Mellowdrone adlı grubun üyesi olan, aynı zamanda Dr. Dre, Melissa Auf der Maur, Busta Rhymes, Kelly Osbourne gibi ne alâka isimlerin arkasında bas ve keyboard çalan Camila Grey ile, The Murmurs ve Gush diye muamma gruplarda mesai harcamış, bunun yanında The L Word dizisinde Alice Pieszecki rolünü canlandırmış Okinawa, Japonya doğumlu Leisha Haley'nin kurduğu Uh Huh Her, ikinci albümleri Nocturnes sayesinde tekrar kendilerinden söz etme şansı yaratıyorlar. Böylesine gizemli ve çekici iki kadından söz etmek de pek zevkli doğrusu. Lâkin sırf söz etmiş olalım diye söz etmiyoruz kendilerinden. Yaptıkları müzik ile hem indie pop'un, hem de dirsek temasında oldukları mainstream'in arasında kurmuş oldukları köprünün üzerinden tekrar geçerken her iki tarafa da taviz vermiyorlar. Biraz daha açarsak, duyulan sounda ve şarkı yazım ve tasarımında sanki isteseler kitleleri, radyoları, basını peşlerinden sürüm sürüm süründürebileceklerken, daha geri plânda kalmayı seçmiş bir dürüstlükleri var. Günlerce dillerden düşmeyecek yakıcı/yakalayıcı pop rock besteleri yazabilirlermiş de sanki bilerek yazmıyorlarmış, kendi inandıkları yolda gitme kararı almış gibi de prensip sahibi havaları var.
Gelmiş geçmiş en kötü albüm isimlerinden birine sahip PJ Harvey'nin 2004 tarihli Uh Huh Her'ünden etkilenerek gelmiş geçmiş en kötü grup isimlerinden birine sahip olan Camila-Leisha ikilisi 2008'deki ilk albüm Common Reaction'da bu tavrılarını, havalarını, prensiplerini vs. yeterince göstermişlerdi. İlk duyuşta üzerine atlayacağınız türden şarkılar yapmıyorlar, zamanın onları demlediğine olan inancımızı güçlendirir nitelikte iddiasız ama yetkin bir duruş sergiliyorlardı. Aynı duruş Nocturnes ile sürmekte ki, bu da bir anda meşhur olup ortalık malı olmalarını bir süre daha erteleyebilmesi yüzünden sevindirici. Hatta zaman zaman şarkılarında ciddi bir düzenleme sıkıntısı çektikleri fikrine kapılabiliyorsunuz. Evet bu sıkıntı Common Reaction'da vardı, Nocturnes'de de var. Ama işin tuhaf yanı, bazı şarkılarda o sıkıntının olduğunu düşünürken birkaç dinleyişten sonra keşfettiğiniz ufak ayrıntılar aslında şarkının gayet sofistike biçimde zaten düzenlendiğini göster(m)iyor.
Kanımca Nocturnes, bir önceki Common Reaction'dan ne ileride, ne geride bir albüm. Yine de o düzenleme sıkıntısı dediğim şeyin aslında zaten düzenlenmiş olduğunu biraz belirgin eden, bunun yanında gerçekten çok iyi düzenlenmiş şarkılar mevcut albümde. Bu eksiklik kimi zaman şarkılardaki tutku dozunu hissetmenin önünde ciddi bir engeldi Uh Huh Her için. Yani tutkulu olduklarına emin olduğunuz, ama bunu gösteriş biçimleriyle birşeylerin eksikliğini yüzeye çıkarması muhtemel eksiklikler (ya da tercihler diyelim) vardı. Oysa burada o tutkunun gözü kısmen açılmış denebilir. Another Case bu yıl duyduğum en iyi şarkılardan biri. Duygu yoğunluğunu epik sınırına dayanmış bir enerjiyle radyo formatına ulaştırmış bir şarkı. Kulağa "altı kaval üstü şeşhane" geldiğinin farkındayım ve bundan mutluyum. Marstorm, Wake To Sleep, Disdain, Human Nature albümün diğer iyileri ki bunlar albümün ilk yarısını oluşturan şarkılar. İkinci yarı ise The Kids Are Alright filminin şarkıları arasında da yer alan Same High dışında pek samimi gelmedi. Belki şimdilik öyledir. Bir de şu var ki Uh Huh Her (bu arada şu ismi yazmanın bana komik geldiği kadar zor da geldiğini fark ettim) herşeye rağmen en iyi albümünü henüz yapmadı. Bu da oldukça heyecan verici.
1. Marstorm
2. Another Case
3. Disdain
4. Wake to Sleep
5. Human Nature
6. Many Colors
7. Debris
8. Criminal
9. Same High
10. Darkness Is
11. Time Stands Still
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder