Signor Wolf, İtalyan Marco Severini'nin kendisine bu ismi lâyık gördüğü bir funk projesi. Uzun zaman önce yine internet mixtape'lerinden birinde rastladığım Severini, bu projeyle blues, ska, rock, acid jazz şekillerini (hiç de çaktırmadan) funk normlarına afiyetle yediren bir isim. Bir sürü enstrüman çalması yanında, yer yer vokallerini de duyuyoruz. Uçuk kaçık gitarlar, yılan gibi kıvrılan bir bas, enerjisi hiç bitmeyen bir davul, siyah nefeslerin üflediği kıpır kıpır nefesliler, attığı soloların hakkını veren organ her funk severin kesinlikle atlaması gereken kalitede. Enstümantal parçalarla arası iyi olmayanlar genelde vokalsiz funk müziğine sadece dans ettiren basitlikte yaklaşırlar. Oysa bence herşeyi bir kenara bırakıp kulak kesilinmesi gereken türlerin başında gelen bu müzik, insan eli, nefesi değdiği belli enstrümanların anı yaşayan performanslarını, doğaçlamanın açtığı kapıların ardındaki zenginliği tüm samimiyeti ile sunan güzelliktedir.
Signor Wolf'u duyduktan sonra müzikal olarak onu diğer benzerlerinden ayıran bir özelliği olmadığını hissetmeme rağmen, varsa bir albümlerini dinlemeyi çok istemiştim. Neyse ki bir tane vardı. 2006 yapımı Funk Exp adlı bu nefis albüm, blaxploitation filmlerin, sadece onların değil 70'li yılların aksiyon filmlerinin ruhunun günümüze nasıl taşınabildiğinin dersini veriyordu. Uzun sayılabilecek bir aranın ardından 2010'da bu kez Funkonnection ile bıraktığı yerden devam ediyor Severini.. Biliyorum, çok klâsik ifadeler oldu bunlar. Ne deseydik? Adam yapmış! Üstelik bir de İtalyan. Gerçi onlar da 70'li yıllardan hatırladığımız bazı filmleriyle bu ruha fazla uzak sayılmazlar. O sıralarda sadece fotoroman çekmiyorlardı. İtalyan olması onun siyahlara mâl olmuş bu müziğin hakkından gelemeyeceği anlamına gelmiyor. Hem de öyle bir geliyor ki, hani şu günümüz nimetlerinden olan temiz prodüksyon hamleleri olmasa rahatlıkla alıp bir Pam Grier filmine soundtrack yapabilirsiniz.
Marco Severini'nin enstrüman hakimiyeti, şarkı yazarlığı kadar dikkat çeken bir başka unsur da müthiş aranjörlüğü. Sanki her alet, kendi sırasının ne zaman geleceğini düşünmeden, ama akıl dolu bir sırayla bölümleri paylaşmışlar. Sırası gelen kendi bölümü için en iyisini yapmaya çalışır biçimde şarkının omurgasına zerre zarar vermeden işini yapıyor. Biri çekilince yerini ya hemen diğeri alıyor ya da o omurga üzerinde biraz beraber takıldıktan sonra tekrar solo klaslarını konuşturuyorlar. Bad Queen Gang, Carter's Dope, Funkonnection, Downtown Pusher, Caesar's Palace Funk gibi gözü kapalı önereceğim örnekler yanında, Lips & Laps ve Mambo Jail gibi eski ve yeniyi çok iyi kaynaştırmış, elektronik altyapı ile gidişata koltuk çıkmış bir tavra sahip şarkılar da mevcut. Bu sırf funk takılmaktan çekinen tutum, Ready To Rumble ile daha yaylı soundtrack temalarına, Porno Gun Theme ile de lounge pop mecralarına meylediyor. Nereye meylederse etsin, funk kökeninden sapmadan yapıyor. Ve bende şu funk mixtape'lerine yeniden dönüp başka başka isimleri keşfetme arzusu uyandırıyor.
1. Funk Investigation
2. Territorial Fight
3. Bad Queen Gang
4. Downtown Pusher
5. Caesar's Palace Funk
6. Carter's Dope
7. Porno Gun Theme
8. Lips & Laps
9. Funkonnection
10. You Spin Me Round
11. Mr Stray Bullet
12. Mambo Jail
13. Ready To Rumble
14. Last Minute
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder