2018'de Feels ile tanışıp arkadaş olduğumuz, 2020'de Past Lives ile küstüğümüz Philadelphialı duo RUSH WEEK, Nisan 2024 sonlarına doğru çıkardığı Cheap Talk and Red Wine ile aramızı tekrar düzeltiyor. Haliyle ilk zamanki halimiz (yani Feels zamanları) gibi olmasak da sound ve özenli yazım sayesinde erittiğimiz buzlar içinde yüzerek hoş vakit geçiriyoruz. Feels'den bahsederken chillwave, sophisti-pop, synth pop, dream pop etiketleri saymıştık. Cheap Talk and Red Wine bu karışımı aynen koruyor. Şarkıcı Rachel K. Haines ve yapımcı James Benjamin Thomas arasındaki hoş kimya geri gelmiş, yaz arifesinde hamakta, şezlongda veya çimler üstünde dinlenecek 10 şarkı ortaya çıkmış. Gerçi bu tür karmasının mevsimi yoktur, bahara, kışa hele de sonbahara çok iyi gidebilir. RUSH WEEK müziği bu defa bana yine Amerikalı ve yine çok sevdiğim Pure Bathing Culture grubunu anımsattı. Feels'den bir yıl sonra 2019'da çıkan PBC albümü Night Pass soundunun bu anımsatmada etkisi büyük. Peki neydi bu sound? 80'ler pop atmosferinin günümüz dream pop, chillwave, indie pop dinamiklerini komuta etmesi diyebiliriz. Buradan da anlıyoruz ki 80'lerin o cıvıl cıvıl yanından ziyade, daha sofistike, daha sakin yanlarını almış, özlerine zarar vermeden onları modern eleklerden geçirmiş bir sound. O yılları yaşamış insanlar için ayrı bir çekiciliği, yürek burkan bir nostaljisi var. Yaşamamış olanları da etkileyebilir ama bence aynı ölçülerde olmayabilir.
Sırasıyla Fade to Black, Do You Remember ve Circles ile o kadar iyi bir giriş yapılıyor ki albüme, geri kalanını daha duymadan 2024'ün en iyi albümleri listeme hemen Cheap Talk and Red Wine adını yazıyorum. İlk yarı, ikinci yarıya nazaran biraz daha güçlü görünse de, soundun o şırıl şırıl akan güzelliği istisnasız tüm şarkılarda duyuluyor. Sadece (şimdilik) ilk yarı şarkılarının akılda kalıcılık seviyeleri biraz daha fazla gibi gözüktü. Mesela "seems like we breaking up, each time we making up" dizelerinin yer aldığı albüme adını veren parçada ve Misery Loves Company, The One I Love gibilerinde olduğu üzere akılda kalmasa da her geri dönüşte keyifle dinlenecek, geçmişe götürecek, süresi dahilinde o geçmişte kimbilir akıllara hangi anımızı getirecek parçalarda, kısacası albümün tamamında kalite, nostalji, huzur, bütünlük var. Albüm kapanışında yer alan Breaking These Chains, bana serin yaz akşamlarında arkadaşlarla güle oynaya sohbet ettiğimiz gençlik dönemlerini anımsattı örneğin. Reklamsız, kampanyasız, birdenbire karşımıza çıkan bu eski dostların hastasıyız. Bu albümden sonra canım ilk albüm Feels'i de çekti. Hatta aramın niye bozuk olduğunu hiç hatırlamadığım Past Lives'a bile bir ara dönmeyi düşünüyorum. RUSH WEEK dinlemek bana hüzünle karışık huzur ve tuhaf bir mutluluk veriyor. Geyik muhabbeti ve kırmızı şarap birlikte iyi gidebilir. Ama kadehler arttıkça muhabbetin başkalaştığı da yadsınamaz.
1. Fade to Black
2. Do You Remember
3. Circles
4. Cheap Talk and Red Wine
5. Joy Ride
6. Hoop Dreams
7. Misery Loves Company
8. Strong Enough
9. The One I Love
10. Breaking These Chains
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder