Bir şarkıyı bilip de söyleyeni bilmemek, hem söyleyen, hem de onu sevenler için çok dramatik bir durumdur. Bir Audi reklamında çalan The Beep Beep Song adlı şarkının sahibi olan Simone White’ın adının Audi’nin ihtişamı yanında pek önemi yoktur örneğin. Yine de birileri şarkı için ısrarcı davrandıysa araştırmış, önce isime, sonra da bu şarkının yer aldığı 2007 tarihli I Am The Man albümüne ulaşmıştır. Soğuk bir pınar kadar duru folk müziğine kendini bırakmayı seven kişiliklerden biriyse çok da memnun kalmıştır. Çünkü I Am The Man albümü güzeldir. Ama 2009 tarihli Yakiimo, “güzel” olamayacak kadar içe dönük, hüzünlü, kendi başına, yine de ümit taşıyan harika bir akustik sesleniş. Şarkı sözlerinde dikkat çeken “kayıp” olmuşluk, aşk, zaman, masumiyet üzerinden kendini kolay kolay ele vermeyen çekicilikte ifade bulmakta.
Akustik gitarın yarenlik ettiği 15 lezzet (normalde 12 iken, bazı kaynaklarda 3 adet fazlası olan versiyonlar da bulunmakta), birbirine benzediğinden sıkça şikayetçi olduğumuz akustik folk şarkılarından derlenmiş bir başka albüm şeklinde imaj veriyor. Bunu üstünkörü bir dinleyişte fark etmek mümkün. Oysa
Simone White hiç de üstünkörü dinlenecek bir kadın değil. Hawaii doğumlu olmasına bakmayın. Onu dinlemek kendini yaz mevsiminin gün batımı rüzgarına teslim etmek, sonbaharın soluğunu ensede duymak, kışın sığınma içgüdüsünü daha sıcak günlere duyulan özlemle bütünlemek ve ilkbaharın kendini kendinden başka kimseye teslim etmeyen mutluluğunu hissetmek kadar hakiki anlar içeriyor. Dürüst olmak gerekirse, yine benzer titreşimler yayması muhtemel
I Am The Man, nedense
Yakiimo kadar tutkulu gelmemişti bana. Ya da o bastırılmış tutkuyu alevlendiremeyen bir albümdü bana göre. Eşsiz bir yalnızlığın yalınlığı içinde tüm şiirsel dürtüleri bir anda harekete geçirme kabiliyeti, kendisinde pek bir şey bulamayanlar için kabiliyet olarak bile nitelenmeyebilir. Ama stadyumlar veya kalabalık salonlardan değil, geç vakitlere kadar açık küçük barların sahnesinden ses veriyor
White sanki. Çünkü
Yakiimo, her tarafından sadelik akan bütünlükte ve yoğunlukta.
Fotoğrafçılıkla da uğraşan, çektiği bazı fotoğrafları
simonewhite.com adresinde görebileceğiniz bu naif insan,
Yakiimo ile bana göre kariyerinde mütevazi, fakat benim gibi ondan fazlaca etkilenenler için hiç de öyle olmayan kusursuzlukta şarkılar sergisi sunuyor. Kendi besteleri yanında dostları
Frank Bango ve
Richy Vesecky’nin 7-8 bestesini seslendirmiş.
Candy Bar Killer,
Victoria Anne,
Yakiimo,
Bunny In A Bunny Suit,
Train Song,
Victoria Williams coverı
You Are Loved, öteki, beriki, kısaca hepsi! Daha anlatacak çok şey var. Ama bir albümün kendisini anlatması, başkalarının onu anlatmasından her zaman daha iyidir.
Yakiimo tüm çıplaklığıyla kendini anlatan bir bir “oda epiği”!
1. Bunny in A Bunny Suit
2. Candy Bar Killer
3. Victoria Anne
4. Baby Lie Down With Me
5. Yakiimo
6. A Girl You Never Met
7. Without A Sound
8. Train Song
9. Freight Train
10. You Are Loved
11. Olivia 101
12. Let the Cold Wind Blow
13. St. Louis Blues
14. Your Stop
15. Psalms
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder