24 Haziran 2012 Pazar
Ladyhawke - Anxiety
Phillipa Margaret "Pip" Brown 1979 Yeni Zelanda doğumlu bir indie pop, electropop müzisyeni. Memleketinde 2001-2003 tarihleri arasında müzik yapmış Two Lane Blacktop adlı bir rock grubunda gitar çalmışlığı, bu grup dağıldıktan sonra Avustralya'ya gidip orada Teenager adında bir başka rock grubu kurmuşluğu var. Onun da tek albümlük ömrü tükenince Londra'ya gidiyor ve artık grup kurup dağıtmaktansa kendi başına yol almayı seçiyor. Sıra kendine sıkı bir isim bulmaya gelince de (ne gereği varsa!), Michelle Pfeiffer'ın oynadığı karakterden etkilendiği 1985 Richard Donner filmi Ladyhawke'ı seçiyor. 2008'de Paris Is Burning EP'sini, aynı yıl Ladyhawke adını verdiği ilk albümünü yayınlıyor. Kanımca ve bazı müzik ortamlarının da kanısınca 2008'in en iyi albümlerinden biri olan Ladyhawke, içindeki Paris Is Burning, My Delirium, Manipulating Woman, Magic ve daha birkaç çok iyi besteyle yeni bir yıldızın doğuşunu müjdeliyordu.
New wave, indie pop, synth pop, electropop arasında gezinen ilk albümün üzerinden dört yıl geçince "eyvah, bu kız şimdi bundan da sıkılıp tez zamanda dağıtmak üzere yeni bir grup kuracak" diye düşünmedim değil. Neyse ki geç olup da güç olmayan yeni albüm Anxiety, Mayıs sonlarında dalından düştü. İlk albümdeki tarzını koruyan Ladyhawke, şimdilik bir genelleme yapacak olursak şarkı kalitesi yönünden bu ilk albümün biraz gerisinde kalmış denebilir. 80'lere ve 90'lara müzikal bağlılığını her fırsatta dile getiren bu kadın, özellikle 80'lerin en güçlü kadınlarından üçü olan Cyndi Lauper, Pat Benatar ve Kim Wilde'a olan hayranlığını sık sık müziğinde de hissettiriyor. Zaten şarkılarındaki güncel electropop numaraların zemininde hep bir nostaljik hava solunuyor. Bu genel olarak gitarlı synth besteler olarak tabelaya yansıyor.
Daha önce de dediğim gibi Anxiety beni ilk uzunçalar kadar etkilemedi. Lakin şöyle düşünmek lazım: Şayet ilk albüm Ladyhawke değil de Anxiety olsaydı, "bir ilk albüme göre çok iyi" klişesini kullanırdım büyük ihtimal. Ama ortada daha iyi bir Ladyhawke albümü varken Anxiety'ye ancak başkalarının albümlerinden iyi olmak düşüyor ki, o noktada da benzer türde müzik yapan bir tır dolusu müzisyene/gruba nal toplatıyor. Girl Like Me, Blue Eyes, Vaccine, Vanity, The Quick & The Dead, Gone Gone Gone ilk albümden alınan tadı ortaya çıkaran bileşenleri aynen koruyan nitelikte çok iyi şarkılar. Ama işte aralarında bir Paris Is Burning, My Delirium, Manipulating Woman var mı, bence yok. Tekrar klişelerimize geri dönersek, bu durum Anxiety'yi kötü yapmıyor. İlk elden albümün en iyilerinden saymadığım Sunday Drive ve Black, White & Blue'nun single olarak öne sürüldüğü düşünülürse, önceki albümden kafa yapmış Ladyhawke severlerin Girl Like Me'yi Paris Is Burning niyetine dinlemeleri, Blue Eyes'ın "na na na"ları ile kendilerini piste atmaları şaşırtmaz. Bırakalım ilk albüm, son albüm geyiklerini, şayet 2000'ler de kendi Cyndi Lauper, Pat Benatar ve Kim Wilde'larını çıkarmalıysa, bu çizgiyi sürdürmesi halinde Ladyhawke o yolda hızla ilerleyen isimlerden biri.
1. Girl Like Me
2. Sunday Drive
3. Black, White & Blue
4. Vaccine
5. Blue Eyes
6. Vanity
7. The Quick & The Dead
8. Anxiety
9. Cellophane
10. Gone Gone Gone
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder