyen parçalardan biri olarak albüme farklı bir yükselme yaşatıyor. Sitar ve tablaların bu Lorenzen evrenine kattığı coşku, şarkının sonlarına doğru Baby Woodrose garaj gitarının da dahil olmasıyla meseleyi saykodelik boyutlara taşıyor. Sang Om Merværdi, tempoyu biraz yükselterek Lorenzen'in Woodrose günlerinden kalma ateşli hallerinin nasıl akustikleştiğini de gösteriyor. Sırayı bozmadan ilerlediğimizde peşpeşe iki harika balad bizi bekliyor. Ny By ve Min Skygge adını taşıyan bu kahrolasıcalar, hele de bence Uffe Lorenzen'in yaşadığı bu benzersiz tecrübenin bir fragmanı olsa, orada çalınması gereken Min Skygge, müthiş bir yoğunluk, tutku, efkar, nezaket ve asalet taşıyorlar.

Sondan bir öncemizde yer alan Høj Som Et Højhus, tuşluların geride yarattığı türlü türlü gerilimin, Lorenzen'in bol ekolu vokaliyle arttırırılmak suretiyle, yine nakaratsız (ya da tamamı nakarat olan) bir ruh haliyle, sanki sıcak Fas'tan soğuk Finlandiya'ya dönüşün şarkısı gibi durmakta. Bu müthiş tansiyon yükselmesinin ardından finale geliyoruz ki, orada tüm zalimliğiyle pusuda olan Blues For Havet bekliyor. Ama onun zulmü, böylesi bir albümün indireceği son darbe için çok iyi bir seçim olmasından geliyor. Albüm için kullandığım onca tumturaklı sıfat, benim ona karşı duyduğum yakınlıktan ileri gelmekte. Oysa özünde 50'sine doğru ilerlemekte olan bir rockstarın artık bir yol ayrımına geldiği, kendini dinlemek için gittiği egzotik bir ülkede, kendini müzikal olarak dinlemek istediği vakit ortaya ne çıkacağını gördüğü mütevazi bir gerçeklik söz konusu. Bu samimiyet dinleyene de geçtiği zaman Galmandsværk'in çok özel bir içselleştirme potansiyeli taşıdığını fark ediyoruz. O farkındalık basitçe şarkı dinlemekten çıkıp, hızlı ve çılgınca yaşanmışlıkların soluklanış noktasındaki yalnızlık ihtiyacına fon müziği oluveriyor.

1. Dansker
2. Rimets Tyranni
3. Ridset Plade
4. Flippertøs
5. På Kanten Af Verden
6. Sang Om Merværdi
7. Ny By
8. Min Skygge
9. Høj Som Et Højhus
10. Blues for Havet

3 Şubat 2018 Cumartesi

Shake Some Action! - Crash Through Or Crash


Shake Some Action! (aka James Hall diye de söylenebiliyor) dört kişilik bir indie rock, power pop grubu. Seattle'dan katılıyorlar. Son zamanlarda oralardan pek katılan yok. 2006'dan itibaren indie aleminde istikrarlı biçimde müzik yapmaktalar. 2017 tarihli Crash Through Or Crash ile birlikte 6-7 kadar albümleri bulunuyor. Bunlardan sadece 2014'te çıkan Catch The Sun'ı dinlemiş ve pek beğenmiş bir dinleyen olarak özellikle power pop denen hadisenin günümüzdeki en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmelerine ben ikna oldum. Colors Exploding ayda bir defa mutlaka "sabah kalkınca dile takılan şarkılar" listemin önemli müdavimlerinden olduğunu hatırlatır. Crash Through Or Crash ise, bugüne dek power pop namına bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar grup tanıdığım için onları ilk beşe (hatta en tepesine) koymama yetti. Dinledikçe serpilen, dokundukça etrafa saçılan, içtikçe açılan 14 şarkılık albüm, sanırım grubun en iyi albümü. Dinlemediğim öteki Shake Some Action! albümlerini harcamış gibi olmak istemezdim ama hangisi Crash Through Or Crash kadar iyi olabilir ki?

