25 Temmuz 2013 Perşembe

Silver Screen - When You and I Were Really Young


Cris Miller tarafından Long Beach'te kurulan Silver Screen, sayıları gittikçe artan grup görünümlü tek kişilik oluşumlardan biri. Ve son zamanlarda ortaya çıkanların en iyilerinden biri. Gerçi Silver Screen son zamanlarda ortaya çıkmış birşey sayılmaz. 2005 tarihli henüz hiçbir yerde bulamadığım The Greatest Story Never Told diye bir albümü daha var. Üstelik ratingleri de hayli yüksek. Tabii bu yeni albüm When You and I Were Really Young'ı onun referansıyla dinlemiş değilim. Tam tersi bir durum var. Öyle ya da böyle Silver Screen, etiketindeki indie rock, dream pop, jangle pop türlerinin sadece etikette kalmasını, duygu olarak onların da ötesine sirayet edebileceğini gösteren bir grup (!) bana göre.

Cris Miller gerçekten çok hassas bir müzisyen olmalı. Bunu söyleyince insanın gözünde Bon Iver gibi bir adam canlanıyor ama öyle birşey yok. Bir kere kırılgan ötesi dingin folk şarkıları dinlemiyoruz. Adı üstünde, işin içinde "jangle" kelimesi var. (O da niye varsa!) Lakin Miller'ı öncelikle indie rock'ın soft yanından, jangle pop'un neşeli gitar kıpırtılarından, dream pop'un da bu soft ve neşeli kavramlarını hüzünlü kılan gizemli hallerinden beslenen bir müzisyen olarak tanımlamak doğru olur. Daha en baştan Once In A Lifetime ile o sakin, kırgın ama bir yandan da parçalı bulutlar ardından süzülen parlak güneş ışıklarını bir potada buluşturan müziğinin fragmanını sunuyor. Hemen peşinden pıtı pıtı gelen Really No Wonder dansa müsait temposuna rağmen aynı disiplini sürdürüyor. Change To Fall bir Friday, I'm In Love değil, olamaz da. Ama aklıma neden onu getirdi bilmiyorum. Belki birkaç göbekten akrabadırlar.

More Than You and I bittikten, yani albümü yarıladıktan sonra sanki bir kasetin öbür yüzüne geçmiş gibi hissettim. Mercy ile o B yüzünden tekrar başlayan ruh haline büründüm. Mercy albümün en iyilerinden. Bir diğeri de Hearts. Böyle şarkıları sınıflandırmayı sevmiyorum. Bana işi iyi idrak etmiş kişilerin elinden çıktığı sürece dream pop'u ne kadar çok sevdiğimi hatırlatıyorlar. Şahsen kapanışta yer alan ve bu rüya atmosferine biraz 80'ler popu serpiştiren From A Window To The Indefinite yerine Hearts'ın final yapmasını isterdim. Fakat albümde şarkıların yeriyle oynasanız bile baştan sona sanki tek bir şarkıyı ufak tefek ruh / rüya değişimleriyle dinliyormuşsunuz duygusu hakim. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Zira bir albümü böyle nitelendirmek çoğu zaman kulağa hoş gelmez. Cris Miller'ın bazen hoş bir genç kızı da andıran yumuşacık sesi nasıl hiç değişmeden şarkılara ses veriyorsa, o sesi alan şarkılar da kendilerini zamanla aralarındaki ayrıntıların farkedileceği gerçeğiyle aynı patikada yürüyorlar. Parçalı bulutlu gökyüzü de hep tepelerinde...

1. Once In A Lifetime
2. Really No Wonder
3. Only Ever Yours
4. Change To Fall
5. Here To Hold You
6. More Than You and I
7. Mercy
8. A Little More Each Day
9. Hearts
10. Tell Me Darling
11. Come, Go, Return
12. From A Window To The Indefinite

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder