Berlinli
Tim (gitar),
Marco (bas),
Milan (davul) üçlüsü tarafından 1998'de kurulan
RotoR, enstrümantal psychedelic ve stoner rock aleminin saygın gruplarından birisi(ymiş, ben de yeni öğrendim) olarak beşinci albümleri
Fünf (Beş) ile ortamlara dozer gibi dalıyor.
Fünf sayesinde önceki albümleri
RotoR,
2,
3,
4 adını taşıyan dört albüme zaman ayırmanın kayıp olmayacağını hissettim. Bunlar arasında en çok 2010 tarihli
4 hoşuma gitti. Enstrümantal psychedelic ve stoner rock türünde müzik üreten her grup sürükleyici olamıyor ne yazık ki. Hatta geçenlerde bir grubun künyesinde tür olarak "lazy stoner rock / sludge metal" yazdığını görünce yüzüm güldü. Tembellik etmeyip dinledim. Sahiden de bu ismin hakkını vermişler. Zira öyle bezgin bir müzik yapmışlar ki, o enstrümanları nasıl tutup kaldırmışlar, ona bile şaştım. Zaten bir vokalist olmadan takıldıkları için hiç öyle giriş, köprü, nakarat, sakatat uğraşmıyorlar. Zaman olsa daha ne benzetmeler yapıp yerin dibine sokarım ama neyse ki
RotoR gibi işi tembelliğe vurmayan, tam tersi arı gibi çalışkan ademoğullarından bahsetmek daha keyifli.
Aslında ilk bakışta muadillerinden çok da farklı bir duruş sergilemeyen
RotoR üçlüsü, dozunu iyi ayarladıkları sertliklerini riff inşa etmekte, onların üstüne başka virajlar ve duraklar eklemekte ciddiyet gösteren insanlar olduklarını belli ediyorlar. Bunu görmek için onlara fırsat tanımak önemli. Şarkılarına derinlemesine nüfuz edilirse planlı programlı hareket ettikleri söylenebilir. Haliyle gitar sololarda sezilen doğaçlama numaralara rağmen genelinde kafa bulandıran aşırı emprovize bir tavır veya bunaltıcı bir deneysellik yok. Yapılan müziği tanımlamak için iki tanınmış gruptan örnek vermeyi seven Metal Hammer dergisi tarafından
"King Crimson'ın Monster Magnet ile buluşması" şeklinde tanımlanan
RotoR müziği, kimi zaman bu referansı doğrulasa da, kendine katı kurallar koymadığını, kendi kendini tanımlamaya çalışır nitelikte her çiçekten bal almaya çalıştığını kanıtlamak istiyor. Ama bunu özellikle son albüm
Fünf'te daha bir belirgin istiyor.
Katıksız bir psychedelic stoner olduğunu gösteren açılış şarkısı
Echolot, yapıtaşlarında blues rock da bulunduğunu belirginleştiren
Rabensol ve
Weltall Erde Rotor, oryantal gitar riffleri ve ritmiyle bünyesinde şahane pasajlar barındıran
Oktagon çok iyi şarkılar. Yine
Oktagon ile birlikte albümün en orijinal bestelerinden biri olan, Metal Hammer benzeri bir benzetme yapacak olursak, bir yanıyla
"Temple Of The Dog'a konuk olmuş bir Pat Metheny (Amerikalı emprovize caz gitaristi)" ya da
"Toto - Joe Satriani buluşması" havası yaratan
Herrengedeck yemeyip yanında yatılacak şarkılardan biri. Bende aynı anda bu iki benzetmeyi de yapabilmiş olmasından ötürü de kendisini ayrıca tebrik ediyorum. Kısacası Alman Panzeri dediğimiz şeyin rock müziğe yansımış suretlerinden biri olan
RotoR, her psychedelic stoner tutkunu için mutlaka dinlenmesi gereken albümlerden. Etkilendiklerini söyledikleri onlarca isim arasında benim cımbızladığım
Pink Floyd,
Black Sabbath,
Sonic Youth,
Grand Funk Railroad,
King Crimson,
Opeth gibilerinin bulunuyor olması boşuna değil diye düşünüyor insan. Hani müzikleri onlara benzediğinden değil. Görülen müzikal olgunluk neticesinde yapılan dürüst bir dinleyici yakıştırması.
1. Echolot
2. Fette Kette
3. Scheusal
4. Rabensol
5. Vollast
6. Oktagon
7. Herrengedeck
8. Weltall Erde Rotor
çok taşşaklı bir albüm. elder'ın son iki albümündeki riff zenginliği bu abilerde de mevcut.
YanıtlaSil