30 Eylül 2021 Perşembe

Issız Ada Radyosu Arşivi (Eylül 2021)

Iron Maiden - Senjutsu
Yıl: 2021 İngiltere
Tür: NWOBHM, Progressive Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "The Writing on the Wall"
The Artisanals - Zia
Yıl: 2021 ABD
Tür: Folk Rock, Pop Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Violet Light"
Candlebox - Wolves
Yıl: 2021 ABD
Tür: Alternative Rock, Post-Grunge
"F" Rate: 4/10
I.A.R. tavsiyesi: "Nothing Left to Lose"
2Cellos - Dedicated
Yıl: 2021 Hırvatistan
Tür: Modern Classical, Symphonic Rock, Cover
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "I Don't Care"
José González - Local Valley
Yıl: 2021 İsveç
Tür: Indie Folk, Singer/Songwriter
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Head On"
Carmine Appice & Fernando Perdomo - Energy Overload
Yıl: 2021 ABD
Tür: Hard Rock, Blues Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Funky Jackson"
Cynthia Erivo - Ch. 1 Vs. 1
Yıl: 2021 ABD
Tür: R&B, Soul
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Alive"
Daniel Auteuil - Si vous m'aviez connu
Yıl: 2021 Fransa
Tür: Chanson
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Saïgon"
Heatwave - Echoes
Yıl: 2021 Romanya
Tür: Techno, Drum & Bass
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Integrate (feat. Itti)
Zventa Sventana - Страдания
Yıl: 2006 Rusya
Tür: Electropop, Folktronica
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Пошла млада"
Aratan N'Akalle - Manamosse Kel Tamasheq
Yıl: 2021 Mali
Tür: World, Blues, Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Naghra Medine"
Raelynn - Baytown
Yıl: 2021 ABD
Tür: Country Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Only in a Small Town"
Lindsey Buckingham - Lindsey Buckingham
Yıl: 2021 ABD
Tür: Pop Rock, Singer/Songwriter
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "I Don't Mind"

Goat - Commune
Yıl: 2014 İsveç
Tür: Psychedelic Rock, Afrobeat
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Gathering of Ancient Tribes"

Peace Will Come - Peace Will Come
Yıl: 2021 Brezilya
Tür: Hard Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Cape of Good Hope"
Garfield: The Movie OST
Yıl: 2004 ABD
Tür: Pop, Soul, Pop Rock, Rock&Roll
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: James Brown - I Got You (I Feel Good)
Dori Freeman - Ten Thousand Roses
Yıl: 2021 ABD
Tür: Folk, Americana
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ten Thousand Roses"

Fatboy Slim - Better Living Through Chemistry
Yıl: 1996 İngiltere
Tür: Big Beat, Electronic
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Going Out of My Head"

Samantha Fish - Kill or Be Kind
Yıl: 2019 ABD
Tür: Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Watch It Die"
Juleah - Melt Inside the Sun
Yıl: 2015 Avusturya
Tür: Psychedelic Rock, Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Melt Inside the Sun"

28 Eylül 2021 Salı

Rock'n Roll (OST)

 
Fransız sinemasının en popüler aktörlerinden, aynı zamanda senaristlik, yönetmenlik ve yapımcılık da yapan Guillaume Canet'nin Rodolphe Lauga ve Philippe Lefebvre ile senaryosunu yazdığı, kendisinin yönettiği Rock'n Roll, içinde yer alan herkesin kendisini canlandırdığı eğlenceli bir Fransız komedisi. Dünyaca ünlü oyuncu hayat arkadaşı Marion Cotillard ve oğulları Lucien ile sade bir hayat süren Canet, 42 yaşında ve eskisi kadar cazip projeler için düşünülmeyen bir konumda. TV dizisinde birlikte rol aldığı genç ve seksi oyuncu Camille Rowe sette Canet'ye artık "rock" olmadığını, yani eski cazibesini yitirdiğini, kızların takılmak isteyeceği havalı biri olmadığını, kısacası yaşlandığını yüzüne vurunca onun orta yaş krizini tetikliyor ve o saatten sonra Canet'yi kimse tutamıyor. Hala eskisi kadar "rock" olduğunu cümle aleme kanıtlamayı bir misyon haline getiren aktörün bu yolda yaşadığı birbirinden komik, trajikomik ve değil filmdeki çevresi, seyirciyi bile deli edebilecek yolculuğunu konu alan 2017 yapımı Rock'n Roll, benim için geç keşiflerden biri oldu. Geç oldu temiz oldu hesabı, uygun bir zamanda tekrar izlemek istediğim bir film daha kazanmış oldum. Zaten adından ötürü iyi bir soundtrack albümü de olacağını tahmin ediyordum. Filmde duyduğum birkaç tanıdık şarkıdan sonra kolay bulunmayan albümle nihayet buluştum.

Filmin tema müziklerini yapan Yodelice takma adlı Fransız singer/songwriter Maxim Nucci'nin kısa kısa 9 adet enstrümantal parçasının serpiştirildiği albümde Don't Dream It's Over (Crowded House), Enola Gay (Orchestral Manoeuvres In The Dark), You Spin Me Round (Dead or Alive) ve Forever Young (Alphaville) gibi dört adet 80'ler hitinin bulunması, zaten filme yeterince düşmüş olan şahsımın filmin müziklerine de düşeceğinin işaretleriydi. Guillaume Canet'nin hala "rock" olduğunu hem kendine, hem de çevresine kanıtlamak uğruna huzurlu aile hayatını bırakıp gecelere aktığı sahnelerde, gittiği kulüplerin fonunda çalan Don't Dream It's Over, Enola Gay, You Can Do ItThat's Not My Name, Indian Love Call, Take Me Out gibi şarkılar albümde de iyi ki yerlerini almışlar. Bunun yanında filmin neresinde çaldığını hatırlamadığım, aslında çalıp çalmadığını bile hatırlamadığım Amerikalı The Roots'un The Seed 2.0 ve Shirley Ellis'in 1965 yılına ait The Clapping Song (Clap Pat Clap Slap) şarkıları da soundrack kalitesini arttırıcı hamleler olmuş. Böylece pop, pop rock, soul, new wave gibi farklı tatlardan oluşan bir sofra kurulmuş. Böyle farklı tellerden çalan albümleri sevenler olarak o sofranın bir köşesinde hemen yerimizi alırız.


Guillaume Canet ve dünyanın en güzel kadınlarından biri olan Marion Cotillard'ın mesleki uyumlarını hayat arkadaşlığına taşımalarıyla komedi yönünden de çok iyi bir sinema kimyasına sahip olduklarını gördük. İkilinin bir yatak sohbetini çok sevimli bir video klip fantezisine dönüştüren Celine Dion'un 1995 tarihli teklisi Pour que tu m'aimes encore, komik sevişme sahnesinde çalan Richard Sanderson imzalı Go On For Ever ve kavuşma sahnesinde duyduğumuz Demi Roussos'un 80'ler şansonlarından Quand je t'aime, filmin sayısız güzel anlarından üçüne müzikal renk katmış parçalardı. Kapanışta ise Canet'nin oğlunun arkadaşlarına evinin salonunda punk şovu yaptığı sahnede söylediği, orijinali Belçikalı punk rock/new wave grubu Plastic Bertrand'a ait Ça plane pour moi şarkısı yer alıyor. Aslında bence pek bir özelliği olmayan bu şarkılar filmde bu sahnelerin fonunda duyulunca daha bir anlamlanıyor, yüzlere bir gülümseme konuyor. En önemlisi de yarattıkları nostalji duygusu zincirleme olarak başka filmleri, başka film müziklerini akıllara düşürüyor. Bazılarını izlemeyi ertelediğimiz, bazılarını yeniden izlemek istediğimiz bu filmler, içinde kimbilir nasıl sahneler, nasıl şarkılar taşıyor.

