2004 civarlarında Dan Solo (vokal, gitar, bas, perküsyon, recorder) ve Miles Copeland (vokal, fender rhodes, piyano, perküsyon, kazoo) tarafından kurulmuş olan The Superimposers, 2010 albümü Sunshine Pops!'a gelene kadar üç albüm çıkarmış bir ikili. Özellikle ses tasarımı okumuş ve tuhaf isimli avant-garde müzisyenlerle fikir alışverişinde bulunmuş Miles Copeland'ın ağırlığını hissettirdiği Sunshine Pops!, beklenildiğinin aksine akademik kafa şişirmelerden ziyade müzik öğrencilerinin albümü gibi. Bu da şikâyet edilecek bir durum değil tabiî. Gerçi bu durumun da yer yer kafa şişirici etkileri yok değil. İsmiyle müsemma 60'lar sunhine pop'undan etkilenen, hatta çoğu kez etkilenmeyip direk sunshine pop olan şarkılar yazan grup, koyu ve ıslak Londra'dan çıktığı halde içinde "beach", "sun", "sea" kelimelerinin bolca geçtiği, sadece sözlerden değil, müziğinden de yaz konseptini benimsemiş bir albüm sunuyor.
Ne var ki, ya o 60'lardan fazla etkilenmiş ve grubun gerçekte ne olduğunu görmemizi engelleyen sound, ya da bu etkilenimi kendi lehine çeviremeyen şarkı yazımları yüzünden birtakım ıskalamalar yaşatabiliyorlar dinleyene. Sitar, marimba, kazoo gibi egzotik çalgıların, ba ba ba, dü dü dü geri vokallerin kattığı sevimliliğe laf yok. Kaldı ki, bütün gün sıcaktan ensesinde omlet pişirmiş bünyelere sıcak bir yaz tatili akşamı geçirteyim niyetine sahip olduğu hissedilen bu egzotizm, içinde kendine has unsurlar taşımayı adeta elinin tersiyle itmiş gibi geldi bana nedense. Bu da hiç hoş değil. Mesela Where Do You Go? ile iyi başlayan bir albümün Little Miss Valentine'a neden ihtiyacı olsun? Seeing Is Believing'de taşıdığı "bildik ama sevdik" pop potansiyelini neden yaklaşık dört dakika süren The Harbour Mystery uyuşukluğuyla heba etsin? Zaten albümün sonlara doğru iyice tempo kaybedip, sıradan bir soul işine dönüşmesi olayın sonunu belli etti. Yarı yarıya iyi bir albüm diyeceğim ama dokuz şarkı olduğundan, sadece dört şarkısını beğendiğim bir albüm oldu Sunshine Pops!. The Superimposers'ın, genele yaymadığı bu negatifliğinden ötürü bir çırpıda buruşturulup atılacak bir grup olmadığı kesin. Belki bazılarının o uyuşukluğa ihtiyacı bile vardır.
1. Where Do You Go?
2. Little Miss Valentine
3. Seeing Is Believing
4. The Beach
5. The Harbour Mystery
6. Tumbledown
7. Four Leaf Clover
8. Sometimes
9. Would It Be impossible
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder