21 Eylül 2014 Pazar
Jaws - Be Slowly
Dört Birminghamlı genç tarafından 2012 yılında kurulan Jaws'ın ilk albümü Be Slowly, bana sonbaharın ilk güzel hediyesi oldu. Aslında grup, bu dört gençten biri olan solist ve gitarist Connor Schofield'ın Cameron şarkısının demosunu internet üzerinden paylaşmasıyla kuruldu denebilir. Şarkıya yapılan olumlu geri dönüşler Schofield'ı gaza getirmiş, o da Halesowen College'dan üç arkadaşıyla temasa geçerek Jaws'ı oluşturmuş. İki EP sonrası bazı yerel gruplarla düzenlenen turnelere davet edilmişler. İyice piştiklerine kanaat getirdikten sonra da 2013 sonlarında ilk albüm çalışmalarına başladıklarını duyurmuşlar. Neticede ortaya Be Slowly gibi son derece güçlü bir indie rock albümü çıkmış. Bunları sakin bir klişelikte dile getiriyor olduğuma bakılmasın. Be Slowly 2014 yılı içinde beni en fazla heyecanlandıran albümlerden biri oldu.
Jaws'ın hayata geçirilmesine vesile olan Cameron'dan başlarsak, fena bir şarkı olmadığını, ama ne uzayan ne de kısalan düz bir indie beste olduğunu söyleyebiliriz. Jaws gibi bir grubun oluşmasına vesile olabilecek bir şarkı olmadığını, buna rağmen Jaws gibi bir grubun oluşmasına vesile olduğu için teşekkürü hak ettiğini de sözlerimize ekleyebiliriz. Albümün asıl bombaları başka. Be Slowly sadece Time, Gold ve Swim üçlüsünü aynı çatı altında topladığı için bile yılın en iyilerinden biri sayılmalı. Bu üç şarkı, grupla ilgili ne söylenecekse hepsini teker teker ya da ortak bir ruhla dile getiriyor. Indie rock şeklinde kabası alınan, fakat dream pop, post-punk ve kıyıdan kenardan new wave şeklinde rötuşlanan müzikal bir tanıma yakın görünüyorlar. Sisli puslu olmayı tercih etmeyen, buna rağmen sisli puslu bir gizemi de peşlerinden sürükleyebilen anlaşılabilirliğe sahipler.
Bazı grupları anlamayabilir ama sevebilirsiniz. Tam tersi de mümkün. Oysa ben Jaws'ı müzikal duyarlılık yönünden hem anladım, hem de çok sevdim. 80'ler new wave / post-punk ölçütlerine olan bağlılıklarını kesinlikle nostaljik baştan çıkarma amaçlı kullanmayıp, kendi melankolik sertliklerinde eritmeyi beceriyorlar. Bu sayede elde tuttukları modern indie rock formüllerini istedikleri zaman bir koza çevirmeye muktedirken (ve kağıt üstünde çömez bir grubun kolaylıkla düşeceği abartma hatasına düşme riski varken) müthiş hamlelerle hem indie, hem pop, hem rock, hem punk, hem melankolik, hem de hırslı olabiliyorlar. Asıl mesele tüm bunları olurken, daha ilk albümünü yapan yeni bir gruptan beklenmeyen olgunluğa erişmiş görünmeleri. Buna benzer cümleleri birçok yeni grubun çok iyi olan ilk albümü için kurmuşumdur. Jaws hiçbirinden farklı değil.
Jaws'ın müthiş hamlelerinin adı Time, Gold ve Swim ile sınırlı değil elbette. Home, Be Slowly, Surround You ve sevmek için çok fazla uğraşmayacağım, zamana bırakılan Jaws şarkılarının toplandığı bu debut, son dönemde bana denk gelen onlarca kıytırık indie albüme toz toprak yutturan cinsten. Be Slowly gibi albümleri anlatmak için en güzel cümleleri seçmek istiyorum. Lakin onlar albümlerini anlatmak için en güzel şarkılarını zaten seçmişler. Tür olarak farklılıklar gösterseler de Amerikan synth pop dörtlüsü The New Division ile ruhani bir kardeşlik bağları mevcut sanki. Her iki grup da belki görünüş olarak çok havalı değil ve şarkılarının hakkını veremeyen klipler çekiyorlar. Yine de bu durum onları sevmek için engel teşkil etmiyor. Jaws, son derece havalı tiplerin biraraya gelip acayip iyi klipler çekseler bile şarkıların önüne geçemedikleri bir dünyada ikamet eden gruplardan. Zor tabii!
1. Time
2. Cameron
3. Gold
4. Swim
5. Home
6. Be Slowly
7. Think Too Much, Feel Too Little
8. Filth
9. Sunset State
10. Surround You
11. NYE
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder