1989 yılında Londra’da kurulan hard rock grubu Thunder, 1990'da çıkardığı ilk albüm Back Street Symphony ile albüm kariyerine başlamıştı. Tabii o yıllarda bir grubu ve albümünü tanımak için radyo dinlemeniz gerekiyordu. Tek tük müzik dergilerinin de Thunder'dan bahsettiğini pek göremezdiniz. Bu durum sadece Thunder'a özel değil, genel eğilim bu yöndeydi. Radyoda yer bulmak için de popüler olmalıydınız. Kaset teknolojisi bandrollü biçimde ülkeye giriş yaptıktan sonra, bazen radyoda duyduğunuz 45'likler, bazen TV'de gördüğünüz o 45'likliğin video klipleri sayesinde gaza gelip albümü alıyordunuz. Hatta bunların hiçbirini yapmadan, sırf kapağını beğendiğimiz için bile aldığımız kasetler vardır. Ama en iyi kasetlerimiz, radyodan çektiğimiz karışık kasetlerimiz olmuştu uzun süre. İşte benim bu kasetlerimin demirbaşlarından, her çektiğim yeni kasetin içinde olmasını istediğim şarkılardan biri de Thunder'ın Back Street Symphony albümüyle aynı adı taşıyan şarkısıydı. O kadar enerjik, karizmatik ve güçlüydü ki, kasetini bulsam bir an bile tereddüt etmez alırdım. Kimbilir diğer şarkılar nasıldı. Ama uzun süre bulamadığımı hatırlıyorum. Bu süre o kadar uzundu ki, grubun ikinci albümü çoktan çıkmış, müzik marketlerdeki raflarda yerini almıştı bile.
1992'de çıkan bu ikinci albüm Laughing On Judgement Day adını taşıyordu ve daha Thunder'ın ilk albümünü alamadan ikinciyi vitrinlerde gördük. Sırf Back Street Symphony şarkısının bendeki kredisi yüzünden, tek bir şarkısını dahi duymadığım bu kaseti satın aldım. Bon Jovi, Cinderella, Mötley Crüe gibi adamların duraklama dönemine girdiği, Grunge'ın yeni yeni filizlenmeye başladığı 1992 senesinde ortamlara düşen ikinci Thunder albümü, yakıp kavurmasa, ilk albüm kadar aman aman eleştiriler almasa, onun kadar ticari başarı elde etmese de, bence halen en iyi Thunder albümüdür. Halen diyorum çünkü birbirinden kötü albümlerle kariyerini ısrarla sürdüren grup, 2021'de de geleneği bozmayıp 11. albüm olarak All The Right Noises adlı havanda su döven bir vasatlığa mührünü basmış. Laughing On Judgement Day'i Back Street Symphony'den daha fazla severim. 14 şarkılık blues rock köklerinden beslenen kaliteli bir hard rock albümü olarak sanki 80'lere veda, 90'lara merhaba işlerden biridir. Gitarların yoğun atmosferi, iyi yazılmış ve tasarlanmış şarkıların eski gelenekleri sürdüren ve onların daha ilerilere de taşınabileceğine inandıran havası, albümü yıllar sonra bile iyi bir yerde tutuyor bana göre.
Her yeni Thunder albümünü dinleyip beğenmedikten sonra mutlaka geleneksel olarak Laughing On Judgement Day'e dönüş yaparım. Grubu iyi hatırladığım anlara dönüş, nostalji tazeleme ihtiyacı gibi nedenlerden dolayı yapılan bu dönüş, her seferinde iyi gelir. Everybody Wants Her gibi dönemin MTV kriterlerini karşılayan şarkıları, Empty City gibi progressive hard rock tasarımlarıyla aynı saflarda görebilirsiniz. Does It Feel Like Love?, Laughing On Judgement Day, Feeding The Flame, The Moment Of Truth ve gelmiş geçmiş en iyi hard rock albüm kapanışlarından biri olarak gördüğüm Baby I'll Be Gone, grubun genel duruşu itibariyle orta tempolu, aynı formüller üzerinden ilerledikleri için bir miktar birbirlerine benzeyen ama kendi farklılıklarını zamanla ortaya koyan ve kesinlikle yıllandıkça güçlenen şarkılar. Şahane nakaratıyla Like A Satellite, akustik bir balad olarak başlayıp sonradan yukarıdaki orta tempo ekibine katılan Low Life In High Places'ı saymazsak albümün biricik baladı olan, iyi de ticari başarı getirmiş 45'liği A Better Man de Thunder deyince aklıma gelenlerden. Thunder deyince zaten Back Street Symphony dışında aklıma gelen her şey Laughing On Judgement Day'e ait.
Thunder'ın (daha doğrusu bu yazının konusu olan Laughing On Judgement Day'in) başarısı, tüm şarkılarda imzası olan gitarist Luke Morley karizmasından ve 90'ların erkek güzellerinden solist Danny Bowes'un muhteşem vokalinden kaynaklıydı. Albümün yapımcılığını ise 80'lerin ikoncan gruplarından Duran Duran gitaristi Andy Taylor yapmıştı. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Fakat artık müzikal farklılıklar arasındaki sınırlar ortadan kalkmaya başladıkça bu birliktelik çok havalı gelmişti. Andy Taylor, Thunder haricinde Robert Palmer (ki birlikte The Power Station adlı bir grup da kurmuşlardı), Rod Stewart, C. C. Catch, Paul Rodgers, Belinda Carlisle, Gun gibi isimlere de yapımcılık, şarkı yazarlığı, müzisyenlik hizmetleri sunmuş çalışkan bir bireydi. Laughing On Judgement Day ile ilgili bir diğer dikkat çeken nokta da albüm kapağı. Başta en fazla çalıştığı Pink Floyd'un efsanevi The Dark Side Of The Moon kapağı olmak üzere, aralarında Led Zeppelin, The Black Sabbath, UFO, Peter Gabriel, The Alan Parsons Project, Genesis, Yes, Kansas, The Mars Volta gibi acayip örneklerin de bulunduğu sayısız albümün kapak tasarımlarını yapmış Storm Thorgerson, bu en iyi Thunder albümüne yakışır bir tasarımla yine sanatçı dokunuşunu yapmış. Bu dokunuşların hepsini topladığımızda ortaya çıkan bu ikinci Thunder albümü, 40 tane albümü olduğu halde içlerinden sadece birini arşivime koyduğum gruplar kulübüne ait bir hard rock güzelliği olarak kalacak.
1. Does It Feel Like Love?
2. Everybody Wants Her
3. Low Life in High Places
4. Laughing on Judgement Day
5. Empty City
6. Today the World Stopped Turning
7. Long Way From Home
8. Fire to Ice
9. Feeding the Flame
10. A Better Man
11. The Moment of Truth
12. Flawed to Perfection
13. Like a Satellite
14. Baby I'll Be Gone
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder