7 Ekim 2015 Çarşamba
Brooke Annibale - The Simple Fear
1987 Pittsburgh doğumlu Brooke Annibale, Amerika'nın kendi halindeki singer/songwriter folkçularından biri. Zaten onların dünyayı fethetme gibi dertleri olmuyor. Amerika'nın güney eyaletlerinden biri veya birkaçı bile yetiyor. Amerikalı olmayanlarda da o lokal özellikler genelde Amerikan telinden çalıyor çoğu zaman. Uzun süredir iyi bir folk rock albümüne rastlamayınca insan ümidini kesmeye başlıyor. Bir türe dahil çok fazla kötü albüm dinleyince Brooke Annibale gibi isimler ışıl ışıl parlıyor. Kötünün iyisi demek istemiyorum. Annibale dünyayı fethetme gibi bir derdi olmayan, fakat işini iyi yapan müzisyenlerden biri. Hikayesi malum: Ses mühendisliği yapan bir baba, müzik mağazası işleten bir dedeye sahip olunca Annibale 14 yaşında (aslında çoğu muadiline göre geç bile kalmış sayılabilir) gitar dersleri almaya, ufaktan kendi şarkılarını yazmaya başlamış. İlk albümü Memories In Melody'yi 17 yaşında çıkarmış. Nashville'deki Belmont Üniversitesi'nde okuduğu "Music Business" bölümü ve mezuniyetinin ardından 6 yıl çalışması sayesinde müzik sektöründe müzisyenlik dışında işin mutfağı ve ekonomisi üzerine de tecrübe sahibi olmuş. Bu süreç içinde The In Between (2008) ve Silence Worth Breaking (2012) albümlerini yapmış.
Öncekileri henüz dinlemediğim, dördüncü albüm The Simple Fear vesilesiyle tanıdığım Annibale tüm bu tecrübeyi abartısız biçimde hissettiren bir sanatçı. Amerikan singer/songwriter klişelerine sahip olmasına rağmen, dinleyici tecrübelerime dayanarak bazen Kanada, bazen İngiltere esintileri de barındırdığını söyleyebilirim. Birtakım Nashville köylüsü müzisyen gibi tümden içine kapanıp sırf kendi insanına müzik yapma derdinde değil. Pop rock ile temas halinde, nakarata değer veren, yaylılar ve tuşlular ile müziğini daha da yoğunlaştırmaya çalışan bir folk anlayışını benimsiyor. Elbette hepsi verandada günbatımına karşı otururken çıplak gitarla bestelenmiş, stüdyoda bu yoğunluğa ulaşmış gibi duran şarkılar. Modernliğini hissettirirken, bir yandan da karakterine sahip çıkan bir western kadınının hassasiyetini yansıtmayı başarıyor. Tabii olmazsa olmaz o hüzne meyilli sıcacık vokalinin de bu çıkarımda payı büyük.
Remind Me, Find My Way, Alright, Like The Dream Of It şarkıları -ki bu şarkılar albümün ilk yarısında yer almakta- henüz ilk dinleyişimde beni etkisi altına aldı. İkinci yarı ise daha çok dinledikçe kendini teslim edecekmiş gibi duran besteler içeriyor. Mesela Go, Petience ve All Over Again dinledikçe iyice efkarlandıracak, ama kendini o ilk yarıda bağladığı dinleyicisine kesinlikle kabul ettirecek karakterde şarkıların kumaşına sahipler. Kendini hüznüyle baygın hale gelmiş şarkılara teslim etmemiş, kendini hüznüyle ayakları üstünde dimdik durabilen şarkılarla ifade edebilmiş, önce müziğiyle güzelleşmiş bir kadın Brooke Annibale... Onu tanımak gerçekten iyi geldi. Özellikle Remind Me, Find My Way, Alright üçlüsünü hemen koruma altına aldım ki, yağmurlu günlerde de yanımda taşıyabileyim, onları dinlerken bir yandan insanları izleyip hayatın hep eğlence, kahkaha, mutluluk, zenginlik, şımarıklık dolu olmadığını yüzlerinden bir de Annibale netliğiyle okuyabileyim diye.
1. Like the Dream of It
2. Remind Me
3. Decide
4. Find My Way
5. Alright
6. Go
7. All Over Again
8. Patience
9. The Good Hurt
10. Answers
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder