Daha ilk albümde progressive pop açılımlarıyla ve vokal yoğunluğuyla Kate Bush, Tori Amos, Bjork referanslarıyla selamlanan pek fazla kız çıkmıyor. Üstelik bağımsız pop duruşundan ötürü de Cat Power, Imogen Heap isimleri de telaffuz ediliyor kendisi için. Şimdi bu kadar dev isimden herhangi birine veya hepsine hayran birisi Essex/İngiltere doğumlu Polly Scattergood’u dinlediğinde bu referansları abartılı bulabilir doğal olarak. Şahsen bu isimlere sonsuz saygı duymakla birlikte (Imogen Heap’i tamamen dışarıda tutarak, çünkü hiçbir platformda ona laf söyletmem!) müzikleri ile pek içli dışlı olduğum söylenemez. Kıyısından köşesinden, bazen de ortasından geçtiğim kadarıyla ilginçtir, özellikle Bush ve Amos referansları Polly Scattergood’da yerini bulmuş diye düşünüyorum. Bunun altında bir karşılaştırma veya taklit suçlaması değil, yoğun bir etkilenme söz konusu. Zaten bizzat kendisi teen zamanlarında Kate Bush, Tori Amos ve Nine Inch Nails dolu sıkıntılı gecelerinden beslendiğini söylüyor. Bu kadar çiçeğin arasında NIN hamamböceğinin ne işi var denirse, o noktada da elektronik altyapıya bakılabilir.
İtitraf etmek gerekirse Polly Scattergood, pek de hazzetmediğim türden bir karışımı, güzel bir ses ve özenli bir müzikal altyapıyla sunuyor. Böylelikle daha dinlenilebilir bir zemin yaratıyor benim açımdan. Daha 22 yaşında ilk albüm anlaşmasını yapan bir şarkıcıya göre son derece olgun bir debut ile karşı karşıya olduğumuzun bilinciyle dinlediğimiz şarkılar nasıl peki? Breathe In Breathe Out, depresif havası ve kırılgan vokaliyle Kate Bush’um diye bas bas bağırıyor. Elektronik düzenlemelerle beslenen, hem kırılgan, hem ümitli, hem de kararsız ruh halleri yansıtan vokaliyle şarkıları seslendiren Polly Scattergood, Other Too Endless, Unforgiving Arms, I Am Strong ile başlangıç için dikkat çekmeyi başarıyor. Gerçi albümün en neşelisi olarak Please Don't Touch ile kısa süreli bir fırlamalık yapmıyor değil. Neyse ki o şarkı da albüm geneline hakim sıkıntılı havayı kel alaka bir neşeyle dağıtmadığından sorun yaratmıyor. Sadece “sen o kadar üzül, ağla, bunalıma gir, sonra da ellerini şaplatarak dansettirmeye oyna” şeklinde kısa süreli bir şaşkınlık yaratıyor. Aslında şaşkınlık da yaratmazdı normalde. Fakat şarkıların çoğunun uzun süreli olmasından dolayı, sardırmadan dinlendiği vakit böyle bir durumla karşılaşmanın enteresanlığı. O uzunluğu da yer yer gereksiz bulmanız olası. Hoş bir şarkı neticede.
Yine de albümün en karizması, aynı zamanda ilk single olan Nitrogen Pink… Kim olduğumu, ne demek istediğimi en iyi bu şarkı anlatır dercesine adeta bir Tori Amos-Nine Inch Nails düeti gibi müthiş bir deneyim kendisi. Mikserin başına oturup ikisinden bir mash-up yapsanız bu kadar güzel olmazdı sanki. Hayranı olduğu iki ismi bu kadar iyi etüd ederek kendi şarkısını yazabilmiş gençlere pek rastlanmıyor. Bittiğinde elimizde ne kalıyor? Gayet olgun, oturaklı, kaliteli, ama sanki beklenildiğinden biraz uzun ve kimi zaman idollerini fazlaca çağrıştıran şarkılardan oluşan ateşli bir debut.
1. I Hate the Way
2. Other Too Endless
3. Untitled 27
4. Please Don't Touch
5. I Am Strong
6. Unforgiving Arms
7. Poem Song
8. Bunny Club
9. Nitrogen Pink
10. Breathe in Breathe Out
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder