1977 yılında Los Angeles'ta kurulan köklü AOR, hard ve pop rock grubu
Toto, adeta akademisyenlerden kurulmuş gibi duran tecrübeli kadrosu ve 12 stüdyo albümünden çok daha fazlasından oluşan kariyeriyle kendi camiasının ulu çınarlarından biriydi. Geçmiş zaman kullandığıma bakılmasın, eskisi kadar cafcaflı olmasa da hala saygın yerini korumakta. Hani popüler kültür fanusunda
Toto'yu
Rosanna ve
Africa şarkılarından ibaret sayanlar varsa kendilerine çeki düzen versinler. İşin saygı kısmı bir tarafa, benim için bu saygıya sevgi eklediğim
Steve (keyboard),
Mike (bas) ve
Jeff Porcaro (davul) kardeşlerin
Steve Lukather gitarı,
David Paich tuşluları ve
Joseph Williams vokaliyle efsane bir kadroyu oluşturdukları "yedinci" albüm
The Seventh One'ın yeri çok başka. Hatta
Rosanna ve
Africa'yı duymadan önce ve ilk dinlediğim
Toto albümü olmasının etkisi var mı bilemiyorum. Ama ilk dinlediğim
Toto albümünü ilk kez dinlediğim yerin de bu sevgide payı var.
3 Eylül 1978'de TRT'de yayın hayatına başlayan, yapımcılığını
Yavuz Aydar'ın, sunuculuğunu yine
Aydar ile birlikte
Şebnem Savaşçı'nın yaptığı canlı radyo programı
Stüdyo FM, 35 yıla sığdırdığı yaklaşık 4000 programla 80'lerde canlanan yabancı müzik zevkimi şekillendiren en önemli unsurlardan biriydi. Belli (popüler) isimlerle sınırlı dağarcığımı genişleten, müzik aklımın şalterlerini açan, çıkardığı keşif yolculukları sayesinde bana bir sürü kaset aldıran program, Pazartesi - Çarşamba - Cuma günleri saat 18:00'i iple çekmemi sağlıyordu.
The Seventh One'a da ilk kez orada rastlamıştım.
Aydar ve
Savaşçı sadece şarkıları anons edip geçmiyorlardı elbette. Anons ettikleri şarkıyı kimin veya kimlerin yazdığını, konuk sanatçı olup olmadığını gayet düzgün bir Türkçe ile belirtiyorlardı. Bu sayede albüm bookletlerini okuma alışkanlığı da edindim. Artık dinlediğim şarkıları kim yazmış, şarkıya kimlerin emeği geçmiş bilmek istiyordum. Radyo dinlemek zaten yeterince süper bir eylem iken, radyoda
Stüdyo FM dinlemek bambaşka bir deneyimdi. Özellikle 80'lerin ortaları ile sonu arasındaki dönem benim açımdan bu programın altın çağıdır. O aralıkta dinlediğim, keşfettiğim, öğrendiğim müzikler, bendeki bütün frekansları uyandırmıştır.
The Seventh One'ı çaldıkları programda albümün tamamını mı çalmışlardı, yoksa bazı şarkıları atlamışlar mıydı, şimdi tam hatırlayamıyorum. Ama
Pamela,
Anna,
Stop Loving You,
Mushanga,
Stay Away ve
Home Of The Brave şarkılarını ilk o programda duyduğuma ve duyar duymaz bu şarkılara bir şekilde sahip olmak istediğime eminim. O bir şekilde sahip olma meselesi de kasetten geçiyordu. Çünkü bu albümü Stüdyo FM'den başka bir programda duymak mümkün değildi. Gerçi yine bazı TRT programlarında nadiren
Pamela ve
Stop Loving You'ya rastlayabiliyordunuz. Ama
Madonna veya
George Michael kadar sık değil tabii. Albümün yüzü haline gelen
Pamela, bu albümü aldırmak için tek başına yeterince güçlü bir şarkı olmasa da, iyi bir takım oyuncusu. Fırlama
You Got Me, hüzünlü
Anna,
Yes grubunun gitarist / vokalisti
Jon Anderson'ın sesiyle konuk olduğu enfes bir pop rock olan
Stop Loving You, albümün giderek artan kalitesinin eserleri.
Paich /
Porcaro bestesi
Mushanga çok özel bir şarkı. Aksak ritmi, akustik ruh hali, R&B, pop, caz şarkıcısı
Patti Austin'in geri vokalde yer aldığı nakaratıyla, şahane flamenko gitar solosuyla bir Pazar günü huzuru taşır. Lakin hemen ardından gelen ve bu kez geri vokalde
Linda Ronstadt'ın yer aldığı
Stay Away, hard rock'ın gözüne vuran sertliğiyle ihtişamını gözler önüne serer. Böylece kasetin A yüzü mükemmel bir finalle sonlanır.
B yüzü, bana göre albümün en zayıf halkası olan
Straight For The Heart ile başlayarak şaşırtır. Aslında burada ince bir ayrıntı var. Muhtemelen onlar da bu zayıflığın farkındalığıyla bu şarkıyı B açılışına alarak ona en azından böyle bir önem arz etmişlerdir. Zaten diğer şarkılar olası bir açığı kapatacak güçteler. Neyse, sırada yine tüyleri diken diken edecek kadar güçlü bir pop rock olan ve dünyada kötü ne olursa olsun, buna sadece çocukların ağlayacağını, en kötüsünün de bu olduğunu haykıran
Only The Children var.
A Thousand Years ve
These Chains ikilisini sevmek için geçen yıllar içerisinde çok uğraştım. Bu yıllar içerisinde değişen ve olgunlaşan müzikal zevkler, bu iki şarkı gibi mütevaziliği öne çıkaran tercihler değişti, dönüştü. Şu an ikisini de çok seviyorum. Bunu albüm geneli için de iddia edebiliriz. Evet,
The Seventh One dinleyicisi ile birlikte büyüyen, olgunlaşan bir albüm. Yedi dakikaya varan süresiyle kaya gibi bir progressive rock olan
Home Of The Brave ile kapanış yapan albüm, her dinleyişimde o olgunlaşmayı biraz daha hissettiren, 80'lerdeki radyo günlerimin bana kazandırdığı en değerli hazinelerden biri. Öyle ki, daha iyisini kendileri bile yapamadılar.
1. Pamela
2. You Got Me
3. Anna
4. Stop Loving You
5. Mushanga
6. Stay Away
7. Straight for the Heart
8. Only the Children
9. A Thousand Years
10. These Chains
11. Home of the Brave
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder