Cato van Dijck, Sofie van Dijck, Joost van Dijck kardeşler ve iki müzisyenden daha ibaret Hollandalı The Souldiers, isimlerinde yapmış oldukları kelime oyunundan da anlaşılacağı üzere kendilerini soul müziğin yılmaz neferleri olarak görecek kadar bu müziğe tutkun genç bir grup. Muhteviyatlarında sadece soul yok elbette. Blues rock, rock'n roll, rockabilly unsurların soul, funk, folk ve bazen de pop ile yaptığı kaçamakları zevkle dinliyoruz kendilerinden. Öyle bir karışım ki, duyan gelmiş sanki. Ne var ki, iyi bir karışım yapabilmek, her zaman iyi bir grup olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu bağlamda The Souldiers gerçekten iyi bir grup, çünkü iyi karışımı iyi şarkılarla bütünleştirme enerjileri ve tutkuları var.
Üst katta dile getirdiğim ağız sulandıran karışımı "iyi bir grup" olarak nasıl vücuda getirdiklerine gelince. Çok basit: Doğal davranarak! Genç ve enerjik olmaları onları şımartmıyor. Yarattıkları karışımın karışım olduğunu hissettirmeyecek şekilde özgürce daldan dala atlıyorlar. Cato ve Sofie'nin birbirine son derece uyumlu nefis sesleri, grubun diğer unsurlarıyla birleştiğinde Let Me Take You Away, Sarah, One Night Betty ve Smoke The Devil gibi şarkıları çalarken onları sahnede görmeyi arzulayabiliyorsunuz. İyice ter attıktan sonra I Hold Your Life'ın blues hüznünü de aynı sahnede loş ışıklar altında dinlemeyi hayal edebiliriz tabiî. Açıkçası albüme arka arkaya Let Me Run ve Down On Me ile giriş yaptıklarında, fena değil ama yine de sıradan bir grup dinlediğime dair endişeler oluşmuştu. Neyse ki vakit geçmeden toparlayıp gerçek yüzlerini gösteriyorlar. Üstelik bunu birdenbire değil, alıştıra alıştıra yapıyorlar ki, böylesi benim için her zaman çok daha zevklidir.
Bu arada Laura Vane & The Vipertones'dan sonra The Souldiers sayesinde Hollanda'dan gelen soul, funk, blues esintilerinin farkında değilim sanılmasın. Amsterdam sahnesi son zamanlarda kökleri sağlam temellere dayanan bu karışıma kucak açmış durumda. Bu insanlar, bu esintilerin beşiği Amerika'yı hiç mi hiç aratmıyorlar. Üstüne üstlük, The Souldiers bu türleri çok daha dinç ve olgun biçimde, en önemlisi de kendi müziği olarak albümleştirmiş. Mesele Amerika'yı aratmak veya aratmamak değil elbette. Mesele "eğlencenin müziği"nin her zaman euro-baygınlık getiren mâlum türler olmadığının dosta düşmana ispatı. Hem "eğlence"nin, hem de "dinlence"nin müziği...
1. Let Me Run
2. Down On Me
3. These Times
4. Volunteers
5. Let Me Take You Away
6. I Hold Your Life
7. Lonesome George
8. One Night Betty
9. Smoke The Devil
10. Ten Tricks
11. The Lover Is A Soldier
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder