Quentin Tarantino'nun efsane olmuş geniş bir plak koleksiyonuna sahip olduğunu bilmeyen kaldıysa da yavaş yavaş öğrenirler. Hatta senaryo yazmadan önce bu koleksiyondan rastgele bir plak seçip ilham aldığını bizzat kendisi söylüyor. Zaten yarattığı onca karakterde bazı şarkıların, albümlerin izlerini bulmak mümkün. Blaxploitation, western, samuray, mafya kültürlerinden funk, soul, rock, pop, surf, klasik artık ne bulduysa film müziklerine boca ettiğine dair yüzeysel yorumlar yapıldı. Aynı yorumların
Tarantino filmleri için de yapıldığını zaten biliyoruz. Ama farklı türlerden özenle seçildiği belli şarkıları bir soundtrack çatısı altında toplamak kolay iş gibi görülse de, kolay olmayan, o şarkılarla oluşturulan konseptin şahane bir bütünlük duygusu yaratması ki bunu en iyi başaranlardan biri de
Tarantino'dur herhalde.
Dereden tepeden aşırdığı parçalardan kendine has bir bütün oluşturma yöntemi
Tarantino filmleri kadar
Tarantino soundtracleri için de geçerli, bu gerçek. Böylece film gibi albümler yapmak, özellikle filmi gördükten sonra anlamı kat kat artan albümler yapmak
Tarantino'nun sinemaya müzik, müziğe sinema gözüyle bakabilen ustalığından ileri gelmekte.
Reservoir Dogs,
Pulp Fiction,
Jackie Brown,
Kill Bill 1-2, hatta bana göre
Tarantino'nun en kıytırık filmi olan
Death Proof'un müzikleri bile fena sayılmaz. (
Inglorious Basterds'in müziklerini pek beğenmem doğrusu). Filmlerden eklenen diyalog ve repliklerden sonra giren şarkılar müthiş bir sinematik duygu taşımaya başlarlar. Soundtrack olgusunun ezberini bozan bu yöntem bazı anlarda korkunç biçimde filme geri dönme isteği bile uyandırabilir.
Tarantino derlemeleri
Stuck In The Middle With You,
Girl, You'll Be A Woman Soon,
You Never Can Tell,
Across 110th Street,
Didn't I Blow Your Mind This Time,
Battle Without Honor or Humanity gibi varolduklarından haberimin olmadığı benzersiz şarkıları keşfettirmiş, hatta o şarkıların dahil olduğu orijinal kaynaklara yönelmemi sağlayarak başka şarkı ve albümlerin de tadına bakmama vesile olmuştur. Buna rağmen bu şarkılar biraraya gelerek kendi konseptlerini oluşturmuş, böylece kendileri birer orijinal kaynağa dönüşmüşlerdi.
Misirlou'yu kime dinletseniz
"Pulp Fiction'ın müziği bu" cevabını almanız neredeyse garantidir.
Jackie Brown'ın açılış sekansına damgasını vurmuş
Bobby Womack klasiği
Across 110th Street'in kaynağı
aynı adlı filmin 1972 tarihli soundtrack albümü olsa da özellikle 90'lar kuşağı için o hep
Jackie Brown ile anılacaktır.
Tarantino'nun yönetmenliğini yaptığı filmlerin dışında senarist, oyuncu ya da figüran olarak bulaştığı başka filmlerin müziklerinde de parmağı olduğunu biliyoruz.
From Dusk Till Dawn,
Natural Born Killers,
True Romance,
Desperado bunlardan en önemlileri. Ayrıca
Tarantino'nun soundtrack yapımındaki bu eklektik anlayışından etkilenip tasarlanmış olduğu aşikar
Guy Ritchie üçlemesi
Lock, Stock & Two Smoking Barrels,
Snatch ve
RocknRolla derlemeleri artık birer klasiktirler.
Tarantino'nun tutkunu olduğu türlerin, dönemlerin ve sanatçıların film şeritlerine kattığı anlam artık ondan çıkıp bizi de vurmuştur. İşte bu bulaşıcı soundtrack anlayışı Britanya'dan bile ortak ruh birlikteliği yakalayıp sinyal gönderebilmektedir. Aslında dini, milleti olmayan bir birliktelik olmasına rağmen, soundtrack tasarımcıları veya filmlerini bu tip eski şarkılarla süslemek isteyen yönetmenler ya hiç bu yola başvurmamışlar, ya da başvurduklarından bekledikleri verimi alamamışlardır. Hem bir yönetmen, kendi yazıp yönettiği filmin müziklerini (eğer score değil de
Tarantino gibi farklı kaynaklardan kendisini etkileyen şarkılar bütünü planlıyorsa) neden kendisi seçmez? İşte
Tarantino'yu sevmemin en önemli nedenlerinden biri de, sinemaya olduğu kadar müziğe de aynı ilgiyi göstermesi, çocukluğundan, gençliğinden kalma bu şarkıları filmlerine serpiştirmeyle sonuçlanan duygusal zekası.
Film müziği denince akla gelebilecek üç isimden biri olan İtalyan büyük üstat
Ennio Morricone,
Tarantino'nun ölümüne hayran olduğu müzisyenlerden biri. En son
Inglorious Basterds'in müziklerini yapması için ustayı ikna etmeye çalıştıysa da, takvim uyuşmazlığı yüzünden gerçekleşmeyen bu buluşma,
Tarantino'nun bu filme 4 adet eski
Morricone bestesi aşırmasıyla (aşırmadı tabii ama bu kelime
Tarantino'ya pek bir yakışıyor!) sonuçlanmıştı. Şimdi
Tarantino bir western çekiyorsa ve bu albümde
Morricone olmayacaksa buna sadece kargalar değil, yeryüzündeki bütün kuş türleri bile gülerdi. Nitekim
Django Unchained'de 4 adet
Morricone bestesi var. Bunlar,
Clint Eastwood ve
Shirley MacLaine'in oynadığı çok sevdiğim
Two Mules For Sister Sara'dan (1970)
The Braying Mule ve
Sister Sara's Theme,
The Hellbenders (1967) filminde yer alan
Un Monumento, son olarak İtalyan pop rock şarkıcısı
Elisa'nın vokal yaptığı
Ancora Qui... Hepsi de
Morricone ruhunu bir
Tarantino westernine aktarabilen eserler.
Tarantino'nun diğer bazı alıntıları ise, Arjantinli bir başka film müziği ustası
Luis Bacalov'un
Lo chiamavano King (1971) filminden italyan şarkıcı
Edda Dell'Orso'nun vokal yaptığı
His Name Was King (
Doktor King Schultz'un
Django ile birlikte gittikleri kasabaya çektiği müthiş ayar sonrasında çalıyor kendisi) ve
Tarantino'nun
Django Unchained için ilham kaynağı olan
Django (1966) filminden seçilen
Django ve
La Corsa (2nd Version) şeklinde. Filmlerinin açılış ve kapanışlarına koyacağı şarkılara çok önem veren
Tarantino,
Django Unchained'in açılışı için
Rocky Roberts'ın vokal yaptığı
Bacalov bestesi
Django'yu seçmiş. Bu seçim de şahane olmuş. Keza, görkemli final için seçilen
Trinity (Titoli) de öyle. Aklımda kalan öteki şarkılarsa,
Django ve
Schultz'un iki ödül avcısı olarak yola koyuldukları bölümde akan
Jim Croce şarkısı
I Got A Name (bu şarkı 73 yapımı
The Last American Hero filminde de kullanılmış),
Django'nun çeşitli badireler sonrası Candyland'e dönüşüne fon olan
John Legend şarkısı
Who Did That to You? ve Candyland'deki kan banyosu çatışmaya gaz veren
James Brown (
The Payback) -
2Pac (
Untouchable) şarkılarından mikslenmiş
Unchained...
Sinemaseverler olarak bir dileğimiz daha gerçekleşti ve
Quentin Tarantino harika bir western çekti. Unutulmaz anları ve oyunculuklarıyla yıllara meydan, kötülere rahmet okuyacak olan
Django Unchained, umarız
Tarantino'nun son westerni olmaz. Müziksever ve soundtrackseverler olarak ise filmin şanına yakışır bir derleme ile karşı karşıyayız. Albümde ufak tefek şişkinliğe sebep olabilecek fazlalıklar yok değil. Ama onlar da genelin hakimiyetinde eriyip gidiyor. Kahramanı siyah olan bir filmin western ve hip hop arasında gidip geleceğini tahmin edilebilir. Hatta abuk sabuk bir sürü hip hop çöpünün albüme tıkıştırılacağı yönünde endişelerimiz olabilir. Başkası olsa gözümüzün yaşına bakmadan aynen bunları yapardı. Fakat işin içinde
Tarantino olunca bu endişeler, yeni ateşlenen namlunun ucunda üflenen duman gibi ortadan kayboluyor.
1.
Winged
2.
Luis Baccalov &
Rocky Roberts - Django (Main Theme)
3.
Ennio Morricone - The Braying Mule
4.
"In That Case, Django, After You..."
5.
Luis Baccalov &
Edda Dell'Orso - Lo chiamavano King (His Name Is King)
6.
Anthony Hamilton &
Elayna Boynton - Freedom
7.
Five-Thousand-Dollar Niggas and Gummy Mouth Bitches
8.
Luis Baccalov - La Corsa (2nd Version)
9.
Sneaky Schultz and the Demise of Sharp
10.
Jim Croce - I Got a Name
11.
Riz Ortolani - I giorni dell'ira
12.
Rick Ross - 100 Black Coffins
13.
Jerry Goldsmith - Nicaragua (feat.
Pat Metheny)
14.
Hildi's Hot Box
15.
Ennio Morricone - Sister Sara's Theme
16.
Ennio Morricone &
Elisa - Encora qui
17.
James Brown &
2Pac - Unchained (The Payback / Untouchable)
18.
John Legend - Who Did That to You?
19.
Brother Dege - Too Old to Die Young
20.
Stephen the Poker Player
21.
Ennio Morricone - Un monumento
22.
Six Shots Two Guns
23.
Annibale e i cantori moderni - Trinity (Titoli)