Gitar ve vokaldeki James Hall, tüm şarkıların yazarı da olduğu için grubun her şeyi. Diğerlerinin sadece birer eşlikçi olmasını istemediğinden başından beri Shake Some Action! adı altında müzik yapıyor. Bu albümün Colors Exploding şubesi The Only Way Is Up gibi duruyor. Ama onunla birlikte Whose Side Are You On?, Paraphernalia, Falling Into You, I Don't Think So, Bang Bang ve buraya şarkı ismi yazdığım saniyelerde fark ettiğim üzere listeyi uzatacak diğerleri her dinlememde bana yeni gibi gelen besteler. Hani şu tüm şarkılarına bayıldığım albümlerden. Belki biraz da power pop'un kulağa gelişi sebebiyle bütün Shake Some Action! albümleri aynı şarkıyı çalıyor diye düşünenler çıkabilir. Oysa birkaç defa dinlenmesi, dinlerken başka birşeylerle uğraşılmaması tavsiye edilir ki, işte o zaman şarkıların irili ufaklı farkları daha rahat anlaşılsın. Mesela bariz garajdan çıkma Shine A Light ve dream pop tınısıyla büyülü bir kapanış yapan Circle Of The Sun da aynı albümün yolcusu. "Güçlü Pop", Pop Gücü" ne dersin deyin, bu etiketi kim bulduysa Crash Through Or Crash gibi albümler için bulmuş. Bu güç, altyapısı pop olup da sadece gitarlarla güçlendirilmiş bir indie müzikten ibaret değil. James Hall gibi lafı dolandırmadan iyi şarkılar yazan ve onları sanki tek seferde dengeli bir enerjiyle kaydeden müzisyenlerden çıkma bir güç.

1. Waiting for the Sun
2. The Only Way Is Up
3. Shine a Light
4. Bang Bang
5. Secrets and Lies
6. Say What You Mean
7. Whose Side Are You On?
8. Starting Again
9. Paraphernalia
10. Under the Sun and the Moon
11. Falling Into You
12. I Don't Think So
13. It Goes Like This
14. Circle of the Sun

31 Ocak 2018 Çarşamba

Issız Ada Radyosu Arşivi (Ocak 2018)

Sonic Winter - Magical Silver Bullets and Hell Birdsongs
Yıl: 2014 Fransa
Tür: Hard Rock, Alternative Rock, Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Journeyman"
Hot Fuzz (OST)
Yıl: 2007 İngiltere
Tür: Rock, Pop, Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: Jon Spencer and The Elegant Too - "Here Come the Fuzz"
Tricky Lobsters - Worlds Collide
Yıl: 2017 Almanya
Tür: Hard Rock, Stoner Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bitter Man's Fame"
First Aid Kit - Ruins
Yıl: 2018 İsveç
Tür: Folk Pop, Indie Folk
"F" Rate: 3/10
I.A.R. tavsiyesi: "It's a Shame"
Funkallisto - Saturday Night Dogs
Yıl: 2017 İtalya
Tür: Funk, Afrobeat
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Piamose Trastevere"
Yasemin Mori - Estrella
Yıl: 2018 Türkiye
Tür: Pop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Tuzlu Su"
Beth Hart & Joe Bonamassa - Black Coffee
Yıl: 2018 ABD
Tür: Blues Rock, Cover
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Black Coffee"
Anvil - Pounding the Pavement
Yıl: 2018 Kanada
Tür: Heavy Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ego"
The Go! Team - Semicircle
Yıl: 2018 İngiltere
Tür: Indie Pop, Alternative Dance
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "Mayday"
 
The Sideshow Tragedy - The View From Nowhere
Yıl: 2017 ABD
Tür: Alternative Rock, Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Trust"
The Cranberries - Dreams: The Collection
Yıl: 2012 İrlanda
Tür: Alternative Rock, Pop Rock, Dream Pop
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "Salvation"
Red This Ever - Attack!
Yıl: 2017 ABD
Tür: New Wave, Synthrock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Negative Nine"
Lady Bird (OST)
Yıl: 2018 ABD
Tür: Pop Rock, Rock, Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: Dave Matthews Band - "Crash Into Me"
 
Dommengang - Everybody's Boogie
Yıl: 2015 ABD
Tür: Psychedelic Rock, Blues Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Everybody's Boogie"
Sweet Crude - Créatures
Yıl: 2017 ABD
Tür: Indie Pop, Indie Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Laces"
Afous d'Afous - Tenere
Yıl: 2017 Cezayir
Tür: Tuareg Music, Rock, World
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Nak Amahah"
The Limiñanas - Shadow People
Yıl: 2018 Fransa
Tür: Psychedelic Rock, Garage Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Overture."
 
Ty Segall - Freedom's Goblin
Yıl: 2018 ABD
Tür: Garage Rock, Glam Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "5 Ft. Tall"
 
Blood Bells - A Time for Roses
Yıl: 2018 ABD
Tür: Post-Punk
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "A Time for Roses"
 
 
 
Carter Burwell & VA - Three Billboards Outside Ebbing, Missouri (OST)
Yıl: 2017 ABD
Tür: Score, Country, Folk
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: Amy Annelle - "Buckskin Stallion Blues"