26 Ocak 2021 Salı

Simply Red - Stars

 
80'lerin ortalarında radyolara öyle bir şarkı düştü ki, heavy metal ve hard rock'tan nevri dönmüş, pop konusunda ise belli isimler dışında kendini kapatmış zihinlere adeta ilaç gibi geldi. Holding Back The Years adlı bu şarkının kırdığı kalplerin haddi hesabı yoktu. Kalbi zaten kırık olanlara bile acımıyor, sanki düşene bir de o vuruyordu. O dönemlerde hiç tarzım olmamasına rağmen hüznüyle beni de büyülemiş, müzikal önyargılarımı gözden geçirmemi sağlamış, pop müziğin soul kanadında yer alan beyaz icralara olan inancımı arttırmıştı. Zira biz soul müziği siyahlardan öğrendik. Her ne kadar "Blue-Eyed Soul" şeklinde etiketlendirilmesine anlam veremediğim bir tür olsa da, bu pop soul kulvarının en leziz örneklerinden biri olan Simply Red'in doğuşuyla sanki yeni bir hüzün dalgası oluşmaya başladı. Bu doğuş, 1984 yılında Manchester'da gerçekleşti ve Holding Back The Years'ın da yer aldığı 1985 tarihli ilk albüm Picture Book ile büyümeye başladı. Yine de ben bu büyümenin albüm bazında bir büyüme olduğunu hiç hissedemedim. Men and Women (1987) ve A New Flame (1989) albümleri de dahil, ilk üç albümü ile pek aram olmadı. Her albümden birer şarkıyı cebime koyarak yola devam ettim. 1991 senesine dair en güzel şeylerden biri olan Stars adlı dördüncü albüme kadar.

Simply Red, her ne kadar albümlerini beğenmesem de takip ettiğim bir grup oldu. Stars'ı da dinlememek olmazdı tabii. O yıllarda bir kaset almadan önce radyolara, özellikle de Yavuz Aydar ve Şebnem Savaşçı'nın canlı radyo programı Stüdyo FM gibi kaliteli kanallara kulak kabartırdım. Bir gün yine akşam saat 6'da Stars piyasaya çıkmadan hemen önce Stüdyo FM'e konuk olunca ortamı hazırlayıp dinlemeye koyuldum. Açılış şarkısı Something Got Me Started zaten albümden önce almış yürümüştü. "Catchy" yapısıyla dans pistlerinin tozunu, aynı zamanda kulakların pasını alan taş gibi bir pop şarkısıydı. Muhtemelen bu albümden cebime koyacağım şarkı da o olur diye düşünüyordum. Gel gelelim diğer şarkılar birer birer sahne almaya başlayınca bu kez olayın başka taraflara gideceğini anlamıştım. Albüme adını veren Stars ile sophisti-pop kollarına atıldığım, Thrill Me ile o popun karizmatik yönüne tanık olduğum, Your Mirror ile o karizmaya katık edilmiş harika hüzne teslim olduğum için çok mutluydum. Your Mirror ne ise, aynı güçlü hüzün sarmalına sahip How Could I Fall da benim için oydu. Tabii tüm bu duygu birikimleri bir anda oluşmadı. Stars'a her girişte şarkıların üzerine sürekli yeni hissiyatlar eklendi, heyecanlar katlandı.

Simply Red'i Simply Red yapan, tek tük ortaklıklar haricinde tüm şarkıları yazan, çok güçlü bir pop, soul, funk vokal rengine sahip olan kişi 1960 doğumlu Mick Hucknall... Stars'da Something Got Me Started ve Thrill Me dışında tüm şarkılar yine ona ait. Hucknall bu iki şarkıyı grubun keyboard sorumlusu olan ve ayrıldığı 96 senesine kadar harika işler çıkaran Fritz McIntyre ile birlikte yazmış. Hucknall ayrıca bu albümde daha önce Soul II Soul, Sinéad O'Connor, Seal gibi isimlerle olan çalışmalarını duyup beğendiği Japon müzisyen Gota Yashiki ile programming yapması için anlaşmış. Ama bir gün albümün kaydedildiği Venedik'teki stüdyoda davul başında jam yaparken görünce hayran kalıp tam zamanlı davulcu olması için kafalamış. She's Got It Bad ve özellikle süper bir funk füzesi olan Freedom şarkılarında Gota'nın bu hayran kalınası davul hakimiyetini görmek mümkün. Model ile bir de sofraya reggae lezzeti koyan Simply Red, hem bir yanıyla ortaya karışık, hem de bütünlük içinde bir albüm yapıp onu ölümsüzleştiriyor. 90'ların başından beri her mevsimde, sayısız yerde dinlediğim Stars, Simply Red kariyerindeki en sevdiğim albüm olması yanında, benim için tüm zamanların en iyi pop albümlerinden de biridir. Plağı yangında kurtarılacakların başında gelir. Onun için her yer ve her zaman doğrudur. Dinlerken tepenize yıldızlarla dolu bir gökyüzü koyar.

1. Something Got Me Started
2. Stars
3. Thrill Me
4. Your Mirror
5. She's Got It Bad
6. For Your Babies
7. Model
8. How Could I Fall
9. Freedom
10. Wonderland

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder