5 Kasım 2011 Cumartesi
The Diogenes Club - The Diogenes Club
Matthew "Dob" Williams, küçüklüğünde babasının İspanyol gitarını tıngırdatarak atıldığı müzik yaşantısını, yaşı biraz daha ilerleyince aldığı Atari ile renklendirip ilk meyvelerini vermeye başlamış bir müzisyen. Sonra kendine adam gibi bir bilgisayar alarak EP'lerini ve remikslerini daha profesyonel biçimde oyuna dahil ediyor. Ama şarkı söyleyip söz yazamadığı için şarkıları hep enstrümantal düzeyde kalıyor. Zamanla bu durumun bir sorun olduğunu düşünmeye başlıyor. Derken ortak bir arkadaşın yardımıyla Cardiff'te yaşayan, şarkı söyleyip söz yazabilen Paul Giles ile tanışıyor. Müzik ve vokalleri email yoluyla birbirlerine yollayan ikili, tez zamanda aralarında oluşan kimyanın farkına varıp yüzyüze gelmeye, bununla da kalmayıp Williams'ın tek başınayken kendine koyduğu The Diogenes Club ismi altında birleşmeye karar veriyorlar.
Williams ve Giles beraber ilk olarak 2009'da Do You Know How To Feel It? EP'sini yapıp çok iyi eleştiriler alıyorlar. Öncesinde Williams'ın üç EP'si daha bulunuyor bu arada. 2010'da İki EP daha çıkarıp sevenlerini EP manyağına çevirdikten sonra nedense kendi adlarını taşıyan The Diogenes Club albümünü yapmaları Ekim 2011'i buluyor. Albüm ratinglemeyi seven site ve bloglardan hep geçer notlar alan albüm, 80'ler synth pop ve elektronik naifliğini/naftalinliğini sonuna kadar üzerinde taşıyan bir sound içeriyor. Williams'ın olabildiğince basit, hatta çoğu zaman minimal bestelerini sevimli bir vokal ve lirik anlayışıyla iyice renklendiren Giles, bu sayede The Diogenes Club'ın zaman zaman bir The Bee Gees hassasiyeti yakalamasını bile sağlıyor kanımca.
Şarkılar öyle akılda kalıcı nakaratlarla veya gözalıcı kompozisyonlarla tasarlanmış falan değiller. Yani gözümde şarkı şarkı değerlenen bir albüm değil bu. Ama Green Eyes, The Fall Line, The Longest Day, Scenes Of A Crime, I Know You'll Bring Us Back gibi şarkılar birkaç VHS kiralayıp evi boş bir arkadaşın evinde votka vişne kaçamağı yaptığınız, gece karanlıkta Radyo 3'ten müzik listelerini takip ettiğiniz, rüküş arkadaşlarınızı, rüküş eski sevgilinizi, rüküş kendinizi görüp güldüğünüz bir demet 80'ler fotoğrafının çekildiği günleri aklınıza getirebilir. Belki bunu sadece sound olarak yapabilir. Çünkü yakaladığı bu soundun hakkını tam olarak verebilmesi için daha akılda kalıcı şarkılara ihtiyacı var.
1. Green Eyes
2. The Fall Line
3. I Know You'll Bring Us Back
4. The Longest Day
5. Connected
6. Awake For The Week
7. What You're Missing
8. Speechless
9. They Will Stop at The News
10. The Dream Touch
11. Scenes of a Crime
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder