18 Haziran 2009 Perşembe

Placebo - Battle For The Sun


İyi ve kötünün göreceliği üzerine söyleneceklerin geyikliği üzerine söylenecekler bile artık geyik olmuşken ve 2009 yılında birçok demirbaş müzik insanının albüm çıkarmasıyla ortalığın fena halde karışması beklenirken kendi adıma bu demirbaş kalelerin bir bir yıkıldığını görmek beni çok üzüyor. Bu üzüntünün son ayağı da Placebo oldu. Evet Placebo’nun yeni albümü Battle For The Sun kötü, hem de çok kötü. Hatta bu yıl (bırak bu yılı, kabaca son 5 yılda) dinlediğim en kötü albümlerden biri. Sen geçmişine 5 iyi albüm (Black Market Music yarı yarıya vasattı yalnız) ve Nancy Boy, Pure Morning, Every You Every Me, Taste in Men, The Bitter End, English Summer Rain, This Picture, Protège-moi, Special Needs, Meds ve şu an adını hatırlayamadığım nice alternatif rock marşı sığdırmış bir grupsun. Senin “yeni” diye sunacağın albüm bu mudur? Hayır, Nisan 1’de çıkmış olsa şu albüm, “ne kadar orijinal bir düşünce” diyerek bir süre gülüp “yeni albüm ne zaman acaba” diye sorardım kendi kendime. Elinden geldiğince sadık bir Placebosever olarak bu albümü hak etmek için kendilerine çok kötü bir şey yapmış olmam lazım ki Battle For The Sun saçmalığını reva görmüşler. Veya Brian Molko “ulan nasıl olsa internet var, millet bu albümü satın matın almaz indirir, iyisi mi biz tavan arasında küflenmiş birkaç şarkıyı iteliyelim de yeni albüm aradan çıksın” demiş sanki. Aklıma buna benzer bir sürü komplo teorisi geliyor. Gerçi o kadar dumur da olmadım. Çünkü en baba sinyaller U2, Depeche Mode gibilerden gelmişti. Yine de Placebo yemek yerken ağzını şapırdatmaz, uyurken horlamaz, çişi gelmez, gelse de belli etmez” büyüsüne kapılmışım belli ki. Büyü fena bozuldu, ağzıma geleni söylemek de bu Placebosever’in hakkı olmalı.

Albümde bana göre zaten iyi şarkı yok. Tutup bir de For What It’s Worth’ün single olarak belirlenmesi gibi durumlar da komik kalıyor. Hani biraz zorlasam Speak In Tongues eski günlerin hatırına, eski güzel albümlerinden birinde kıyıda kürek çeksin diyebilirim. İşkembeden salladığımı da düşünmüyorum. Placebo’yu yıllar boyu öyle özümsedim ki, bu albümdeki Ashtray Heart, The Never-Ending Why, Breathe Underwater isimli aldatmacaları “Karizmatik İsimli Placebo Şarkıları”nın müzikal karizmasından ayırmayı becerebiliyorum kendi adıma. Gerçi müzikal anlamda sorun yok. Molko ve arkadaşları nasıl biliyorsanız öyle çalıp söylüyorlar. Ama bu kez çalıp söylediklerinde meymenet yok. Şu 13 besteyi yeni yetme bir grup yapsaydı belki bir kalemde bu kadar kolay harcamazdım. Ama Placebo gibi bir markanın bu lüksü olmamalı. Keşke bir üç yıl daha bekleselerdi de daha iyi bir albümle sahalara dönselerdi. Olmadı 2007 yılında yaptıkları gibi enfes bir cover albümle (Covers) yaza damgalarını vursalardı.

2009 yılını yarıladık. Şu ana dek gözlemlediğim, özellikle bu sene müzik dünyasında babana bile güvenmeyeceksin artık. Ekonomik kriz, küresel ısınma, domuz gribi, terör paranoyası artık bu müzikal kısırlığı neye bağlamalı bilmiyorum ama tez elden şu baba grupların üzerindeki kara bulutlar dağılsın. Yoksa yakında “ne varsa eskilerde var” sözü tarihe karışacak. Moby’nin, Manic Street Prechers’ın falan da yeni albümleri içler acısı. “Baba” kategorisinde olmasalar da, şu ana kadar tek albümlük hatırları saklıdır bende. Fakat onların adını asla Placebo ile yan yana anmam. Özellikle “fakir ama onurlu genç” karakteri gördüğüm son albüm Meds ile bir sonraki albümleri için anayoldan fazla uzaklaşmadan daha farklı bir yöne gideceklerini düşünüp de Battle For The Sun gibi bir çıkmaz sokağa gireceğimi hiç düşünmemiştim. Bu tip durumlarda Placebo benim için bitmiştir” demek erken belki ama içimde kalmasın diye afedersin “Allah belanı versin Placebo demek istiyorum. Biteceksen de öncesinde bir cover albüm daha isteriz yalnız.

1. Kitty Litter
2. Ashtray Heart
3. Battle for the Sun
4. For What It’s Worth
5. Devil in the Details
6. Bright Lights
7. Speak in Tongues
8. The Never-Ending Why
9. Julien
10. Happy You're Gone
11. Breathe Underwater
12. Come Undone
13. Kings of Medicine

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder