23 Eylül 2020 Çarşamba

Matt Berry - Phantom Birds

 
1974 Bromham, Bedfordshire, İngiltere doğumlu senarist, oyuncu ve müzisyen Matt Berry, ilk albümü Jackpot'ı 1995'te çıkarmış, ilk oyunculuğunu ise Garth Marenghi's Darkplace adlı mini diziyle 2004'te yapmış. Bu da gösteriyor ki Berry öncelikle bir müzisyen. Oyunculuğu ve müzisyenliği bir arada götüren Berry, özellikle TV için o kadar çok iş yapmış ki, albüm çıkarma işi sadece arada yaptığı kaçamaklara dönmüş. 6. kaçamağı olan Phantom Birds vesilesiyle artık bu çok sevdiğim adamla ilgili bir şeyler gevelemek istedim. İngiliz usülü folk rock, psychedelic pop, soft rock şeklinde özetlenebilecek müziği o kadar sade, temiz ve eski usül ki, 60'ları 70'lere bağlayan bir dönemden bir albüm diye önümüze koysalar sorgusuz sualsiz yeriz. Matt Berry'yi ilk kez 2007 yılında başlayan efsane İngiliz komedi dizisi The IT Crowd'da canlandırdığı, ne iş yaptığı belirsiz büyük bir şirkette patron olan eksantrik ve komik Douglas Reynholm rolüyle fark ettim. Karikatürize rolünü o kadar iyi dolduruyordu ki, onun sahneleri de ışıl ışıl parlıyordu. Çok da güçlü bir ses tonu vardı. Ama o zamana kadar şarkıcı olduğunu bilmiyordum. Hatta dizi bittikten 3-4 sene sonra albümlerini gördüm. Gördüğüm andan beri de her albümünü dinledim. Komedi personasıyla albümlerindeki ciddiyeti arasındaki farkı gördükçe ona olan hayranlığım günden güne arttı.

Matt Berry müziğiyle aramdaki bağın kökleri aslında çocukluğuma dayanıyor. Radyo dinleyerek büyümüş biri olarak bilinçaltıma işlemiş bir puslu atmosferin emarelerini buldum bu müzikte. Radyoda programlar arasındaki boşlukları kapatmak için tozlu arşivlerden seçilmiş kimsenin bilmediği dingin şarkıları çok severdim. Bazen az da olsa yabancı müzik kuşaklarında 70'ler psychedelic pop örnekleri seçilir, ben de bu şarkıların bir akşamüstüne veya akşama kattığı o hüzünlü tadını zihnime kazırdım. Bunlar beynimin bilmediğim bir arşiv deposunda o kadar güzel saklanmış ki, Matt Berry onların bazılarını arşivden indirmeyi başarmış adamlardan biri. Sapına kadar İngiliz olmasının verdiği nostalji duygusu da ayrı tabii. Puslu havası ve kır ambiyansıyla bir İngilizlikten söz ediyorum. Eski BBC dizileri, rüzgarlı ve dalgalı bir sahil, loş odalar, kabuk bağlamış yaraları kavlatmanın çocuksu hazzı, Pazar akşamlarının omuzlara çökmüş hüznü, yorganı üzerine örttüğünde duyduğun tuhaf bir huzur hali ve "acaba şu an radyoda ne çalıyor" merakı... Bunlar ve dahası. Bu müzik o kadar çok şeyi çağırıyor ki, üzülmek veya sevinmek tümden somutlaşıyor.

Moonlight FlitSomething In My EyeYou Danced All NightMan Of DoomWhere's My Love? ve diğerleri akıp giderken bu somutluk bir rüyada olma haliyle iç içe geçerek dengeleniyor. "Nostalji" bunu en iyi özetleyen kelimelerden biri. Ama o nostaljiyi şimdi bile iliklerimize kadar hissediyorsak onun eskidiğini, nostaljik olduğunu nasıl söyleyebiliyoruz? Filmler ve şarkılar, tıpkı eski fotoğraflar gibi o zamanları hemen yakalayıp huzurunuza getiriyor. İnanılmaz beyin fonksiyonlarından biri. Daha zorlasak kimbilir o tozlu raflardan, sandıklardan neler çıkar. İngilizlerin efsane olmuş pedal steel gitaristi BJ Cole ve Berry'nin çok iyi anlaştığı progressive rock davulcusu Craig Blundell'in katkıları bu müziği ılık country mecralarına taşısa da, Berry o elit pop kimliğini ve retroluğunu bir an olsun geride bırakmıyor. Önceki albümlerinde de bu disiplin söz konusuydu. Fakat Phantom Birds'te olduğu kadar yoğun gelmemişti nedense. Yaşlandıkça içimize daha farklı mı işliyor diye sordum Berry'ye. O da dedi ki, "benim içimden gelen bu". Keşke hepimiz içimizden gelenleri, geçmişimizi, nostaljimizi onun gibi şarkılara döküp somutlaştırabilsek, her dinlediğimizde de o geçmişin dehlizlerinde soyutlaşabilsek.

1. Something in My Eye
2. Danced All Night
3. Phantom Birds
4. Moonlight Flit
5. Man of Doom
6. Where’s My Love?
7. Take a Bow
8. Intermission
9. Hail to the King
10. In My Mind
11. That Yellow Bird
12. Waving Goodbye
13. Covered in Clowns

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder