7 Ekim 2016 Cuma

VA - Dazed & Confused: A Stoned-Out Salute To Led Zeppelin


(Benim için) gelmiş geçmiş en iyi rock grubu Led Zeppelin, tıpkı başkalarının gelmiş geçmiş en iyi grupları ve şarkıcıları gibi birçok tribute albümle selamlanmış bir efsane. Tribute dediğimiz selamlama olayı da coverlardan oluştuğu için ayrıca ilgimi çekiyor. Hiç şikayetçi değilim ama zaman zaman düşünmedim değil. Acaba tribute albümler coverlardan değil de, selamlanacak grup veya şarkıcıdan esinlenerek yazılmış sıfır şarkılardan oluşsa nasıl olurdu? Kesinlikle daha orijinal olurdu. Öte yandan riskli de olurdu. Şöyle ki, o sıfır şarkı berbat birşey olsaydı, "bu efsane sana vere vere böyle mi ilham verdi" diye çemkirebilirdik. Efsanelerin kime nasıl ilham vereceği kestirilemez tabii. Onlar nasıl bu ilham özgürlüklerini kullanıyorlar ise, bizim de bu ilhamı berbat bulma özgürlüğümüz olmalı. Tüm bunları, bugüne kadar tribute (saygı, övgü, selamlama, onurlandırma, boyun borcu) adı altında bir sürü berbat cover duyduğum için söylüyorum. Çok fazla tribute albüm dinledim. Hala da dinliyorum. Ticari boyutları dışında tribute hadisesini nasıl anladığı muamma yüzlerce cover arasında bir albüm bütünlüğü yakalamış olanların azlığı beni üzüyor. Selamlanan sanatçılara etkisi nasıl oluyor bilemiyoruz elbette.

Bob Dylan, Depeche Mode, Jimi Hendrix, David Bowie, The Rolling Stones, The Beatles, Black Sabbath muhtemelen en fazla tribute albümü yapılan isimlerin başını çekiyordur. AC/DC'nin bile tribute albümü olmasının komikliği bir yana (Timo Räisänen coverı You Shook Me All Night Long'u pamuklara sararak bunun dışında tutmak üzere), bana göre en kötüleri Iron Maiden için yapılanlardır. Iron Maiden için değil tribute albüm, cover bile yapmayı yasaklamak gerek. Çünkü şarkıların karakteristik progressive özgünlükleri yüzünden kim buna yeltenirse eline yüzüne bulaştırmadan bırakamıyor. Pink Floyd (evet onların da var) ve Bob Marley için de benzer şeyler geçerli. Mesela o kadar Bob Marley tribute dinledim ama hayatımda duyduğum en iyi Marley coverı, The Voice UK 2013 yarışmacısı Moni Tivony'nin No Woman No Cry performansıdır. Prodigy'nin tribute albümleri genelde 5-6 şarkı arasında geçer ve hepsi Çin malı Prodigy albümleri gibidir. Depeche Mode için yapılanların çoğu ise yeni elektronik grupların kendilerini göstermek, remiks kabiliyetlerini test etmek için sıraya girdiği podyumlara benzer. Bizler bir baltaya sap olamamış kıytırık metal grupları biraraya gelerek tribute yapıyoruz diye toplananlar nedense ABBA şarkılarını rezil etmeyi pek severler. Filarmoni orkestralarının ve sevimli yerel bluegrass gruplarının yaptığı tribute albümler ise gayet hoştur.


Bunun gibi milyonlarca tribute klişesine bir yenisi daha eklendi. O da özellikle Led Zeppelin ve Black Sabbath için yapılan saygı albümlerine stoner, sludge, doom alanında eğitim gören veya mezun olmuş rock ve metal gruplarının fazlaca rağbet etmeleri. Bu gayet normal. Çünkü özünü geçmişten, sert tavrını günümüzden devşiren bu müziğe en çok ilham veren bu iki efsane olmuştur. Dazed and Confused: A Stoned-Out Salute To Led Zeppelin adlı 2015 tarihli derleme bunun en taze örneklerinden biri. Çoğu (hatta benim için hepsi) bilinmeyen 14 grubun çeşitli Led Zeppelin klasiklerini coverladıkları bu albüm, şimdiye dek yapılmış en sağlam Zeppelin tribute işlerinden biri olmuş. Zeppelin konusunda en bilinen tribute, 1995'te çıkan Encomium: A Tribute To Led Zeppelin'dir ki, dönemin bazı sıkı isimlerini, hatta Robert Plant'in bizzat kendisini bile içerir. Tabii o zamanlar dibimizi düşüren bu albüm, 2015 yapımı bu tribute ile karşılaştırılamayacak kadar farklı. O iyi veya bu kötü olayı değil. Encomium albümü, Duran Duran, Tori Amos, Helmet, Sheryl Crow, Stone Temple Pilots, Blind Melon gibi farklı renkler taşıyordu. Dazed & Confused ise daha çok isim yapma peşindeki gençleri ya da kendi sınırlı çapında isim yapmış bazı grupların Zeppelin'e olan ceket ilikleme şekillerini gösteriyor.

En beğendiğim yorumlar, açılışı yapan Whole Lotta Love (Siena Root), Heartbreaker (Mothership), Thank You (The Black Moods), Immigrant Song (Electric Eye), We're Gonna Groove (Joy), The Ocean (Brutus), The Rover (Fireball Ministry) oldu. Dazed and Confused ve No Quarter'ı zaten yapı itibariyle psychedelic atmosferden çıkarmak zordur. Ama Immigrant Song gibi deli dolu bir şarkı, hele de Robert Plant'in o meşhur çığlığı kullanılmadan da bu atmosfere sokulabiliyor, üzerine spagetti western sosu dökülebiliyormuş. Nobody's Fault But Mine sound olarak kulağa iyi gelse de, vokal duyulsaymış iyiymiş. Stairway To Heaven ve Kashmir dediğinizi duyar gibiyim. İkisi de var ama ne yazık ki tanınmayacak haldeler. Bir cover için tanınmayacak halde olmak her zaman kötü anlamına gelmez. Ne var ki her iki Zeppelin klasiği de, kendilerini coverlayan kafirler tarafından dövülmek suretiyle tanınmayacak hale gelmişler. Şarkıları yolda görsen tanımazsın, o derece. Zaten bu iki şarkı albümde stoner takılmayıp, sözde dream pop (ne alaka!) olarak yer bulmuş yegane coverlar. Bunları saymazsak ve topu genele vurursak eli yüzü düzgün denebilecek bir tribute Dazed & Confused... Meraklısına The Music Remains The Same (2002) ve Dead Zeppelin (2000) adında heavy metal gruplarının cayır cayır yaktığı Zeppelin coverlarından oluşan iki albümü de önerebiliriz.

1. Siena Root - Whole Lotta Love
2. Fireball Ministry - The Rover
3. Cult of Dom Keller - Dazed and Confused
4. Mothership - Heartbreaker
5. Joy - We're Gonna Groove
6. Dead Meadow - No Quarter
7. Lostage - Communication Breakdown
8. Electric Eye - Immigrant Song
9. Brutus - The Ocean
10. The Machine - Nobody's Fault But Mine
11. The Fresh & Onlys - In the Light
12. Indian Jewelry - Kashmir
13. The Tulips - Stairway to Heaven
14. The Black Moods - Thank You

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder