29 Aralık 2018 Cumartesi

The Pains Of Being Pure At Heart - Full Moon Fever


2007'de New York'ta kurulan dörtlü The Pains Of Being Pure At Heart, şayet tüm albümlerini çıktığı dönemlerde dinlemek takip etmek sayılıyorsa takip ettiğim hoş bir grup. Kendi uzun adlarını taşıyan ilk albümleri (2009) ve Belong (2011) gibi çok iyi iki albümün ardından Days Of Abandon (2014) ve The Echo Of Pleasure (2017) gibi bana göre iki kötü albüm yaparak durumu eşitlemişlerdi. Bu iki kötü albüm sayesinde kendilerine dair beslediğim heyecanı da yitirmiştim haliyle. Ama her albüm yaptıklarında pas geçmeyeceğim, iyi veya kötü dinleyeceğim bir grup oldular. Uzun süre yeni bir albüm beklemez iken, aniden Full Moon Fever ile çıkageldiler. Bu şekil çabuk bir çıkageliş, genelde ya konser ya da best of çağrışımı yapar bende. Full Moon Fever adı da rahmetli Tom Petty amcamızın efsane solo çalışmasıyla aynı ismi taşıması sayesinde şöyle kısa bir çağrışım yaptı. Ama albüme baktığımda çok hoş bir sürprizle karşılaştım. Meğer Full Moon Fever, grubun tam da Petty'nin bu albümüne saygılarını sunduğu bir cover albüm olarak ortaya çıkmış.

İçlerinde iyisi de var, kötüsü de. Ama böyle albümlerde şahsen aradığım özelliklerden biri, orijinalinin uzağında, sanki sıfır bir besteymiş gibi olanlar. Orijinallerini zaten çok sevdiğim Free Fallin', I Won't Back Down, Runnin' Down A Dream ve Feel A Whole Lot Better bunlardan değil. Hazır yapılmışına sadık kalıp kendi indie pop vizyonlarına göre düzenledikleri bu şarkılar, her ne kadar eli yüzü düzgün bir şekil almış olsalar da, Tom Petty'nin dinamizmini ve çiğ çığlıklarını duyamamak tuhaf geliyor. Yer So Bad, Depending On You ve Love Is A Long Road da fazla değişmemiş, hatta Petty eksikliğinin daha fazla hissedildiği coverlar haline gelmiş. Sıfır besteymiş gibi olan kanatta ise sadece üç şarkı olması üzücü. Bunlardan en iyisi kanımca A Face In The Crowd olmuş. Hem orijinalinin modern pop tınısı korunmuş, hem de bir pop grubu sayesinde o orta tempo pop dokusu iyice ortaya çıkmış. Bana Full Moon Fever 89'a dönme isteği uyandıran coverların başında geldi.

89 tarihli Petty albümünün en güçlü şarkılarından biri olan A Mind With A Heart Of Its Own ise bu albümün en tanınmayacak halde olanı. Bunu iyi manada söylüyorum. Zira gruptan uzun süre orijinaline bağlı şarkılar dinledikçe sonlara doğru "acaba onu nasıl yorumladılar" diye merak ettim. Ortaya yavaş, hüzünlü, müziği değişmiş bambaşka bir akustik şarkı çıkmış. Sözleri olmasa tanıyabilir miydim diye düşünürken, bir süre sonra sözlerine rağmen tanıyamazdım dedim. Alright For Now adlı iki dakikalık küçük akustik folk şarkı, The Pains Of Being Pure At Heart'ın elinde yine iki dakikalık küçük bir akustik pop şarkısı oluvermiş. Keşke diğer şarkılar için de bu üçü gibi farklı yollar denenseymiş. Mesela en son 2015'te Ryan Adams, Taylor Swift'in 1989 isimli albümünü elden geçirmiş, kendi yorumlarıyla albümü çok başka yerlere götürmüştü. İlk iki albümleriyle pop müziği başka yerlere götürme kabiliyetlerini gösteren ama sonra feci bir gerileme dönemine giren The Pains Of Being Pure At Heart, böylesi bir cover konseptinde yeniden doğmamış olsa da, en azından o potansiyelini tekrar hatırlatmış, hatırlatmaya çalışmış ya da hatırlatma iyi niyeti göstermiş diyebiliriz.

1. Free Fallin'
2. I Won't Back Down
3. Love Is a Long Road
4. A Face in the Crowd
5. Runnin' Down a Dream
6. Feel a Whole Lot Better
7. Yer So Bad
8. Depending on You
9. The Apartment Song
10. Alright for Now
11. A Mind With a Heart of Its Own
12. Zombie Zoo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder