2016 biterken
Planet Of Zeus'un süper albümü
Loyal To The Pack ve black metal kanadından
Rotting Christ'ın
Rituals çalışmasıyla sanırım bu seneki Yunanistan kontenjanım doldu derken bir gece ansızın rastladığım
Stone Cream adlı klişe isimli grubun
Rust isimli albümü ortalığı yine darma duman etti. 8 şarkılık
Rust nasıl başladı, nasıl yürüdü, nasıl bitti hiç bilmiyorum. Belki stoner rock açlığım depreşmişti ve doğru zamanda doğru yerde karşıma çıktı. Lakin korkunç biçimde albümü tekrar dinleme isteği duydum. Hep olduğu gibi ikinci sefer daha oturaklı ve bilinçli bir şekilde aktı. Göremediğim, duyamadığım pekçok şey daha net ortaya döküldü. O vakit bunun açlıkla falan ilgisinin olmadığını,
Stone Cream'in basbayağı taş gibi bir grup olduğunu anladım. Üstelik bir de uzun ve yorucu son
Metallica sancısı
Hardwired…To Self-Destruct'tan sonra dinledim. (Aslında çıkar çıkmaz dinlemiştim de, deluxe edition hatırına bir daha üstünden geçeyim dedim.) Buna rağmen
Rust en ufak bir arıza çıkarmadı, hatta
Hardwired sonrası panzehir gibi geldi. Laf açıldı ama dinleyen her 100 kişiden 98'inin başyapıt dediği
Hardwired'ı ikinci kez dinlemenin acısı ancak bu lafı hemen kapatarak biter. Zira lafı tekrar
Stone Cream'e getirmek işime geliyor.
Lafı onlara getirmesine getireceğim ama haklarında Yunanistan'dan çıktıkları ve üç kişi olduklarından başka hiçbirşey bilmiyorum şimdilik. Bırak isimlerini, resimlerini bile görmedim daha. Ne zaman, ne şekilde kurulmuşlardır,
Rust bu Yunan kardeşlerin ilk albümü müdür insan merak ediyor. Normalde merak etmez. Fakat sen ortaya 90'ların birinci sınıf grunge kültürünü, yılımız ve günümüzün birinci sınıf stoner rock kültürüyle ustalıkla iç içe geçirmiş bir müzikle çıkarsan adama bunları sorarlar. Haklarında elimizdeki tek dişe dokunur bilgi olan
Rust, bu kültürler arası geçişleri mükemmel yansıtan, güçlü riff ve ritm özelliklerini kendi içinde sabit bir konumda tuttuktan sonra o sabitliğin üzerinde serbestçe dolaşan şarkılardan mülhem bir albüm. O sabitliğin içinde grunge var, blues var, heavy metal var. Hepsi
Hardwired'ın dümdüz ilüzyonundan değil, "az ama öz" prensibinin sert notalar halinde dinleyeni yer yer meditasyon etkisi altına alan samimiyetinden ibaret şarkılar. Lafını açmayayım diyorum ama olmuyor. Bırak isimlerini, resimlerini bile görmediğim bu üç arkadaş
Hardwired'ı kesin dinlemiştir. Ne hissetmişlerdir bilmek isterdim. "Türleri, kulvarları farklı" gibi şeyler umurumda değil. Ama kendi yaptıkları
Jail Dog,
Galiandra,
Haunted Train,
Broken Child,
Snakes On My Back gibilerinin öncülüğünde toplam 8 şahane şarkıdan oluşan
Rust'ın eline su dökemeyeceğini bilmelerini isterdim. Belki de biliyorlardır!
1. Jail Dog
2. Broken Child
3. Snakes On My Back
4. Ghost
5. Galiandra
6. Aegean
7. Haunted Train
8. Bow
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder