Bir müzikseverin başına gelebilecek en güzel olaylardan biri, yakın geçmişte dinleyip çok beğendiği bir şarkıcının sıcağı sıcağına, sessiz sedasız yeni albümünün çıktığı görmesi olsa gerek. Eylül başında çıkan 3. Imelda May albümü Mayhem'i gördüğümde bu zevki bir kez daha yaşadım. Daha 2008 tarihli ikinci albümü Love Tattoo'yu yeni keşfetmiş, terini bile soğutmamışken karşıma dikilen Mayhem tekrar Rock & Roll & Swing günlerine geri götürdü. İrlanda doğumlu Imelda'nın en önemli özelliği harika sesi ki, Eylül başında gece gece şu albümü bulup dinlediğim vakit, midemiz kazındığında "ah şimdi şu olacaktı da yiyecektik" dediğimiz bir yiyeceğin yaşattığı mutluluğu yaşatmıştı bana. Tabiî bu lezzetli ses, yanında jazzy, funky, poppy garnitürleri de tabağın bir köşesine koyup önünüze getirince sabahlar zor oluyor. Love Tattoo ile aralarında benim dinleme sürem olarak fazla zaman geçmediğinden ikisi arasında herhangi bir karşılaştırmada bulunma durumu hissetmiyorum. Zaten belki istesem de yapamam. Çünkü sanki Love Tattoo'nun bıraktığı yerden devam eder bir istikrardan söz edilebilir.
Kimileri bizim "istikrar" olarak gördüğümüz şeye "kendini tekrar" diyor. Ama göz var, kulak var, nizam var. Love Tattoo'nun kalite çıtasını aynen korumayı başaran yepyeni bir Imelda May albümünün adı bal gibi istikrardır. Kendisinin ve canlı performanslarının da bal gibi oluşu konumuzla yakından ilgilidir. Canlı performans derken tabiî kendisini henüz canlı izleme şansı ancak banttan konser videolarıyla mümkün oldu benim için. Bu arada kendisinin 2005 yılına ait No Turning Back adında bir ilk albümü daha var ancak henüz dinleme fırsatım olmadığından, aynı kalite düzeyinin onda da mevcut olduğunu düşünüyorum. Olmasa bile sonraki iki albümde var, o da yeter. İlk albümler her zaman öyle bir düzeye sahip olacak diye bir durum yok. Şirince kelime oyunu yaptığı Mayhem, önceki Love Tattoo'nun tutturduğu kıvamı tarifine uygun şekilde 2010'a taşımış bulunuyor. Çok güçlü bir vokali rock'n roll ve soul caz ile yanyana dinleyen biz sevenlerini şık şarkılarla dört köşe ediveriyor.
Aynı zamanda albümün en iyilerinden olan ilk single Psycho, şu nemli Halloween zamanı insanın Halloween'ini getirecek kadar dehşet bir surf rock bestesi. Belki Psycho'dan önce aynı single'ı paylaşan Mayhem ve Proud and Humble ikilisi yayınlanmış olabilir, emin değilim. Onlar da hiç fena değiller. Zaten hangi şarkılar single olarak çıksın diye bana sorsalar, tek geçtiğim Psycho'nun yanına hangilerini koyacağımı bana sormayın derdim sanırım. Eternity, Sneaky Freak, Let Me Out, Kentish Town Waltz derken siz iyisi mi şu albümü komple single formatında çıkarın diye de eklerdim. 14 şarkı boyunca bir swing kulübünde şekilden şekile girdiğimizi hissettiren Imelda May, cover beklentilerini de boş çıkarmayıp Soft Cell klâsiği Tainted Love'ı da eller havaya moduna sokmuş ki dinle dinle doyulmaz. İnsanoğlu da hiçbirşeye doymaz. Şöyle iki hafta sonra yeni Imelda May albümüne (Maybe mesela!) rastlasak ne güzel olurdu. Gerçi olmasa da olur. Çünkü şu haliyle epey idare ederiz kendisiyle.
1. Pulling the Rug
2. Psycho
3. Mayhem
4. Kentish Town Waltz
5. All for You
6. Eternity
7. Inside Out
8. Proud and Humble
9. Sneaky Freak
10. Bury My Troubles
11. Too Sad to Cry
12. I'm Alive
13. Let Me Out
14. Tainted Love
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder