31 Mart 2019 Pazar

Issız Ada Radyosu Arşivi (Mart 2019)

The Ringo Jets - Open Sesame
Yıl: 2018 Türkiye
Tür: Stoner Rock, Garage Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Full Stash"
The Georgia Satellites - Keep Your Hands to Yourself - The Greatest Hits
Yıl: 2019 ABD
Tür: Garage Rock, Rock'n Roll
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Keep Your Hands to Yourself"
C Duncan - Health
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Indie Pop, Dream Pop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Health"
Ayla Nereo - By the Light of the Dark Moon
Yıl: 2019 ABD
Tür: Indie Folk, Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Wheel of Time"
Aerosmith - Get a Grip
Yıl: 1993 ABD
Tür: Hard Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Gotta Love It"
White Denim - D
Yıl: 2011 ABD
Tür: Indie Rock, Neo-Psychedelia
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bess St."
Devin Townsend - Empath
Yıl: 2019 Kanada
Tür: Progressive Rock, Power Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Genesis"
 
Dirty Dave Osti - Midnight Mojo Man
Yıl: 2018 ABD
Tür: Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bad Blood"
Koburg - The Enchantress
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Symphonic Rock, Progressive Metal
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Echoes in the Night"
Jim Jones & The Righteous Mind - CollectiV
Yıl: 2019 İngiltere
Tür: Blues Rock, Punk Blues
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Sex Robot"
 
It's For Us - Come With Me
Yıl: 2017 İsveç
Tür: Post-Punk
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Drifting"
Makthaverskan - Makthaverskan
Yıl: 2009 İsveç
Tür: Post-Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "It's You and It's I"
 
Frankie and The Witch Fingers - ZAM
Yıl: 2019 ABD
Tür: Funk Rock, Garage Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Pleasure"
 
The Faint - Egowerk
Yıl: 2019 ABD
Tür: Dance-Punk, Electroclash, Indietronica
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Automaton"
Wintersleep - In the Land Of
Yıl: 2019 Kanada
Tür: Indie Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Never Let You Go"
Children of Bodom - Hexed
Yıl: 2019 Finlandiya
Tür: Melodic Death Metal, Power Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Under Grass and Clover"

Dick Dale and His Del-Tones - Singles Collection '61-65
Yıl: 2010 ABD
Tür: Surf Rock
"F" Rate: 10/10
I.A.R. tavsiyesi: "Hava Nagila"
Mdou Moctar - Ilana (The Creator)
Yıl: 2019 Nijerya
Tür: Tishoumaren, Psychedelic Rock, Blues Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Tumastin"
Chiangmai Blues - Chiangmai Blues
Yıl: 2019 Tayland
Tür: Blues Rock, Funk Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "ไอ้หนุ่มบลูยีนส์"
 
Blaze OST
Yıl: 2018 ABD
Tür: Folk Rock, Country
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: Ben Dickey - "Should Have Been Home With You"
 

27 Mart 2019 Çarşamba

White Denim - Side Effects


2016 tarihli Stiff'in bendeki etkisi hala geçmemişken 2018'de Stiff kadar etkilemese de çok iyi bir albüm olduğu su götürmez Performance ile dönen Teksaslı dörtlü White Denim, arayı hiç soğutmadan, daha Performance'ı bile tam sindirememişken Mart sonuna Side Effects adlı dokuzuncu albümlerini önümüze bırakıyorlar. Stiff kadar iyi bir albümün ardından yine bir hit deposu bekliyordum. Performance öyle bir albüm değil, daha çok birbirine sıkı sıkıya kenetli parçalardan oluşan konsept bir albüm gibiydi sanki. Side Effects'in birdenbire ortama düşmesi, isminin de "Yan Etkiler" olması nedeniyle, bazı grupların bir önceki albümlerindeki şarkıların remixlerini çıkardıkları projelerden biri olduğunu sandım. Oysa bildiğin sıfır kilometre yeni albümmüş kendileri. Stiff'ten beri White Denim dinlemek benim için büyük bir keyif halini aldığından, Side Effects ile epey vakit geçireceğimi hissediyorum.

Grubun delişmen soundu, indie rock, psychedelic rock ve neo-psychedelia türlerinin kol kola uçuşa geçmelerinden ibaretken, Stiff ile bu denkleme soul da eklenmiş, çok da harika olmuştu. Performance ve Side Effects'te o soul etkisi fazla görülmüyor ne yazık ki. Bu son iki albüm, elalemin neo-psychedelia dediği, benim ise progressive pop da diyebileceğimizi düşündüğüm tarza daha bir ağırlık vermiş vaziyette. Albümü canlı kaydettiklerine dair elimde bir bilgi yok. Ancak şarkılar fena halde o jam seanslarından fırlamış gibi duruyor. Hatta enstrümantal Reversed Mirror'da olduğu gibi bu kolektif soundun içine yedirilmiş pop caz veya sophisti pop titreşimleri de alıyoruz. Bana göre albümün en iyisi olan açılıştaki Small Talk (Feeling Control), sanki bir şekilde Stiff'te yer bulamayıp beklemeye alınmış (bu da şarkıya hakaret gibi oldu) bestelerden biri gibi. Shanalala da o ruhu taşıyan bir başka lezzet. Hiperaktif rock şarkısı Head Spinning, kapanıştaki karizmatik Introduce Me falan derken yine yağ gibi kayan bir White Denim albümü ile daha hoş dakikalar geçirecek olmanın mutluluğu yer yanımızı sarıyor. Biz kim miyiz? Beyaz kot giymeyi de, dinlemeyi de sevenler.

1. Small Talk (Feeling Control)
2. Hallelujah Strike Gold
3. Shanalala
4. NY Money
5. Out of Doors
6. Reversed Mirror
7. So Emotional
8. Head Spinning
9. Introduce Me

15 Mart 2019 Cuma

Blackbud - Blackbud


Joe Taylor (vokal/gitar), Sam Nadel (davul), Adam Newton (bas) klasik oluşumuna sahip Blackbud üçlüsü, İngiltere/Wiltshire’daki St. Laurence okulunda okurlarken tanışmış, kısa sürede de kaynaşmışlar. Bu kaynaşmada her üçünün de Radiohead, Jeff Buckley ve Jimi Hendrix hayranı olmalarının etkisi büyüktür mutlaka. Böylelikle 2002 yılında Blackbud’ın temeli atılıyor. Ama bu temele inşaat dikmek için iki sene bekliyorlar. Grup sahibi olup da iki yıl kayda değer bir atakta bulunmayan üçlü, nihayet bir alternatif müzik madebi olan Glastonbury’de çalma fırsatı elde ediyorlar. Sonra gelsin EP’ler, gitsin turlar derken 2005’te plak anlaşması imzalamayı başarıyorlar. 2006 yazında da alternatif camiada alkışlarla karşılanan ilk albümleri From The Sky çıkıyor. Single olarak piyasaya sürülen Barefoot Dancing ile Forever yanında, albümden önce EP’si çıkan ve o dönemde Blackbud denince akla ilk gelen şarkı olan Heartbeat’in de yer aldığı bu ilk albüm gayet iyiydi. 2009 tarihli kendi adlarını taşıyan gıcır gıcır ikinci albümleri ile bana göre daha iyisini yapabileceklerini gösteriyorlar. Bu arada müzisyenler ilk albümleri dışında (o biraz daha anlaşılabilir) sonraki albümlerinden birine neden kendi adlarını taşıtıyorlar hep merak etmişimdir konuyla alakasız olarak.

From The Sky’a göre daha olgun, karakter sahibi ve güçlü bir alternatif rock tadı barındırdığını düşündüğüm Blackbud, öte yandan sanki bir süre daha pişmesi gerekiyormuş izlenimi de yaratabiliyor. Left Your Arms Empty ile çok şık bir açılış yapan, bünyesinde barındırdığı Love Comes So Easy, So It Seems, Wandering Song gibi başka şık parçalara tezat biçimde, şimdi burada adını vermek istemediğim bazı şarkılarla vasat kalabiliyor. Kimi yerlerde de iki arada bir derede kalıyor. Mesela You Can Run isimli beste özellikle nakaratıyla düşük tempolu bir radyo dostu olmaya oynarken, o nakarata varana kadar olan düşük tempo üzerine koyduğu sözleri yerleştirmede acemilikler yaşıyor, zamanlama hataları yapıyor. Yine zamana oynar gibi kısa bir gitar solomsu ile şarkıyı bitiriyor. Bunun gibi pimpirikli yorumlarla kafamı karıştırmam dersek genel olarak keyif alabiliriz. Sesi güzel, müziği güzel bir üçlü neticede. Müzikal anlamda bana göre olmuş bir grup olarak Blackbud’ın albüm kurgularken istisnalar dışında henüz istikrarlı şarkı yazma, en önemlisi de o şarkıları iyi tasarlama ya da hiç tasarlamadan hepten özgür bırakma yeteneği elde edemediğini kafamda kurmaktayım.

1. Left Your Arms Empty
2. You Can Run
3. Wandering Song
4. Love Comes So Easy
5. So It Seems
6. Golden Girl
7. Road To Nowhere
8. Come Down Easy
9. Outside Looking In
10. I'll Be Here
11. Darkness

7 Mart 2019 Perşembe

It's For Us - Stay


Post-punk dedik, İskandinav dedik, "uzun bir şarkının 10 parçaya bölünmüş halinden ziyade, kendi kişiliklerini bulmuş 10 parçanın meydana getirdiği bir albüm" dedik. Bu defa Stockholm/İsveç'ten şahane bir grupla buluşuyoruz. Dört kişilik It's For Us (kendilerine böyle kötü isimleri nereden buluyorlarsa), 1 Şubat 2019 tarihli ikinci albümleri Stay ile tanıştığım, tanıştığımıza da son derece memnun olduğum bir post-punk, new wave, indie rock grubu. Camilla Karlsson (vokal, bas gitar), Jon Gredmark (gitar), Rebecka Johansson (keyboard, geri vokal), Alex Nilsson (davul) dörtlüsü, Nisan 2017'de çıkan ilk albümleri Come With Me ile çok iyi eleştiriler almış. Dinledikten sonra o eleştirilere hak verdim. Ama ikinci bebekleri Stay kesinlikle 2019'un en iyi albümlerinden biri. Öylesine muğlak, öylesine yoğun ki, defalarca dinlemekten kendimi alamıyor, her bitirdiğimde de sanki hala çözememiş gibi hissediyorum.

Klasik olarak ilk albüm - ikinci albüm kıyaslaması yapmak istemiyorum. Come With Me ile çok vakit geçirmiş olmamama rağmen iyi bir albüm olduğunu anlamak zor değildi. Ara sıra fonda çalmasına da hiç itirazım olmaz. Stay ile yaşadığım süreç ise gittikçe heyecanlanıyor. 7 dakikalık açılış şarkısı The Bottle The Bomb, yeni tanıdığım, ilk albümünü dinlemeye başladığım bir grubun ilk şarkısı olarak %100 doğru bir tanışma şarkısı sayılmaz. Onun sayesinde albümden sıkılacağıma dair düşüncelere sevk edilmiş olsam da, yarattıkları soundun o İskandinav kara bulutlarıyla kaplı cazibesi beni sardı. O cazibeye kapılmaya çok hazırdım. Nitekim bu karanlık içinden sızan ışık hüzmeleri misali Stay, Kaos, The Closing, Dream Is Over, Catcher In The Rye, No Apologies ve diğer harikulade şarkılar birer birer gönlümü fethetmeye başladılar. Fakat tümden fethetmeyip, sonraki seanslara da birşeyler saklıyorlar. Bu duyguyu her seferinde hissediyorum ve çok hoşuma gidiyor.


Bu şarkıları dinlerken, önceki dinleyişlerimden gitar melodilerini, temposunu, nakaratlarını hatırlıyorum. Ama albüm bittikten sonra hangisinin hangi şarkıya ait olduğunu o kadar güzel unutuyorum ki, böylece her seans yeni bir It's For Us yolculuğuna dönüşüyor benim için. Bu büyü bozulmasın, hiçbir şarkı diğerinin önüne geçmesin diye (varsa) videolarını bile izlemiyorum. (Zaten son zamanlarda hangi şarkıyı çok sevdiysem mutlaka berbat bir videosu oluyor.) Kaos'u dinlerken The Closing'i hatırlıyor, her defasında Dream Is Over ile No Apologies'i karıştırdığımı fark ediyor, All The Time, Curse ve Destruction'ın çok iyi şarkılar olduğunu bildiğim halde onları unuttuğumu anlıyorum. Bu karışıklığı çok seviyorum. Şimdilik sadece açılıştaki The Bottle The Bomb (ki onun da uzun ve yalın yapısının hipnotik etkisine kapılmak üzereyim), dream pop hüznünü post-punk  hüznüyle sarıp sarmalamış enfes Huddinge ve belki nakaratı sayesinde bana çok "catchy" gelen Catcher In The Rye'ı net olarak hatırlıyorum. Bu hatırlayış onların değerini azaltmıyor. Diğerlerinde ise yüzünü bildiğiniz, ama ismini unuttuğunuz insanlara benzeyen o gizem hala korunuyor.

Çoğu Camilla Karlsson ve Jon Gredmark imzalı şarkılar kah Camilla'nın oturma odasında, kah Jon'un mutfağında yazılmış, Stockholm'deki Joniverse stüdyolarında kaydedilmiş. Bas gitarı ve sesiyle o hoş kasvetin oluşmasında büyük pay sahibi olan Camilla ve gitarlarıyla her şarkıya olağanüstü örümcek ağları ören Jon, 70 ve 80'lerdeki post-punk zaman tünelinden geçip günümüze Stay adında şahane bir albüm bırakmışlar. Geçmişten referans olarak bir sürü isim sayılabilir. Yine İsveçli dört kişilik bir post-punk grubu olan, It's For Us'a göre biraz daha garaj sertliği içeren üç güzel albüm sahibi Makthaverskan ile aralarında yakınlık gördüm. (Yakın zamanda çıkardıkları iki single ile onların da yeni albüm vakitlerinin geldiği anlaşılıyor.) İskandinav ülkelerindeki çoğu grubun retro rock ve pop duygusuna hayran bir dinleyici olarak It's For Us gibi takip edilecek bir başka isim daha kazandığım için çok mutluyum. Ve üç gündür ayrı kaldığım Stay'e geri döneyim.

1. The Bottle the Bomb
2. Stay
3. Kaos
4. All the Time
5. Huddinge
6. Curse
7. The Closing
8. Dream Is Over
9. Catcher in the Rye
10. Destruction
11. No Apologies