Rock'n Roll da uzun süre önce karşıma çıkan ama ciddiye almadığım bir filmdi. Ne zaman ki yıllar sonra karşıma çıktı ve Fransız mizahına dair önyargılarımı bir kenara bıraktığım kör noktama denk geldi, keşke daha önce izleseymişim dediğim bir film kazandım. Hatta tekrar izlemek için bilinmeyen bir zamana rezervasyon bile yaptırdım. Filmde Canet'nin gecelere aktığı tayfası arasında bulunan Yarol Poupaud'dan da bir şarkı olamaz mıydı derken, kendisinin filmden iki yıl sonra ilk solo albümünü yaptığını öğrendim. Yine de onun yer aldığı bir sürü gruptan, özellikle de Yarol Rock'n'Roll Trio'dan bir şarkı seçilebilirdi. Fakat bence albümdeki en önemli eksik, Fransız sinemasının tecrübeli aktörlerinden, aynı zamanda 60 küsür albüm çıkarmış bir rock müzisyeni olan 74 yaşındaki Johnny Hallyday... Filmde Guillaume Canet, genç eşiyle inzivaya çekilmiş Hallyday'i ziyaret ederek onun bu yaşına kadar hep "rock" kalabilmesinin sırlarını öğrenmek istiyor. Onun göründüğü bu hoş sahneye ya da o sahnenin finaline uçsuz bucaksız Hallyday repertuarından bir şarkı iyi giderdi. Hem filmin gösterildiği 2017 yılının Aralık ayında 74 yaşında hayata gözlerini yuman Hallyday için sinema kanadı kadar, müzik kanadıyla da bir veda gerçekleşmiş olurdu. Eksiğiyle fazlasıyla, 80'lere 90'lara yaptığı kısa yolculuklarıyla Rock'n Roll Soundtrack, tatlı, huzurlu, ateşli, eğlenceli, yani tam da filmin olduğu gibi bir derleme.

1. Yodelice - Crazy Drum
2. Yodelice - Marcellito Fanfare
3. Nick Waterhouse - Indian Love Call
4. Dead or Alive - You Spin Me Round (Like a Record)
5. The Ting Tings - That's Not My Name
6. Shirley Ellis - The Clapping Song (Clap Pat Clap Slap)
7. Orchestral Manoeuvres in the Dark - Enola Gay
8. Yodelice - Marcellito Pizz
9. Celine Dion - Pour que tu m'aimes encore
10. Yodelice - Crazy Ambiance
11. Demi Roussos - Quand je t'aime
12. Yodelice - Rock'N'Roll Accordeon
13. The Partners - You Can Do It
14. Crowded House - Don't Dream It's Over
15. The Roots - The Seed 2.0
16. Franz Ferdinand - Take Me Out
17. Yodelice - Marcellito Main
18. Alphaville - Forever Young
19. Richard Sanderson - Go on for Ever
20. Ricchi e Poveri - Sara perche ti amo
21. Yodelice - Marcellito Instru
22. The Afters - Early Morning Jam
23. Yodelice - Crocodile Ranger
24. Yodelice - Target
25. Guillaume Canet - Ça plane pour moi

23 Eylül 2021 Perşembe

Summerhill - Summerhill


Danimarka'nın kuş uçmaz kervan geçmez indie pop sahnesinden hoş bir ses olan Summerhill, 2007 yılına ait ilk ve şimdiye kadar tek albümüyle kulağıma çalındı geçenlerde. Yaptıkları his sahibi müziğin de etkisiyle bende hüzünlü bir sempati yarattılar. Hoş mu hoş vokalist Sofie Darting'in benzerlerine daha önce de rastlanmış kadife sesi, grubun benzerlerine daha önce de rastlanmış indie pop ezgileriyle dingin ve diri bir uyum içinde. Benzerlerine daha önce rastlanmış böyle bir müziğin, öyle pat diye rastlayamayacağınız bir temsilcisi olarak Summerhill'in iddiasız ama kendi içinde bir karakter olabilmiş 9 şarkısı, kimilerine göre tüm bir günü kurtarmayabilir. Yine de benim bir geceyarımı kurtardı ve başka geceyarılarıma da randevu koparma ihtiyacı doğurdu. Kendimi Sofie ile önce sinemaya, oradan da birşeyler içmeye gitmişiz gibi bir randevuda hissettim.

İlk şarkı Country Boy ile sahip olduğu renkleri belli eden Summerhill üçlüsü, trompeti, gitarı, yaylıları kattığı pop muhteviyatını Sofie Darting'in naif olduğu kadar seksi (bana öyle geldi sanki!) vokaliyle şarkılara aktarıyor. Hemen ardından gelen Parking Lane, grubun ilk single'ı olması sebebiyle de çoksesli ve karakterli bir beste. Trompet yine şarkıyı yalnız bırakmıyor, adeta bir sac ayağı görevi görüyor. July'da ise bu kez ince tondan akan armonika aynı işlevi görüyor ve haliyle şarkının melankolisine ekstra katkılarda bulunuyor. Cherry gibi bir başka ince ruhlu şarkının July'dan sonra gelmesi, melankoliyi şikayet edilmeyecek şekilde biraz daha uzatıyor. Kaygan gitarlarla bir western ambiyansı da yakalayan Tomorrow ve yaylıların trompete üfleyen nefeslerle birbirine karıştığı (işi yine seksilik üzerinden götürürsek seviştiği!) Home diğer ayrıcalıklı şarkılar. Bu harika randevu, Sugar Tate'in hüzünlü bir müzikalden çıkmış yoğunluğu ile nihayetleniyor.

Özellikle ülkesi Danimarka'nın radyolarında ve müzik dergilerinde övgü dolu sözlerle karşılanan, ne var ki debut sonrası sesi soluğu çıkmayan Summerhill hakkında en güzel benzetmeleri de bu yayınlar yapmış. Albümü ve tabiî müziği, uzun bir yaz gününü geçirmek isteyeceğimiz küçük bir beldeye (pek yaratıcı olmasa da) ya da bir Doris Day filminin günümüze yansımış müziklerine benzetmişler. Bu eksik olmayasıcalar başka söze gerek bırakmadıklarını düşünseler de, grubun ilham veren müziği sayesinde biraz uğraşla en kral benzetmeleri acımadan önlerine yığacağımızı bilmeliler. İlham, güzelliğin kendisinden alındığı kadar, ilham alanın kendi iç sevaplarından/günahlarından da beslenen birşey ne de olsa.

1. Country Boy
2. Parking Lane
3. July
4. Cherry
5. Tonight
6. Tomorrow
7. Feeling Fine
8. Home
9. Sugar Tate

18 Eylül 2021 Cumartesi

The Limiñanas & Laurent Garnier - De película

 
Marie ve Lionel Limiñana çiftinden oluşan Fransız "garage-psychédélique" ikilisi The Limiñanas ile yine Fransız elektronik sahnesinin öncü isimlerinden Laurent Garnier'in işbirliğinden ortaya çıkan 12 şarkılık De película adlı albüm, ne Limiñanaları, ne de Garnier'i tanımayan benim gibi kaç dinleyiciyi ilk duyuşta avucunun içine almıştır bilemiyorum. Artık nerede, ne şekilde karşılaştılarsa ortak yanları olan Alman deneysel krautrock grubu Can, rock, trance, psychedelia tutkularını paylaştıktan sonra bunları pratiğe dökmeye karar vermişler. Garaj rock ve elektronik müziğin ortaklığı kağıt üzerinde bile heyecan verirken bir de bunun albümünün yapılması müthiş bir olay. Bu iki türün birleşiminden umduğumun yarısına bile razıyken De película bana işin %90'ını verdi diyebilirim. Tabii yeni icat edilmiş şeyler yok albümde. Hatta şarkı şarkı gezerken aklınıza çeşitli isimlerin ve başka alt türlerin gelmesi, ve hatta bazı şarkıların garaj ve elektro karışımı gibi bile durmaması gibi tuhaf şeyler bu ortaklığın cazibesini arttırıyor. Zaten ne 2009'da kurulan The Limiñanas, ne de şu an 55 yaşında olan Laurent Garnier kariyerleri boyunca sözü edilen türlerin tek bir dalına takılıp kalmamış, arayış sahibi usta müzisyenler.

De película bir konsept albüm. Konsepti de, Saul ve Juliette adında iki genç haydutun Fransa'nın güneyinden İspanya sınırına yakın bir bölgesine yaptıkları tutkulu, romantik, gerilimli yolculuğunun seslere, şarkılara dönüşmüş hali. Başrollerini 6 Eylül 2021'de hayatını kaybeden Jean-Paul Belmondo ve Jean Seberg'in paylaştığı Jean-Luc Godard'ın 1960 yılı harikası À bout de souffle geleneğinden gelen bu konsepti müzikal bir boyuta taşıyınca hangi renklere ihtiyaç olacağını iyi bilen Limiñana çifti ve Laurent Garnier, günümüz alternatif elektronik dinamiklerine retro dokunuşlar yaparak sadece bu konseptin müziklerini yapmakla kalmamışlar, adeta filmini de çekmişler. Electronica, trip-hop, easy listening, funk, rock, neo-psychedelia, breakbeat, nu-jazz gibi pek çok türü birbirine çarpıştırmak, bu çarpışmaları ustalıkla organize etmek suretiyle (kapanıştaki Que Calor ! şarkısının edit versiyonunu saymazsak) 11 şarkı haline getirmişler. Bu sayede kalitesi, enerjisi, dramatik dengeleri, sinematik gücü tartışılmaz bir albüm ortaya koymuşlar.

Açılış jeneriği tadındaki Saul ile başlayan De película, daha ilk elden koltuğa şöyle iyece yerleştiren, tempolu ve gerilimini kontrol eden atmosferiyle, Lionel Limiñana'nın aralara sızan karizmatik "spoken word" replikleriyle şahane bir başlangıç yapıyor. Bu replikleri her şarkıda duymuyoruz. Duyduğumuzda da içimize işliyor. De película'nın enstrümantal dokusunda hipnotize edici dinamik bir döngü, o döngüye psychedelic manada sürekli girip çıkan bazen gitar, bazen tuşlular bulunmakta. Şarkıların normalden biraz uzun tutulmuş olması da bu döngüsel hipnotik etkiyi arttırıyor. Fakat şahsen 2-3 şarkı dışında bu uzunluğu hiç hissetmedim diyebilirim. İki karakterin ismini taşıyan şarkılardan Saul nasıl harikulade bir şeyse, sakince başlayıp usul usul gerilimini arttıran, sonlara doğru aldığı gitar desteğiyle sertleşip epik bir karakter kazanan Juliette de yabana atılır gibi değil. Hele yerçekimine meydan okuyan muhteşem bir Promenade oblique var ki, artık The Chemical Brothers bile böylesini yapamıyor. (Zamanında yaptı, artık yapmak istemiyor diye savunulmasını da kabul etmiyorum.) Que Calor ! şarkısında Edi Pistolas, Au début c'était le début şarkısında da Bertrand Belin adında iki şarkıcı konuk alan The Limiñanas ve Garnier üçlüsü, daha uzun uzun anlatılası, her dakikasından kalite akan bir albümle hayatımıza girmişler. Hani hikayelerden, romanlardan film uyarlamaları yapılıyor ya, böyle albümlerden de filmler yapılmalı dedirtiyorlar insana.

1. Saul
2. Je rentrais par le bois ... BB
3. Juliette dans la caravane
4. Que Calor ! (feat. Edi Pistolas)
5. Promenade oblique
6. Tu tournes en boucle
7. Steeplechase
8. Juliette
9. Ne gâche pas l'aventure humaine
10. Au début c'était le début (feat. Bertrand Belin)
11. Saul s'est fait planter
12. Que Calor ! (feat. Edi Pistolas) (Edit)

11 Eylül 2021 Cumartesi

Ouzo Bazooka - Dalya

 
Tel Aviv'den çıkan en güzel şey olan Ouzo Bazooka, hiç çaktırmadan albüm yapmış ve adını da Dalya koymuş. Uri Brauner Kinrot ve saz arkadaşları hakkında artık daha ne söyleyebilirim derken her yaptıkları albümden sonra yine kendimi bir şeyler yazarken buluyorum. Yazacaklarım öyle yeni şeyler içermiyor. Zaten Ouzo Bazooka (2014) ve Transporter (2019) albümleri çıktığında yine gaza gelip ağzıma geleni söylemiştim. Ouzo Bazooka müziğini ne kadar sevdiğimi göstermenin basit bir şekli sadece. Tek kişilik bir karşılama yapıyorum kendimce. Hani bir cümle bile yazsam içim rahat edecek. Psychedelic kapaklarıyla birdenbire karşıma çıkan her Ouzo Bazooka albümüne saniyesinde atlayıp hepsinden büyük keyif aldım. Dalya için de aynısı oldu. Ama albümde sadece 6 şarkı görünce önce EP sandım ki, 2018 tarihli 5 şarkılık Songs From 1001 Nights EP'sinden pek memnun olmadığım için biraz endişeye sürüklendim açıkçası. En kısası 5 dakika olan 34 dakikalık Dalya, belki en iyi Ouzo Bazooka albümü değil. Ama onlardan ne bekliyorsam bulduğum bir albüm.

Açılışa koydukları ve albümden takriben 1-2 hafta önce dinleme fırsatı bulduğum Monsters, elektro saz aromalı gitarın hipnotize edici döngüsel melodisiyle "mind blowing" kabilinden saykodelik bir canavar adeta. Gitarın o tonu ve çıkardığı ezgiler, grubun müziğini Ortadoğu aşinalığıyla birlikte bize çok yaklaştırıyor. Bunu albümün tamamı, hatta Ouzo Bazooka müziği için de söylüyoruz. Uri Brauner Kinrot'un Selda Bağcan ve Erkin Koray hayranlığı, Ouzo Bazooka ismini duyan hemen herkesin bildiği bir şey. Yine bu Bağcan / Koray hayranlığını çok iyi dönüştüren, özellikle 2017 tarihli Flying Microtonal Banana albümünde olağanüstü işler çeviren Avustralyalı grup King Gizzard and The Lizard Wizard'a da buradan selam gönderelim. Anadolu Rock o kadar özgün, organik, orijinal, benzersiz bir türdü ki, Ouzo Bazooka gibi Ortadoğu menşeili bir grubun genlerindeki yatkınlık neyse de, Avustralyalı bir grubun bu türü etüt edişindeki başarı yabana atılır gibi değil. Anadolu rock kavramını canlı tutmaya yeltenenlerin ve bunu büyük oranda başaranların Anadolu dışından olmaları da ayrıca düşündürücü diyerek mesaj verelim. Selam göndermeler, mesaj vermeler, bunlar hep dış güçlerin müziğimize olan bu tip saldırılarından kaynaklı endişeler.

Fazla boş yapmayıp Dalya'ya dönersek, Monsters ile birlikte en beğendiğim şarkılardan olan It's A Menace'ın harikulade Anadolu Rock karakterleri, sırıtmayan İngilizce liriklerle ve yer yer elektrik dokunuşlarla kendi şeklini şemalini ortaya koyuyor. Albüm geneli bu şekle sonuna kadar sahip çıkıyor. Peş peşe gelen iki enstrümantal parça Alhagamal ve Kruv, içlerinde sanki başka parçalar taşıyormuşçasına boyutlu ve güçlüler. Vokal olsa veya olmasa ne fark ederdi diye düşündüren bu şarkılar, her iki durumda da iyi olabileceklerini hissettiriyorlar. Belki vokalli şarkılar daha belli rotalar çiziyor olabilir. Ama çok iyi bir kapanış yapan Nine da dahil tüm vokalli şarkılar bu albümde kendi rotalarını öyle iyi çiziyorlar ki, nereye gittiklerinden ziyade nasıl gittikleri üzerine çalıp söylüyorlar sanki. Neden sadece 6 şarkı diye duyduğum üzüntü, şarkıların yarattığı geniş alanların saykodelik, kozmik ve progressive hissiyatlarla doldurulduğunu görünce yerini tatlı bir doygunluğa bıraktı. Dalya'nın 12 şarkılık bir albüm olduğunu düşününce uykularım kaçıyor. Ama elimizdeki şu 6 şarkılık albüm bile görevini yerine getirdikten sonra dinleyicisine rahat bir uyku çektirme konforuna sahip.

1. Monsters
2. Million Years of Light
3. Alhagamal
4. Kuv
5. It's a Menace
6. Nine