10 Kasım 2011 Perşembe

Insomnium - One For Sorrow


Finlandiyalı Insomnium dörtlüsünün yaptığı müziği tanımlamak için şiir gibi bir kurnazlık düşünülmüş. "Melodic Death Metal"... Birkaç yıl öncesine kadar böyle bir tanımdan haberim yoktu açıkçası. Yani death metal'in başına melodik bir ekleme yapıldığını müzikal anlamda fark etmişliğim vardı fakat bunun kağıt üstünde tanıma dökülmesi çok daha anlamlı olmuş. İlk başta bende death vokalli power metal algısı yaratsa da, işin progressive metal yanının ağır basması beni bu türe, sade death metal'den çok daha fazla yakın hissettirmekte. Çünkü death metal'in koyu havasındaki melodik eksiklik, onu fazla ruhsuz göstermekte. "Türün kendi adı Ölüm olan bir müzikten neyin ruhunu bekliyorsun" türü sözde esprili yaklaşımları çoktan aşmış, buna rağmen "ucunda ölüm yok ya, dinler geçeriz" dediğim birçok albümün sonunu zor getirmiş biri olarak işin içine dahil edilen melodik unsurların ve progressive zekânın bu müziğin gerçek itibarını teslim ettiği kanaatindeyim. Ancak bu sayede şarkılar ve onlara yazılan nihilist veya ümit ışığı barındıran felsefi lirikler daha bir sivrilip hedefine ulaşabiliyor benim nazarımda.

1997'de kurulan Insomnium'un beş albümü var. İskandinav ülkelerinin death metal ve türlerine olan ölümcül bağlılığını kutsayan, ona harika bir melodi anlayışıyla seviye atlatan gruplardan biri olan Insomnium'u ilk defa 2009 tarihli 4. albümleri Across The Dark ile tanımıştım. İçinde "metal" kelimesi geçen her türde haklı olarak aranılan hız ve sertliği poz amaçlı değil, şarkıların omurgasını oluşturmak için kullanan olağanüstü bir tecrübenin ürünü bu albümü dinlememin üzerinden 2-3 ay geçtikten sonra yeni albümlerinin çıktığını öğrenmem güzel bir sürpriz oldu. O albümün adı One For Sorrow ve grup aynı güçlü duruşunu eksiksiz biçimde bu albüme yansıtmış. Insomnium'a ve benzeri pekçok gruba karakterini veren brutal vokalin melodik altyapıyla birleşimi One For Sorrow'a devasa kanatlar takıp gökyüzüne yükseltmiş. Niilo Sevänen'in brutal tekniği, bir teknik olmanın ötesine geçip şarkılara bir kış rüzgârı, bir Orta Dünya canavarı, çılgınlığın güzelliğine vurgu yapan bir death metal enstrümanı kimlikleri vermiş. NWOBHM yoğunluğunu sert perdeden epik bir hardcore ile yücelten, böylece death metal olgusunu kendi kısır döngüsünden kurtarıp özgürleştiren müzikal olgunluk Insomnium'un her hücresine, her notasına sinmiş.

Sert başlayıp yumuşayan, yumuşak başlayıp sertleşen, sonra tekrar yumuşayıp tekrar sertleşen, tüm bunlar olurken hayranlık veren biçimde metal müziğin duygusal zekâsına sonuna kadar sahip çıkan bu üslubun ürünü Song Of The Blackest Bird, Unsung, Lay The Ghost To Rest, One For Sorrow, Only One Who Waits ve diğerleri, tadına doyum olmaz sert bir enerjiyi müthiş bir duygu yoğunluğu haline getiriyorlar. Hepsi ayrılmaz bir bütünün parçaları. O bütünün parçası gibi durmayan tek şarkı olan Decoherence'in inanılmaz yumuşaklığında hissedilen destansı hüzün bile aslında o bütünün içinde var olan her türlü teslimiyetin çıplaklığını en basit biçimde ele veren nitelikte. Dinlemediğim ilk üç Insomnium albümünün de hiç yanlış yapmayacağına neredeyse emin hâle geliyorum bu yüzden. Dinlediğimiz müziğin türü ne olursa olsun, farkında olarak veya olmayarak aradığımız en belirgin özelliklerden biri ortaya çıkıyor böylece.

1. Inertia
2. Through the Shadows
3. Song of the Blackest Bird
4. Only One Who Waits
5. Unsung
6. Every Hour Wounds
7. Decoherence
8. Lay the Ghost to Rest
9. Regain the Fire
10. One for Sorrow
11. Weather the Storm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder