Filipinler çıkışlı, Aj, Dino, Jojo, Melanie, Richard isimli beş kişiden oluşan Moscow Olympics’in şu ana kadar çıkardığı ilk ve tek albümü Cut The World adını taşımakta. Haklarında pek fazla bilgi yok ama gerek de yok. Çünkü müzikleri o bilgiyi veriyor zaten. Dream pop veya shoegaze denilen yoğun kıvamlı, gizemli ve içli bir soft-rock yapan grup, melodik gitarların dansettiği, diğer enstrumanların onlara aynı saf ruh haliyle eşlik ettiği mütevazilikte şarkılar çalıyor. Yine de dinlemiş olduğum bazı dream pop / rock albümlerine nazaran, melodram bileşenlerini notalara dökmüş olduğu müziğini sanki daha kolay içine dahil olunur biçimde dışa vurmakta.
My Bloody Valentine, New Order, Galaxie 500 gibi pek hâkim olmadığım gruplara benzetilen müziğini ben R.E.M. ve The Cure’un ilk zamanlarına benzettim. Sıkmayan, zorlamayan melodik yapısına eşlik eden belli belirsiz vokaller (ki dream kategorisinin vazgeçilmez bir unsurudur), ne söylediği anlaşılmasa da, tam bir vokalden ziyade, derinlerden gelen ses parçacıkları şeklinde adeta bir enstrumanmış duygusu yaratıyor. Albümdeki 7 parça da bu yüzden biraz enstrumantal havası taşıyor. Sanki o vokal açığını da belli bir disiplinle oraya buraya savrulan gitarlar üstlenmiş. What Is Left Unsaid, Second Trace, Carolyn ve albümün isim parçası olan kapanıştaki Cut The World, volümü birazcık yüksek bu kısa rüyânın bana daha hoş gelen anları oldu. Bu müziğin yeraltında çok daha iyi örnekleri var. Fakat Moscow Olympics de hiç olmazsa bir şansı hak edenler arasında bana göre.
1. What is Left Unsaid
2. No Winter, No Autumn
3. Second Trace
4. Safe
5. Carolyn
6. Ocean Sign
7. Cut The World
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder