Chicagolu indie ve psychedelic rock dörtlüsü
Pink Frost'un ilk albümü
Sundowning var elimizde. Bu iki rock türünün harmanlanışı
Pink Frost gibi grupların elinden çıkınca tadına doyulmuyor. Grup yeni olsa da, onu oluşturanlar yeni sayılmaz. Zaten üyeler
Pink Frost'tan önce
Apteka adıyla 2011 yılında
Gorgoyle Days albümlerini çıkarmışlar, iyi de eleştiri almışlar. Indie oluşlarında çocuksu, psychedelic oluşlarında aşırı muğlak bir üslup görünmüyor. Tam tersi, indie oluşlarında pozitif enerji, psychedelic oluşlarında da geçmişin mirasını hor kullanmayan tecrübeli bir gizem söz konusu. Yazdıkları şarkıları disipline ediş ya da özgürleştiriş biçimleri, sertliklerini bir avantaja dönüştürmelerini sağlıyor. Böylece sert olmak onlar için temkinli, gizemli, kederli, devinimli olmak anlamını taşıyor.
Haklarında yazılan çeşitli yazılarda referans olarak sıkça hemşehrileri
The Smashing Pumpkins'in verilmesi kimi yönleriyle yerini bulsa da, bunun özellikle sırf
Siamese Dream ve öncesi döneme dair shoegaze görünümlü alternative rock'a meyleden sertlikten kaynaklandığı görülüyor. Bazı şarkıları dışında
The Smashing Pumpkins'i pek tutmadığımdan mıdır, onların popülarite ve alternatif arasındaki duruşlarını çok samimi bulmadığımdan mıdır,
Pink Frost'un sanki onların izinden giden alt devresi gibi gösterilmesinden yana değilim. Zaten bu benzetmeyi okumamış olsam, aklımdan
The Smashing Pumpkins geçmezdi bile. Gerçi bu benzetmeyi okuduktan sonra bir ara "tabii ya" deyip soğur gibi olmadım değil. Ama arkasında dev plak şirketleri, radyo ve MTV desteği olmayan garibanlığına rağmen dik duruşu bu soğukluğu silip attı.
Dokuz şarkılık
Sundowning, yan bakılmayacak açılışı yapan
Western Child, bir sakinleşip bir bastıran karizma hırçınlığıyla
Ruins, shoegaze hüznü içeren
Who I Belong To ve eski tabirle "ticari" sayılan, ama grubun sahip olduğu tüm bileşenleri en dokunaklı biçimde yansıttığı
The Difference ile ön plana çıkan bir albüm. Arka plana da
Dead Cities ve
Blue Light'ı koyarsak bu iş olur. Geriye psychedelic dozunu fazla kaçırdıklarını düşündüğüm ve bu yüzden bir türlü içine dahil olamadığım üç parça kalıyor ki, daha ilk albümden fazla kasmamak gerek. Özel olarak
Ruins ve
The Difference'ın bir miktar 90'lara uçuran doğal güzellikleri beni tatmin etti.
Pink Frost iyi grup. Fakat şu
The Smashing Pumpkins (ki bu isme de oldum olası gıcığımdır) gölgesinden ve psychedelic olmanın dayanılmaz hafifliğinden (aslında ağırlığından) kendini kurtardığı vakit çok iyi grup statüsüne çıkacaktır gözümde.
1. Western Child
2. Ruins
3. Orange Sky Suicide
4. The Difference
5. Dead Cities
6. Who I Belong To
7. Maybe It's You
8. Occupy Within
9. Blue Light
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder