26 Nisan 2024 Cuma

The Wraith - Ghost March

 
Post-punk'tan kopamıyor muyum, yoksa 2024 şu ana dek iyi post-punk albümler mi yapıyor tam olarak teşhis koyamadım. İlk söylediğime istinaden, post-punk'tan kopamama durumu hem doğru, hem de yanlış aslında. Türün hayranıyım ancak koptuğum da oluyor. Öyle her önüme geleni beğeniyor değilim. İkinci söylediğim ise şimdilik daha güçlü. 2024 post-punk olarak şimdilik gayet verimli geçmekte. Talk Show ve GHLOW gibi yeni tanıştığım, It's For Us ve Disorientations gibi ikinci albümleriyle tekrardan gönlümü fetheden isimler şimdiden 2024'ün en iyileri listeme dahil oldular. Los Angeles'tan gelme The Wraith de yeni tanışıp hemen kaynaştığım bir diğer post-punk grubu oldu. Pardon, bu tip gruplarla hemen kaynaşamam aslında. Önce soundlarının büyüsüne kapılır, sonra yavaş yavaş, sindire sindire şarkılarının büyüsüne kapılırım. Gruba ancak ikinci albümleri Ghost March ile yetiştim. Şu an 3. gün, 3. turu dinliyorum. Açılış şarkısı Requiem of the Damned, peşinden gelen Overthrown ve Only Shadows Remain sırasıyla yavaşça beni öyle güzel alıştırmışlar ki albüme, Sanctuary ile post-punk coşkusu dediğim şeye hazır hale gelmişim.

Post-punk'ın yanında sıklıkla "death rock" olarak da tarif edilen The Wraith müziği benim gotik rock demeyi daha çok tercih ettiğim o karanlık çekiciliğe sahip. Muadillerinden öyle çok da ayrılır gibi görünen özellikleri yok. Daha çok türün kendi içindeki unsurları güçlü biçimde uyguladığı için başarılı. Her şeyden evvel atmosferi olan, o atmosferin karşı konulmazlığı sonucu özellikle gitar, bas ve solist Davey Bales'in karizmatik vokalinin yön verdiği şarkı tasarımlarının tıpkı albümün şahane kapağındaki gibi siyah beyaz parçaların bir araya gelişindeki estetiği yansıtması gibi bir müzik bu. Yakaladığı dinleyiciyi öyle hemen bırakmaz. Onun etrafındakileri de o siyah beyaz gotik efektlerle görmesini sağlar. Az önce sözünü ettiğim Sanctuary'ye gelene kadarki süreci belki başta, belki sonda bir şekilde yaşatır. Bu yüzden post-punk bir keşif yolculuğudur benim için. Ama albümün kendi içinde gerçekleşen bir keşif. Ghost March yolculuğum sürüyor. Bu gidişle sürecek de. Zira daha keşfedecek çok şey var. Şimdilik keşke kapanışa albümün en iyilerinden biri olarak gördüğüm No Tomorrow konsa diye düşündüm. Belki sonra düşüncem değişir. Değişmeyen ise, bence Ghost March'ın sadece yılın en iyi post-punk albümlerinden biri değil, yılın en iyi albümlerinden biri olduğu.

1. Requiem of the Damned
2. Overthrown
3. Only Shadows Remain
4. Sanctuary
5. Afterlife
6. No Tomorrow
7.  Last Light
8. Seize the Night 
9. End of Time
10. Sea of Trees

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder