26 Mayıs 2012 Cumartesi

Catcall - The Warmest Place


Sydney, Avustralya'dan gelen Catherine Kelleher, Catcall adıyla 2007'den itibaren kayıtlarda yer almasına rağmen ilk albümü The Warmest Place'i 2012'de çıkarmış bulunuyor. Öncesinde ise 2008 tarihli Anniversary adında bir EP sahibi olan Catcall, onun da öncesinde Kiosk adlı bir teenage punk grubunda çalmış bir insan. Ancak The Warmest Place electropop, electroclash ve dance pop gibi birbirini karşılayabilecek tarzların bütünü olarak kendine bir duruş belirlemiş ki, kendisini cayır cayır bir punk grubu yerine burada tanıdığım için sevindim. Catcall'un 80'ler pop sevgisinin underground ile mainstream arasında gidip gelen yoğun elektronik coşkusu, radyolara, kulüplere, partilere olduğu kadar, dans müziğini oturma odasında dinlemeyi sevenlere de hitap ediyor. Aşk, seks, ölüm, mutluluk, kırgınlık, kızgınlık temalarının hissedildiği lirikler, Catherine Kelleher'ın da beyan ettiği üzere The Warmest Place'in bir konsept albüm olmasından kaynaklanmaktaymış. Yani hayatının acı bir dönüm noktası sonrası hissettiklerinin bir dökümü olmuş bu albüm.

Kelleher, grubu Kiosk ile Ağustos 2006'da iki aylık Amerika turnesinden döndükten yaklaşık bir hafta sonra çok sevdiği babasını kalp krizinden kaybetmiş. Bir arkadaşından gelen başsağlığı mailinde "eminim kendisi şu anda "warm" (sıcak, sevgi dolu, içten, samimi vs.) bir yerdedir" cümlesi aklından hiç çıkmamış. Ölümden sonra öyle bir yere gitme ihtimaline rahatlatıcı bir fikir olarak sarılma ihtiyacı duyan Kelleher, babasının gittiği yere "The Warmest Place" adını koymuş ve albümünü bu hissiyat etrafında, yani onun gittiği yerde huzurlu ve mutlu olduğunu varsayıp pozitif düşüncelerle kıpır kıpır bir pop albümü olarak şekillendirmiş. Çok da iyi etmiş. Zira birbiri ardına bitkin folk şarkıları duyup "cenazeye mi geldik" dedirtmektense, şık pop şarkılarıyla milleti dansa davet etmiş adeta.


Başta albümün altın çocuğu, söz ve müziğin yağ gibi aktığı, Catcall'un hüznünü içine akıtmış sesinin verdiği güzellikle enfes bir yaz şarkısı olan Satellites olmak üzere On My Own, The World Is Ours, That Girl, Shoulda Been, I Believed gibi şarkılar bir debut için beklenenden çok daha kaliteli pop zerrecikleri. İngiliz grup The Passions coverı I'm In Love With A German Film Star'ı da kapanışa ayrıca not düşelim. Hatta kalantor yapımcılar parayı bastırıp Catcall vokallerini sildikten sonra şu albümü komple Kylie Minogue'un üzerine yapsalar kimsenin ruhu duymaz, bilakis bu albüm Kylie'nin kariyerinde altın basamaklardan biri olarak hep anılır durur. Ama Catcall'un sesi de silinmeye kıyılmayacak kadar lekesiz, tertemiz. Öyle ki bu ses, aynı şarkıların "bitkin folk şarkıları" olarak tasarlanması halinde bile karakterini yitirmezdi muhtemelen. Yine de hiçbir müzik eğitimi olmayan Catcall, yazmayı, söylemeyi, çalmayı öğrendiği yer olan Kiosk'tan ve kendisine ilham veren punk müziğinden hep övgüyle bahsediyor.

Bahsettiği başka birşey de, The Warmest Place albümünün gerek isim, gerekse içerik olarak herkes için farklı anlamlar yüklü olabileceğine dair inancı. Bu "yer" belki bir cennet, bir yatak, o yatakta kenetlenilen bir beden, bir ada, bir fincan kahve, ana rahmi, bir yaz günü, fırından yeni çıkmış bir ekmek... Kendinizi sıcak, sevgi dolu, içten, samimi vs. hissedebileceğiniz her yer. Belki bu duyguları insanlara ilk elden hissettirebilmek için seçilebilecek müzik türlerinden biri olarak görülmeyebilir Catcall müziği. Dream pop, shoegaze veya ambient folk türü bir müziğin tercümanlığı makul görülebilir. Ama asıl beceri, The Warmest Place gibi bir albümün tüm bu duygu altyapısını sırtlanmaya soyunup, sonra da üzerine parlak giysilerini ve dans ayakkabılarını giymesi olsa gerek.

1. The Warmest Place
2. August
3. Satellites
4. On My Own
5. Swimming Pool
6. The World is Ours
7. Paralysed
8. That Girl
9. I Believed
10. Shoulda Been
11. Art Star
12. I'm in Love With a German Film Star

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder