28 Haziran 2012 Perşembe

DIIV - Oshin


Beach Fossils adlı sıkıcı indie gruptan sıkıldığını düşündüğüm Zachary Cole Smith, 2011'de kendi solo fikirlerine yönelip DIIV ismini verdiği projesini oluşturuyor. Aslında ilk başta çok sevdiği Nirvana şarkısı Dive'dan esinlenerek bu projeye Dive adını koyuyor. Ama 90'larda aynı adlı Belçikalı bir grup daha olduğunu öğrenip Mayıs 2012'de DIIV adında karar kılıyor. Gerçi o Belçikalı grubun kurucusu Dirk Ivens'ın bundan hiç haberi olmuyor ya da varsa bile hiç öyle telif melif uğraşmıyor. Bu kadar isim safsatası yaptığıma bakılmasın. Smith için projesinin ismi şu olmuş, bu olmuş hiçbir önemi yok. Yanına üç arkadaşını da alarak canlı performans kıvamına gelen Smith, çıktığı yer olan Brooklyn'in bende pek bırakmadığı bir izlenim olarak post-punk, shoegaze, new wave harmanından oluşan ilk albüm Oshin'i okumakta olduğunuz bu yazıdan birkaç gün önce çıkarıyor.

Çok sevdiğim türleri biraraya getirip iyi yazılmış mütevazi şarkıların hizmetine sunan DIIV, standartların üzerinde bir debut olan Oshin'de birbirine benzeyen, ama bu tip albümlerin derinine inilmesi halinde farklarının daha kolay anlaşılabileceği 13 şarkı çalıyor. Bu "birbirine benzeyen" durumu çoğu kez can sıkar. Ama dinleme adedi arttıkça onları birbirinden ayırmaya başlamak çok zevkli bir süreçtir benim için. Bir şarkıyı ikinci, hatta üçüncü dinleyişte ilk kez dinliyormuş gibi hissetmenin tadı müthiştir. The Cure'un ya da R.E.M.'in ilk zamanlarına benzeyen tatlı gitar tonunun hiç değişmediği tempolu rock dokusu, ekoya bulanmış buğulu vokallerin gizemiyle shoegaze'e kapılarını açan bir yapıda. "Punk"'ın "post" duruşundaki samimiyet de buna eklenince, temelleri yıllar öncesinde atılmış bir türe neden hala "new wave" dendiği daha iyi anlaşılıyor.

Albümden single olarak çıkan Human ve Sometime, öyle pek single çapında sivrilen şarkılar değiller. Daha çok albümün oyun disiplininden kopmayan defans oyuncuları gibiler. Hani paragöz bir yapımcı olup şu albümden bile üçün beşin hesabını yapan biri olsam kafadan How Long Have You Known ve Doused'u single olarak basardım ki işi garantileyim. Zira bana göre bir süre sonra monotonlaşma ihtimali de bulunan albümün en fazla sivrilen şarkıları bu ikisi. Onlar da oyun disiplininden kopmayan, ama monotonluğun dışına çıkma arayışında olan forvetler gibiler. Monotonlaşma nereden çıktı peki? Oshin'in belki de post-punk'ın hamurunda olan bir melodik kısır döngü içinde sıkışıp kalmışlık duygusu yaratabilecek, bir süre sonra şarkı olmaktan çıkıp iyi kötü bir fon haline gelecek, yaş pasta üstüne baklava yemek misali bir tokluk yaratabilecek yan etkileri de mevcut. Fakat bu vaziyetin ters etki yapıp, hipnotik etkisiyle dinleyeni avucunun içine alma ihtimali de var. Öyle ya da böyle, Miserylab, Violens, Pink Turns Blue gibi ilk aklıma gelen post-punk neferleri arasına gönül rahatlığıyla DIIV'ı da ekleyebilirim. Çünkü bu gruplar, punk sonrasının o sütliman ambiyansına, nostaljiye kol kanat germiş olgunluğuna sahip çıkan bu türün bayrağını başarıyla taşıyan örnekler.

1. (Druun)
2. Past Lives
3. Human
4. Air Conditioning
5. How Long Have You Known?
6. Wait
7. Earthboy
8. (Druun Pt. II)
9. Follow
10. Sometime
11. Oshin (Subsume)
12. Doused
13. Home

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder