Daniel Hindman (gitar) ve
Sarah Versprille (vokal, keyboard) ikilisinden oluşan Portland bandıralı
Pure Bathing Culture, ilk albümleri
Moon Tides'ın çıktığı 2013 yılından beri takip ettiğim bir grup. Bu albüm sayesinde
Pendulum ve
Only Lonely Lovers gibi iki harika şarkı kazanmış, yeni çalışmalarını dört gözle beklemeye başlamıştım. Ama
Moon Tides'ı ne kadar sevdiysem, ikinci albüm
Pray For Rain'i (2015) o kadar sevmemiştim. 2019'a ise
Night Pass ile girdiler ki bana göre albüm olarak en iyi işleri bu olmuş. Tür olarak dream pop, chillwave, jangle pop, synthpop gibi tanımlara maruz kalan grup, hepsinden biraz şeklinde ferah bir sound taşıyor. Bu ferahlığın bendeki karşılığı 80'lere ait synth dokunuşlarının, yumuşak pop gitarların,
Sarah Versprille'in bu unsurlardan rol çalmayan, sıradan da olmayan, 80'ler atmosferine çok uygun hoş vokalinin oluşturduğu kombinasyon oldu. Nostaljik yönü kuvvetli, sevimlilik, huzur, coşku ve hüzün kıvamını çok iyi tutturmuş 10 şarkı su gibi akıp geçti. Bu hisleri 80'ler masumiyeti ile yaptıkları için gözümde değerleri kat kat arttı.
Öncelikle
Devotion,
Black Starling,
All Night üçlüsüne, beni zaman tüneline koyup 80'lere ışınladığı, tepeme de bir neon disko topu yerleştirerek o yıllara dair şarkı, film, dizi ne varsa anımsattığı için ayrıca teşekkür ederim. Bu üç şarkıyı dinlerken o kadar keyif alıyorum ki, günümüze bu kadar iyi taşınmış bu retro sound ile günümüz chillwave dokusunu basit ama etkili biçimde karıştırmış olmalarına doyamıyorum. Tabii onlar işin ritmik kanadını oluşturuyor. Düşük tempoda da aynı duygu ve tarza hakimler. Açılıştaki
Thin Growing Thing,
Ad Victoriam,
Veil,
Violet A Voyager gibi şarkılar da bu manzaranın parçaları. Tempo yüksek de olsa, düşük de olsa pek bir şey fark etmiyor. Verdikleri güçlü pop duygusu her şarkıda görülüyor, duyuluyor zaten. Sonlara doğru biraz irtifa kaybeder gibi olsalar da, kapanıştaki
Violet A Voyager bu güzel albüme en yakışan vedayı yapıyor. Tabii bu veda bir sonraki dinleyişinize kadar sürecek. Tavsiyem, albümü peşpeşe dinleyip eskitmemeniz. Çünkü bu şarkılar daha uzun süre dinlenmeyi hak ediyor.
Night Pass için mükemmel bir gece albümü diyebileceğim gibi, mükemmel bir yaz albümü de diyebilirim rahatlıkla. Herkesin gece veya yaz albümü kendine. Ama bu sound ve yukarıda adını andığım şarkılar bana 80'li yıllardaki yaz tatillerimi fazlasıyla anımsattı. Deniz ve güneşin muhteşem birlikteliği, yeşilin insana ömür katan büyüsü, geceleri bir kol uzaklıktaki yıldız tarlası ve daha milyonlarca ayrıntı
Night Pass şarkıları sayesinde zihnime üşüştü. Günün her anıyla onu paylaşmak, farklı zaman dilimlerinde bu şarkıları dinlemek beni ne ölçüde etkileyecek merak ediyorum. Bir hamakta, bir şezlongda, bir balkonda, bir tepede, bir ağaçta dinlemek istiyorum. Tembelliğime eşlik etsin, bana her şeyi unuttursun diyorum. Ama 80'li yıllarımı, özellikle o yılların yazlarını hatırlamak da hoşuma gidiyor bir yandan.
Night Pass'in bu etkisinden kaçamıyorum. Kaçmak da istemiyorum. Hem gülmek, hem de hüzünlenmek için mükemmel bir dilim olan 80'lere geri dönmek ne kadar güzel olurdu.
Night Pass gibi albümler (herkes için olmasa da) kısa süreliğine bile bu fırsatı yarattıkları için çok özeller.
1. Thin Growing Thing
2. Devotion
3. Veil
4. Black Starling
5. Ad Victoriam
6. All Night
7. Moonrise
8. Remember
9. Joyous Lake
10. Violet a Voyager
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder